KAHTA’DA “II. ABDÜLHAMİT SONRASI OSMANLI” KONFERANSI

23.10.2022 20:32:56
KAHTA’DA “II. ABDÜLHAMİT SONRASI OSMANLI” KONFERANSI


KAHTA’DA “II. ABDÜLHAMİT SONRASI OSMANLI” KONFERANSI

İlim Yayma Cemiyeti Kâhta Şubesi tarafından Araştırmacı-Tarihçi Yazar Mustafa Armağan'ın katılımıyla "2.Abdülhamid Sonrası Osmanlı" konferansı gerçekleştirildi.

İlim Yayma Cemiyeti Kâhta Şubesi’nin organize ettiği ve tarihçi-yazar Mustafa Armağan'ın katılımıyla Kahta Kültür Merkezi’nde "2.Abdülhamid Sonrası Osmanlı" konferansı gerçekleştirildi. Konferans öncesinde Biruni Kitap Kahvede söyleşi ve Kâhta BIST Fen Lisesinde öğrencilerle hasbihal programına katılan Mustafa Armağan, akşam Kâhta Kültür Merkezi Konferans Salonu’nda "2.Abdülhamid Sonrası Osmanlı" Konferansına katıldı. Konferansa ilçe halkı yoğun ilgi gösterdi.

Sunuculuğunu Habib Aslan'ın yaptığı program, Mustafa Işık Hoca'nın Kur'an tilaveti ile başladı. Ardından İlim Yayma Cemiyeti Kâhta Şubesi'nin faaliyetlerini gösteren video gösterimi yapıldı ve İlim Yayma Cemiyeti Kâhta Şubesi Başkanı Bilal Akgül selamlama ve açılış konuşması yaptı.

Başkan Akgül konuşmasında : "Bir çınar için toprak altındaki kökleri ne ise ve bu kökler kurudukça çınar nasıl kurumaya mahkûmsa tarihine sırt çevirmiş milletlerde yok olmaya mahkûmdur. Geçmişini bilmeyen, ecdadının tecrübelerinden haberi olmayan bir millet, kendisini ayakta tutan köklerini kurutmuş demektir. Tarihini bilen millet, kökü sağlam bir çınar gibidir. Bu yönüyle aslında geçmişin tecrübesi, muazzam bir erken uyarma sistemidir. Bundan ötürü Hocamızın da detaylarını vereceği İttihat ve Terakki’nin ülkeyi yönettiği yıllarda yaşananları bilmek her açıdan birer ibret vesikası niteliğinde olacaktır. Hocamızın konuşmasının hayırlara vesile olması dileğiyle…" dedi.

Ardından Habib Aslan'ın seslendirmesiyle Yazar Mustafa Armağan'ın biyografisi katılımcılara sunuldu.

Biyografiden sonra sunumunu yapmak için söz alan Mustafa Armağan şunları söyledi: "Sahte kaşıkçı elması meselesi gibi nasıl ki sonradan fark edilir gerçek elmasın çalınıp, sahtesinin yerine konulmuş olduğu, tarihimizi anlatan dramın senaryosu da budur. Bizim tarihimizi de el çabukluğuyla çaldılar ve yıllar geçtikçe farkettik ki bizim tarihimiz de bu şekilde çalınıp yerine sahtesi konulmuş.

Turgut Özal, vefatından 40 gün önce İslam Araştırmaları Sempozyumu’ndaki açılış konuşmasında anlatır: ‘Okul sonrası dedemin yanında ders kitabımı sesli okuyorum. Okuduklarım dedemin dikkatini çekti “Ne yazıyor orada?” “ Kötü, Kızıl Sultan”. “Yalan!” dedi dedem; “Yalan yazıyorlar, Sultan asla öyle biri değil! “Ben de çocuk aklımla “Dede sen mi iyi bileceksin onlar mı?” dedim ama yıllar geçtikçe, okudukça anladım ki dedemin anlattığı doğru çıkıyor.

Necip Fazılların, Serdengeçtilerin mücadelesi sonunda 2000’li yıllarda gerçekler ortaya çıkmaya başladı. Bana da nasip oldu Sultanımızın kitabını yazabilmek; elhamdülillah.

İngilizler “modern medeniyetin kıblesi” diye anlatıldı. 1923’ten sonra. Koskoca aslanlar, Batılılaşacağız diye peşinden gittik; onlar da tek tek İstanbul’u topraklarımızı işgal ettiler ve mezalim yaptılar; bunu yapanları önümüze rehber diye koydular. Merhum padişah onların oyunlarını parçalama planlarını engellemek için 30 yıl mücadele etti. İktisat Tarihçisi Şevket Pamuk %3 kalkınma hızı yakalandığını ortaya koydu onun döneminde.

27 Nisan 1909, e- muhtıra ne için o gün verildi? Gece 22.30 özellikle seçildi. Sultan Abdülhamid etrafında bir kodlama yapmışlar. Uyumuyorlar. 7 Temmuz 2008, Sultan Abdülhamid’ e karşı dağ çıkanların, Şemsi Paşa’yı vurdukları gün.

İlkokul 3. Sınıf kitabı. Sultan Abdülhamid devrinin iğrenç bir timsali yazıyor. “İstibdat devri insanları zalim sultana tapınmaktan utanmazdı” diye yazıyor. Pedagojik olarak bile ne kadar korkunç. (Hürriyet mücadelecileri!)

Bu memlekete baştanbaşa demiryolu kazandırmış, Ankara’yı başkent kılacak hale getirmiş, Darülaceze, PTT binası, çoban binası, deniz itfaiyesi bugün yok, ufka bakın!

Sultan Abdülhamid’den sonra çok ağır bir şekilde yaşadık kıyameti ve 1939 yılında, İngilizlerle anlaşma yaptık ve kredi ile verdikleri gemileri vermediler. 1939’ da savaş çıkınca İngiltere vermedi gemileri ve 1945’e kadar kullandılar. Savaş bitti ve muavenet denen gemi teslim edildi defalarca kullanılan gemiyi törenle bize teslim ettiler. Teslim etmedikleri de var; bugün 5 milyon alacaklıyız. “Abdülhamid’ e donanmayı çürüttü” diyenler, dünyanın en büyük 2 savaş gemisini yaptırdı ve parasını taksit taksit ödüyoruz, teslime Rauf Orbay Bahriye Nazırı, başkanlığında gidiyorlar ve İngiliz İstihbaratı, Enver Paşa Almanlarla gizlice anlaşma yaptı ittihatçı triümvira bir milyon anlaşma yapıyorlar ve diyorlar ki belirlediğimiz tarihte savaşa gireceksiniz. Rauf Orbay’ın haberi yok anlaşmadan. 5 milyon altın ödediğimiz gemi Birinci Dünya Savaşı’nda bize karşı kullanıldı. Sultan Abdülhamid bu tuzağa düşer miydi? Bunu bildikleri için indirdiler. Biz onu şahıs olarak değil fikir olarak ele alıp, hakikatin tecellisine çalışıyoruz…" dedi.

Konferanstan sonra program imza etkinliği ile sona erdi.

kaynak:kahtahavadis.com



Bu haber toplam 726 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler

İMSAKGÜNEŞÖĞLEİKİNDİAKŞAMYATSI
04:2205:4411:4514:5817:3418:49

Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Eğitimle Diriliş | Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlara aittir. Kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.