EY DOST…!
Hayat virgülüne set mi çektin ey dost?
Bir nokta uğruna bir ömür yetmedi mi?
Tüm durakların sessiz çığlığına şahit sorular.
Kuralsız ve anlamlı cümlelerin feryadı...
Hangi düşüncenin girdabında aramakların ey dost?
Geceyi gündüz,gündüzü gece bildin.
Ruhunu,vicdanını hep dinledin sandın.
Sanmak vehmiyle rota belirlenir mi ey dost?
Bir bak şu göğe ,hangi kapıya çıkar bu yol ey dost?
Yeryüzünün, gökyüzünün zikri kulaklarında.
Ah dost! Bu ne derin uykudur.
Uyanma vakti gelmedi mi daha benliğine?
Dünya bir eğlence, bir süs.
Ne onu çok sev ne de küs.
Bir yolcu olduğunu bil, azığın amelin.
En nihayetinde ahiret olacak sana üs ey dost!
Üzerine bir daha güneşin doğmayacağı günü hatırla ey dost!
Bedenin daracık bir yerde,ruhunun o büyük hesap gününü beklediğini hatırla!
Hatırla...Hatırla ki iliklerine bile işlesin.
Kitabı sağ taraftan mı yoksa sol taraftan mı verilenlerden olmak istersin.
Ölmeden önce ölmek için bana, sonra sana bu nasihat bu serzenişler.
Ve o anı ve o ipi, Rabbinin ipini,zikrini yakala...
Usulca Yüce Kitabın sayfalarındaki hakikatleri yoldaşlık etsin sana...