ADI VE SANI İLE HACI BERBER / Köşe Yazısı - Bilal AKGÜL

9.08.2020 10:27:42
Bilal AKGÜL

Bilal AKGÜL

ADI VE SANI İLE HACI BERBER

Çürüme, yozlaşma ve savrulmanın had safhaya vardığı bir zamandan geçiyoruz. Değerlere bağlılığın düştüğü, küçük hesapların insanlara istikamet çizdiği, nefsin mukim bir kıble olmaya doğru hızla yol aldığı bir zamandan…

Kimliklerin dejenere olduğu, moda düşüncelerin bizleri rüzgârlarının peşinden sürüklediği günümüzde istikamet üzere kalabilen, geçirdiği hastalıklardan fırsat bulduğu müddetçe değerleri için istikamet üzere yol alan, yolda kalan, yola düzülen bir kişidir Hacı Berber.

Uzun zamandır peşini bırakmayan hastalıklar Hacı Abiyi adeta hareket edemez hale getirmişti… En son geçirdiği ameliyat sonrası kendisine yaptığımız ziyaret, bu satırların kaleme alınmasını vefa borcunun bir gereği olarak kendini dayattı. Kâhta’da 90’larda birçok kişinin üzerinde emeği olduğu gibi benim de üzerimde ciddi bir emeği var Hacı Abi’nin…

Hacı Berber, bölgemizin yanında tüm ülkede İslami düşüncenin önemli bir ivme kazandığı bir dönemde İslami çalışmalara katıldı. Gençliğin kitleler halinde İslami çalışmalara ilgi gösterdiği bu dönemde başta mütevazı berber dükkanı olmak üzere, ulaşabildiği her kulvarda başta gençler olmak üzere toplumun farklı kesimleri ile ilgileniyor, onları İslami çalışmalara dahil etmek için adeta çırpınıyordu.

Hacı Abi’nin beni en çok etkileyen ve hâlâ aklıma geldikçe duruşunun güzelliğine gıpta ile baktığım bir anımı paylaşmak istiyorum. Allah-u âlem 94-95 seneleri… Lise öğrencisi olduğum seneler…

Ortaokulun son sınıfından itibaren yaz aylarının hemen hemen tamamında, çoğu kere şehir dışına, okul harçlığımı çıkarmak için çalışamaya giderdim. Çalışmadan döndükten sonra tıraş olmak için yanına gittiğim Hacı Abi’nin mütevazı tıraş koltuğuna oturduktan sonra bana ilk sorduğu soru, Ziya Hoca’nın yanına uğrayıp uğramadığımdı. Bilmeyenler için söyleyelim: Ziya Tepe Hocamız Kâhta’da kültürel gelişmeyi, ilmi ve okumayı gençler başta olmak üzere toplumun farklı kesimlerine telkin eden, bunun için gecesini gündüzüne katan ve halen bu konudaki gayreti devam eden bir Hocamız. İsmiyle müsemma bir Hocamız.

Burada bir ara parantez açmakta fayda var: Hacı Abi’nin Ziya Hoca’ya karşı ilk beraberliklerinden itibaren özel bir sevgisi, sadakati ve bağlılığı vardır.

Muhtemelen Hacı Abi’nin bu ilk sorusuna cevabım olumsuz olmuştur; çünkü Kâhta Lisesi’nde okuyan biri olarak Ziya Hoca’yı biraz bilmekle birlikte çok da iletişimimizin olmadığı bir dönemdi. Tabi tıraş koltuğunda Hacı Abi’nin ikinci okkalı sorusu hemen geldi: ”Kitap okuyor musun? Ne okuyorsun?”  Ve bu sorulara verilen cevaplara göre yapılan açıklamalar… İdeal olan konusunda, görev ve sorumluluklarımız ile ilgili yapılan telkinler ve açıklamalar…

Aldığı görevlerle şimdilerin profesyonel yöneticilerinden geri kalmayan, gayret ve çabası dikkate değerdir. Bir ara kendisine tevdi edilen dernek hizmetlerine başlamadan önce, işe başlaması ile birlikte yapmayı düşündüğü çalışmalarla ilgili onlarca maddelik bir liste hazırlayıp, listeyi ve bu işlerin yapılma sürecini dernek yöneticisiyle paylaşmasına şahitlik etmiştim. Belirlediği hedefleri gerçekleştirme konusunda da azami derecede gayret eden biri idi.İlkeli bir duruş sergileyen, moda düşünce ve algı operasyonlarına prim vermeyen Hacı Abi’nin sabitelerine bağlılığını sorgulamaya çalışanlara ise tavrı sertti. Sadece muhatabına cevap vermekle yetinmez adeta hayat dersi vererek muhatabının gidişatının net bir şekilde fotoğrafını sunmaktan imtina etmezdi.

İnsanlar arasındaki sorunlara çözüm üretme konusunda yüksek bir kabiliyete sahipti. Bu ve benzeri konularda girişimde bulunmaktan ve inisiyatif almaktan geri kalmazdı. O dönemdeki adıyla Gül Berber Salonu Kâhta’da bir adresti.

Olayları ve kişileri yorumlama konusunda üst düzey bir ferasete sahip olan Hacı Abi’nin sadece birkaç ay ilkokula gittiğini hatırlatmak isterim. Bir lise öğrencisi olarak Hacı Abi’nin işlerinin yolunda olmadığını biliyorduk. Çok rahat bir şekilde dükkânını kapatıp sorumluluk alanı ile ilgili çalışmalarını yürütmesi ekonomik durumunun günden güne kötüleşmesinin bir nedeni olarak gösterebiliriz. Bir yaz sezonu Giresun’a fındık toplamaya gittiğimde Hacı Abi’nin de ailesi ile fındık toplamaya geldiğini gördüğümde üzülmüştüm. Görünen o ki sezonda gedikler oluşan mali durumunu bu şekilde toparlamaya çalışmıştı.

Abimizin fedakârlıklarının, çabalarının, samimiyetinin hassaten arkadaşları, dostları ve Kâhta halkı farkındadır ve bu gayret ve fedakârlıklarını unutmayacaktır. Allah katında esas olan da geçici ve nefsi olanlar değil, inancı uğruna her türlü azim ve fedakârlığı gösteren insanın amelleridir.

Hacı Abi, uzun bir süre birçok hastalığa duçar oldu. Önce kısmi felçlik geçirdi, sonra ciltle ilgili hastalık, daha sonra farklı rahatsızlıklar… En son ise safra kesesindeki problemden dolayı geçirdiği bir operasyon…

Ve Hacı Abi bu hastalıkların cefasını çektikten sonra Hakk’a yürüdü.

İnnalillahi ve inna ileyhi raciun. “Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allah’a aidiz ve şüphesiz O’na döneceğiz.” (Bakara 156)

Hacı Abi’nin samimiyetine, davasına, sadakatine şahidiz.

İfsattan uzak durmasına, ümmet bilinci ile hareket etmesine…

Son nefesine kadar İslam davasının bir eri olmasına…

Rabbim rahmeti ile muamele etsin. Mekanı cennet olsun. Amin.

Bu yazı toplam 1822 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları

İMSAKGÜNEŞÖĞLEİKİNDİAKŞAMYATSI
04:2205:4411:4514:5817:3418:49

Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Eğitimle Diriliş | Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlara aittir. Kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.