Üniversitedeyken gittiğim bir derneğin duvarına asılı bir afişte görmüştüm ilk defa Şehit Metin Yüksel’in adını. Hasan El-Benna’yı ilk orda tanımıştım. Malcom X’e ait cümleleri yüreğime asmış İskilipli Atıf Hoca’yı ve diğerlerini rahmetle anmıştım. Orda öğrenmiştim her şehidin zafere doğru giden bir adım olduğunu.
Şubat ayı şehadet adı olarak kazınmıştı o zamanlar yüreğime. Şehadet gecelerinin, o ilk heyecanlarımın hep beraber söylediğimiz marşların tadı hala damağımda. Bu yüzdendir ki her şubat geldiğinde içim kıpır kıpır olur benim. Yeniden doğmuş gibi hissederim. Hele bir de geceler boyu yağan kar tanelerini taşıyan meleklere şehitlerinde eşlik ettiğine dair inancım alır beni götürür bambaşka diyarlara. O kadar bahtiyar olurum ki 28 Şubat’ın karanlığını bile örter içimdeki neşe.
Bu Şubat'ın daha başka bir özelliği var Şaban Ayı’nın nurunu da barındırıyor içinde. Bir Ramazan öncesi Rabbim nasip ederse yeni bir başlangıcı müjdeliyor hepimize. Yeniden bir dirilişin gölgesinde serinlemeye çağırıyor bizleri. Derdimiz şahit olmaksa derdimiz yatağımızda ölsekte şehadete erenlerden olmaksa bu ne güzel bir nimet ne güzel fırsat yüreği Reyyan’ın hasretini çekenlere.
İnsan büyüdükçe daha farklı bakmaya başlıyor hayata. Daha bir sessizleşiyor daha bir derinleşiyor.
İnsan büyüdükçe içindeki gurbette büyüyor. Sılasız dolaşmayı öğreniyor yeryüzünün yollarında.
Çölün fırtınasını yüreğe değmeyen muhabbetlere tercih edebiliyor Ebuzer gibi. Çölün yalnızlığında dönüp kendi kalbine bakıyor her seferinde kalbini başka bir kara lekeden arındırma çabasına giriyor.
İnsan büyüdükçe eğiliyor başı buğday taneleri gibi acizliğinin farkına varıyor
İnsan büyüdükçe şehadeti daha çok özlüyor nihayetinde bir çöp olacak dünyayı artık o kadar da abartmıyor. Hasadı ötelere bırakıp ekip biçmenin derdine düşüyor.
İnsan büyüdükçe kar- zarar hesabı yapmaktan vazgeçiyor Kalem’in sahibini tanımak istiyor kırıntıya bile kader yazan Rabbe teslim oluyor.
İnsan büyüdükçe sloganlardan anlık heyecanlardan vazgeçip öze inmek işin özünü keşfetmek kendi özünü gürleştirmek istiyor.
İnsan büyüdükçe sadece kurşunla ölenlerin şehit olmayacağını kalbini arındırma çabasında olan herkesin bu mertebeye ulaşabileceğinin idrakine varıyor.
İnsan işte ne kadar bilse de yeniden Alak suresinden başlamak her seferinde başka pencereden oku’mak zorunda kalıyor hayatı, şehadeti, şubatı ve kendini.
Ben de bu Şubat 2025'te böyle okudum içimi vesselam.