ÖMER MAÇİN'LE RÖPORTAJ

22.04.2015 19:03:34

Resmi eğitimin(Formel Eğitim) karakter eğitiminde yeterli olduğunu düşünüyor musunuz? Neden?

Öncelikle haddim olmadığı halde böyle bir röportajı kabul ettiğim için okuyanlar beni affetsinler. İnsan yetiştirme eylemlerinin temelinde nasıl bir insan yetiştirilmek istendiği sorusunun cevabı vardır. Nasıl bir insan yetiştirilmek istendiği ise insan tanımından yola çıkar.

Resmi eğitimin, insan yetiştirme felsefesine bakıldığında oluşturulan suni bir devlete (ulus) vatandaş yetiştirme olduğu görülür. Resmi eğitimin insan tanımı ise büyük oranda “İnsan alet kullanan bir hayvandır” tanımından esinlenmektedir. Yani materyalist dünya görüşünden.... Tanım böyle olunca ulus devletin, araçlarını kullanıp onu geliştirebilecek bir canlı türü meydana çıkarılmak isteniyor. Materyalist görüşe göre erdem, fazilet, ahlak; metafizik ve değersiz şeylerdir. Değerli olan şeyler para, şöhret, makam, güçtür. Resmi eğitimin çıktılarının da bu tür şeyleri önemsemesi gözden kaçmamaktadır.

Dolayısıyla bu sorunuzun cevabı doğal olarak “hayır”dır. Resmi eğitim insan tanımını doğru yapmadığı sürece karakter eğitimini veremeyecektir.

Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun amacı neydi, sizce? Toplumuza getirileri ve götürüleri nelerdir?

Kanunun gerekçesi şu sözlerle ifade edilmişti: “Bir millet bireyleri ancak bir eğitim görebilir. İki türlü eğitim bir ülkede iki türlü insan yetiştirir. Bu ise, duygu ve düşünce birliği ile dayanışma amaçlarını tamamen yok eder”. Mektep-medrese ikiliğini kaldırmak istemişlerdi. Cumhuriyeti kuran irade bir devrim yapmak istedi. Bu devrimin kökleri Batı gemisine binmek istedi. Bu gemiyi durduracak, yavaşlatacak her şeyin gemiden atılması gerekiyordu. Onlar da yönü İslam’a bakan her şeyi atmak istediler. Bozuk olan bir şeyin tamiri yoluna gidilebilir ancak öyle yapmayı kökten kaldırmayı seçtiler. Bu şekilde harf devrimi, tekke ve zaviyelerin kapatılmasının da alt yapısı oluşturuldu.

Türkiye Cumhuriyeti’nde eğitimin temel kanunu kabul edilmiş ve daha sonra çıkarılan kanunlara esas teşkil etmiştir. 1982 anayasasında 174. maddeyle koruma altına alınmış “inkılap kanunlarından” bir tanesidir. Bu kanundan sonra medreseler de kapatıldı, İlkokullarda K.Kerim, liselerde ise Arapça Farsça dersleri kaldırıldı. Bu kanun ile tektip insan yetiştirilmesinin önü açıldı. Aynı düşünen, aynı inanan insanlar. Harf tahribatını ise sanırım söylemeye gerek yok. Adında tevhid geçen bu kanun ne yazık ki insanları tevhidi dünya görüşünden uzak bir eğitimle yetiştirmenin bir adımı oldu.

İslami camiaların eğitim çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

İslami camialardan Allah razı olsun. Tek tip insan yetiştirilmesinin önündeki en büyük setlerden biridir. Tevhid eksenli eğitim çalışmaların gayretini sergilemektedirler. Ülkemizde İslami camiaların eğitim çalışmaları genellikle bir alana yoğunlaşarak verilmeye çalışılmaktadır. Ancak bunu da çok normal görüyorum. Tektipleştirici eğitim sisteminden ancak bu kadarlık bir mesafe alınabilir. Ancak belirtmek de gerekir ki, İslami camialar iyi niyetle yola çıktığı halde yolda istikametten saptıran eğitim çalışmalarına da imza atabiliyorlar. Üyelerinin hepsinin aynı yanlışlara inanmasını isteyen, aynı yanlış hareketlere ve bidatlara bağlanmasını isteyen camia olarak karşımıza çıkabilmektedirler. Bu camiaların eğitim sistemlerinin ve müfredatlarının olmaması da bir diğer eleştiri konusudur.

Her şeye rağmen devam etmeli bu tür çalışmalar fakat kusuruları giderilmeye çalışılarak.

İslami camiaların eğitim çalışmalarında neler yapmaları gerekir? Sizce, kriterler neler olmalıdır?

Uzun bir soru sordunuz. Çünkü bu bir röportaj alanını aşan bir cevaba sahip. Ancak özetle tevhidi, ümmeti, vahyi ve sahih sünneti esas alarak eğitim vermeleri gereklidir. İslami camialar, vahyi ve sahih sünneti eksene alarak çalışma yapmaları günümüzdeki eksiklikleri giderebilirdi. Bir bakıyoruz ki Müslüman ve bir camiada olduğunu bildiğimiz kişi tevhid ile uyuşmayan hareket ve düşüncelere destek verebiliyor. Kendisi gibi düşünmeyen kardeşlerine düşman kesilebiliyor veya başını kesebiliyor. Vahiysel olmayan bilgilere itibar edebiliyor, farkında olmadan şirkin içerisine düşebiliyor.

İslami eğitimin en önemli kriterleri Kur’an ve sahih sünnet olmalı diye düşünüyorum.

Devletin eğitime ayırdığı bütçeye rağmen eğitim-öğretim çalışmalarında başarı sağlanamamasının sebepleri neler olabilir?

Bu sorunuzun cevabının önemli bir kısmı birinci soruda var. Ayrıca eğitim nedir sorusuna verilen cevap da önemlidir. Alıştığımız anlamda istendik yönde insan davranışlarını değiştirme olarak bakmaya devam edersek, başarının gelmesi zorlaşacaktır.

Bir diğer sebebi de eğitimin bir anda düzeltilemeyen bir yapıda olması geliyor. Şu anda temelleri bozuk olan bir binanın odalarının yeri, girinti çıkıntıları düzeltilmeye çalışılıyor. Ancak bir türlü düzeltilemiyor. Temelden düzeltilmesi gerekir ki ayrılan bütçeler başarıyı getirsin.

Yine taklitçi bir eğitim sisteminin devam ediyor olması da bir başka nedendir. Birkaç yılda bir değişen pedagojik ve bilimsel anlayışların kör taklitçisi olarak yöntemlerimizin değişiyor olması da başarıyı engelliyor.

Kendini yetiştirmek isteyen gençlere neler önerirsiniz? Kimleri okumasını tavsiye edersiniz?

Genç kardeşlerimiz hayatın anlam ve amacını sağlıklı belirleyebilirlerse gelişimleri de sağlıklı olur. Hayatın anlam ve amacı, mutlu yaşamak, eğlenmek, modaya uymak değildir. Ulvi bir amaç olan kulluk için dünyadayız. Bir gün terk edip sahibimize varacağız. Bu dünya görüşü ile hareket etmeli.

Günümüzün klasik ama doğru olan bir çözüm var. Okumak. Kardeşlerime en önemli önerim sürekli okusunlar. En az günde bir öğün. Aç veya tok karna fark etmez. Okuma önceliği de Okumaya başlangıç için hikaye ve roman okunması iyi olur. Kur’an ve sahih hadisler olmalı.

Allah razı olsun, hocam.

Bu haber toplam 2693 defa okunmuştur

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.

Diğer Haberler