DİRİLİŞ NESLİNİN ÖNCÜSÜ: SEZAİ KARAKOÇ / Köşe Yazısı - Hasan UYAR

28.06.2024 13:46:53
Hasan UYAR

Hasan UYAR

 Bu yazı Eğitimle Diriliş dergisinin Kasım 2023 tarihli 20. sayısından alınmıştır.

Doğunun yedinci oğlu, fikir dünyamızın rehberlerinden, Diriliş Nesli'nin öncüsü, Yedi Güzel Adam'dan Diriliş şairi, büyük dava ve fikir insanı Sezai Karakoç 22 Ocak 1933 Diyarbakır Ergani’de doğdu. Babası Yasin Bey, Birinci Dünya Savaşı sırasında Kafkas cephesinde çarpışırken Ruslara esir düşmüş olan orta hâlli bir tüccardı. Dedesi Hüseyin Bey de Plevne Savaşına katılmış, Gazi Osman Paşa’nın takdirini kazanmış yiğit bir kişidir. Annesi Emine Hanım, ev hanımıydı. Sezai Karakoç’un çocukluğu Ergani, Maden ve Piran’da geçti. İlkokula Ergani’de başladı ve burada bitirdi. 1944 yılında Maraş Ortaokulu’na parasız yatılı olarak kaydoldu. 1947 yılında Gaziantep’te, yine parasız yatılı olarak, lise öğrenimine başladı. 1950 yılında Gaziantep Lisesi’nden mezun oldu. Aynı yıl, bünyesinde parasız yatılı kısmı bulunan Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne sınavla girdi. Bu okulun Maliye bölümünden 1955 yılında, bir yıl gecikmeyle mezun oldu. 

İlkokul, ortaokul ve lise yıllarında okulun en dikkat çekici öğrencisi oldu. İlkokul öğrenciliği yıllarında Battal Gazi kitaplarını, Ahmediye ve Muhammediye’leri okuyarak, dinleyerek büyüdü. Ortaokuldayken Namık Kemal, Ziya Paşa, Tevfik Fikret, Ziya Gökalp okuduğu, bildiği yazarlar arasındadır. Lisede okuma listesine Batı klâsiklerini de ekledi. Üniversite öğrenimine başladığında Doğu ve Batı klâsiklerinin çoğunu okumuştu. Üniversite öğrenimi sırasında, daha birinci sınıftayken asistanlık teklifi aldıysa da bu teklifin üzerinde durmadı. Sezai Karakoç, Siyasal Bilgiler Fakültesi sınavlarına girdi, sonuçları beklemek için İstanbul’a, Necip Fazıl’la tanışmaya gitti. Büyük Doğu’yla ise ortaokul yıllarında tanışmıştı. Ortaokul ve lise yıllarında tutkulu bir Büyük Doğu okuyucusu oldu. 1950’li yıllarda bizzat tanıştığı Necip Fazıl’dan bir daha ömrü boyunca ayrılmadı. 

1950’li yıllarda bir yandan Büyük Doğu’nun sanat edebiyat sayfalarını yönetti, bir yandan da Büyük Doğu’nun her işine koşturdu. Necip Fazıl’la, senetlerine kefil olacak kadar yakınlık kurdu. SBF’den sonra, 30 Kasım 1955 tarihinde Maliye Bakanlığı’nda, Hazine Genel Müdürlüğü Dış Tediyeler Muvazenesi bölümünde çalışmaya başladı. Burada çalışırken girdiği maliye müfettiş yardımcılığı sınavını kazanarak 11 Ocak 1956’da maliye müfettiş yardımcısı oldu. 3 Şubat 1959’da İstanbul’a gelirler kontrolörü olarak atandı. Görevi gereği yurdun birçok yerini görme imkânı buldu. 1 Temmuz 1960-30 Aralık 1961 tarihleri arasında askerlik görevini Ankara ve Ağrı’da (Karaköse) tamamladı. Sezai Karakoç, Ankara Piyade Okulu’nda altı ay yedek subay öğrenciliği yaptıktan sonra Ağrı’ya tayin edildi; Ağrı’da da altı ay asteğmen, altı ay da teğmen olarak görev yaptı. 

Askerlik dönüşü memuriyete devam etti. Edebiyat çalışmalarına daha çok vakit ayırabilmek için 21 Haziran 1965 tarihinde resmî görevinden istifa etti; fakat altı yıl sonra, 1971 yılında tekrar bakanlıktaki görevine döndü ve gelirler kontrolörü oldu. Daha sonra Gelirler Genel Müdürlüğü İdari Davalar Müşavirliği görevini yürüttü. Ne ki, aynı gerekçeyle 1973 yılında resmî görevinden tekrar istifa etti. Bu tarihten itibaren herhangi bir resmî görev almadı. 26 Mart 1990’da şiir ve yazılarında, dergilerinde, kitaplarında ortaya koyduğu dünyayı gerçekleştirmek için Diriliş Partisi’ni kurdu. Yedi yıl bu partinin genel başkanlığı görevini yürüttü. Diriliş Partisi, 19 Mart 1997’de siyasi partiler kanunu gereğince, Türkiye’deki il sayısının yarısında şubelerini açmadığı ve üst üste iki seçime katılmadığı gerekçesiyle kapatıldı. 

İlk yazıları 1950’li yıllarda Büyük Doğu’da yayımlanan Sezai Karakoç, 16 Aralık 1963’ten itibaren değişik aralıklarla Yeni İstanbul gazetesinde, “Karakoç” imzasıyla, “Farklar” başlığı altında günlük yazı yazmaya başladı. Bu tarihten önce düzensiz aralıklarla haftalık Yeni İstiklâl gazetesinde de çeşitli yazıları çıkmıştı. Sezai Karakoç’un günlük yazıları düzenli bir şekilde 1963’ten itibaren Yeni İstanbul gazetesinde başladı. 4 Aralık 1967’de Babıâli’de Sabah gazetesinde yazmaya başlayan Sezai Karakoç’un buradaki yazarlığı on ay sürdü. 1 Temmuz 1974’te Millî Gazete’de “Sûr” başlığı altında devam eden gazete yazarlığı 31 Ağustos 1974’te tamamlandı. Diriliş’i tekrar çıkarabilmek için buradaki yazarlığına son verdi, bu tarihten itibaren Diriliş dergisi dışında hiçbir yerde yazmadı. Diriliş dergisi ve düşüncesi Sezai Karakoç adıyla özdeşleşti. Dünya savaşlarından yenik çıkan İslâm dünyasının yeniden dirilişini amaç edindi. Bu uğurda, yazı hayatı boyunca diriliş kavramı çevresinde zinde bir bilinç uyandırmaya çalıştı; başta şiir, siyaset ve düşünce olmak üzere, dünya Müslümanlarının uyanışına eserleriyle emek verdi. Tüm edebiyat ve düşünce hayatını “Diriliş Nesli” dediği yeni bir gençliğin yetişmesine adayan Sezai Karakoç’ta diriliş düşüncesi, bir odak noktasıdır. Düşünce dünyasını sistematize eden diriliş kavramını ilk kez 1954 yılında kullandı. 1954 kışında bir arkadaşıyla birlikte Yeni Ay adlı bir dergi çıkarmaya karar verdi. Bu dergi edebiyat kadar, hatta daha ziyade, siyasete de yer verecekti. Derginin ilk sayısında Sezai Karakoç’un Tunus ve Cezayir’deki bağımsızlık savaşlarını konu alan, “Bir Milletin Basübadelmevti” başlıklı bir yazısı vardır. Dönemin zor şartlarında, dergiyi dağıtıma vermeden önce prova baskıyı savcıya götürüp incelemesini isterler. Dergiyi inceleyen savcının kanaati şöyledir: “Siz deli misiniz? Derginiz derhal  toplatılır ve siz de içeri girersiniz.” Bunun üzerine dergiyi dağıtıma vermekten vazgeçerler. Savcının yanlarında yolladığı iki polis nezaretinde bütün dergiler imha edilir. Sezai Karakoç bu yazıyı, aynen, 1960’ta çıkan Diriliş’e aldı (Diriliş sayı: 1, Nisan 1960). Bu yazı, Mehmet Yasin imzasıyla Yeni İstiklâl’de bir kez daha yayımlandı. (Yeni İstiklâl, sayı: 18, 19 Nisan 1961) Böylece Sezai Karakoç’un ilk dergi denemesi sonuçsuz kaldı. Fakat bir yıl sonra, Siyasi Bilimler fakültesi son sınıftayken, Diriliş’ten önce, iki sayı süren “Şiir Sanatı” adında bir dergi çıkarmayı başardı. Fransız şairlerinden yaptığı çevirilerle, Orhan Veli (Garip) akımının yalınlaştırdığı şiir ortamına bir lirizm aşısı yapan dergide; Sezai Karakoç, Cemal Süreya, Gülten Akın, Orhan Duru, Muzaffer Erdost, M. Rami Ayas, Seyfettin Başçıllar, Erdal Öz, M. Nuri Pakdil, Güner Başar, Nahit Güçlü, Baha Galip Tunalıgil, Abdullah Rıza Ergüven ve Şahinkaya Dil’in şiirleri yer aldı. İlk sayısı 15 Ocak 1955’te, ikinci sayısı 15 Şubat-15 Mayıs 1955’te çıkan ve geniş bir ilgi uyandırmasına rağmen dergi ekonomik nedenlerle kapandı. Ekonomik gerekçe, sadece Şiir Sanatı’nın değil, Diriliş dergisi ve yayınlarının da yakasını hiçbir zaman bırakmadı, her zaman birinci dereceden önemli bir mesele olarak kaldı. Sezai Karakoç’un adıyla özdeşleşen Diriliş dergisi 7 döneme ayrılarak incelenebilir:

 1. Diriliş dergisi birinci dönem: Nisan 1960-Mayıs 1960: 2 sayı. Derginin ikinci sayısı bayilere dağıtılırken sıkıyönetim ilân edildi, 27 Mayıs 1960 darbesinin gergin ortamında dergi çıkarmanın zorlukları göz önüne alınarak derginin yayımına ara verildi. 

2. Diriliş dergisi ikinci dönem: Mart 1966-Ocak / Şubat / Mart 1967: 12 sayı. Sezai Karakoç, 1965 yılında memuriyetten istifa etti; fakat umduğunu bulamadı. Ekonomik sorunlar yüzünden memleketi Ergani’ye dönmeye karar verdi. Bir arkadaşının Sezai Karakoç’u bu kararından vazgeçirmek için Diriliş’in tekrar çıkmasını sağlamasıyla memleketine dönme fikrinden vazgeçti. 

3. Diriliş dergisi üçüncü dönem: Ekim 1969 / Temmuz 1970: 12 sayı. Ekim 1970 / Ocak 1971: 4 sayı: Toplam 16 sayı. Dergi 16 sayı çıktıktan sonra dönemin karışık toplumsal olaylarının elvermemesi ve Karakoç’un iki kitabının yasaklanması sebebiyle bir kez daha kapandı. 17 Ekim 1967’de “İslâm’ın Dirilişi” hakkında toplatma kararı çıktı. Sezai Karakoç bu kitabı yüzünden İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 163. maddeden yargılanmaya başladı. Aynı yıl, bu davayla uğraşırken bu sefer “Yazılar” adlı kitabı toplatıldı. Bu kitabı hakkında da İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesinde 163. maddeden dava açıldı. Kitap İslâm, Farklar ve Dirilişin Çevresinde adlı kitapların tek ciltte toplanmasıyla oluşturulmuş, borca karşılık bir defaya mahsus olmak üzere basılmış bir kitaptır. Sezai Karakoç, İslâm’ın Dirilişi adlı kitabı sebebiyle sekiz yıl mahkûmiyetle yargılandı. İlk başta tutuklu olarak yargılandığı için bir süre sokağa çıkamadı. Sonradan tutuksuz yargılanmasına karar verildi, davalarına gidip gelmeye başladı. Bu davalardan dolayı Sezai Karakoç, zor günler geçirdi. Davalar (namı diğer “Diriliş Davaları”) 1967’den 1974’e kadar sürdü. İslâm’ın Dirilişi kitabından dolayı bir yıl, bir ay, on gün hapis, bir yıl da sürgün cezası aldı. Yazılar kitabından da altı ay hapis cezası alan Sezai Karakoç’un bu cezası paraya çevrilip tecil edildi, 1974’teki genel afla dava düştü. Davaların neticelenmesinden sonra Diriliş Yayınları’nı kurup kitaplarını yeniden çıkarmaya başladı. 1974 yılından önce Diriliş Yayınları başlığıyla bir iki yayın yapıldıysa da bunlar düzenli olmadı. Bu yüzden Diriliş Yayınları’nın asıl kuruluş tarihi 1974 kabul edilebilir. Bu tarihten itibaren Sezai Karakoç’un kitapları düzenli bir şekilde sadece Diriliş Yayınları’ndan çıktı. 

4. Diriliş dergisi dördüncü dönem: Eylül-Ekim 1974 / Şubat 1976: 18 sayı. 6 Mayıs 1976 / 3 Ağustos 1978: 42 sayı: Toplam 60 sayı. Diriliş dergisi bu dönemde 19. sayısından itibaren haftada iki gün (Pazartesi ve Perşembe) yayımlanan bir günlük gazeteye dönüştü. Bu dönem dergide İsmet Özel’in de dört şiiri yayımlandı. “Edebiyat dünyasında, ismen tanıyıp şiirine büyük değer verdiğim bir Sezai Karakoç vardı. Onunla tanışmanın yolunu arayıp buldum.” diyerek Sezai Karakoç’a gelen İsmet Özel, hayatındaki yeni dönemin ilk şiiri olan “Amentü”sünü de Diriliş’te yayımladı. 

5. Diriliş dergisi beşinci dönem: Ekim 1979-Eylül 1980: 12 sayı. 

6. Diriliş dergisi altıncı dönem: 7 Ocak 1983-16 / 17 Haziran 1983: 161 sayı. Diriliş bu dönem günlük gazete olarak çıktı. 

7. Diriliş dergisi yedinci dönem: 23 Temmuz 1988 / 5 Şubat 1992: 133 sayı. Diriliş dergisi, son diyebileceğimiz bu döneminde, haftalık dergi olarak yayımlandı. Derginin bu döneminde Sezai Karakoç’un hatıraları da yer aldı. Bu dönem, 5 Şubat 1992’deki 131-132-133. birleşik sayıyla son buldu. 

Diriliş dergisi, bir edebiyat ve sanat dergisi olmasının yanı sıra, İslâm düşüncesi ve siyasetinin şekillendiği bir yayın organı da oldu. Dergide telif kadar tercümeye de önem verildi; ana kaynak olarak Doğu ve Batı klâsiklerinin yanı sıra, çağdaş şair ve yazarların eserlerine de sıkça yer verildi. Bir taraftan Seyyid Kutup, Mâlik b. Nebi, Muhammed Hâmidullah, Mevdudi, Hasan en-Nedvi, Malcolm X, Muhammed İkbal, S. Hüseyin Nasr Türk okuyucusuyla tanıştırılıp, çağdaş Afrika edebiyatı tercüme edilirken; bir taraftan da başta Mesnevi olmak üzere Kuşeyri, İbni Hazm, Bahaeddin Nakşibend, Mehmet Fenaî, Niyazi Mısrî, Lâtifi Çelebi, Muhyiddin Arabî, Firdevsî, Aziz Mahmut Hüdai, Mütenebbi... gibi klâsikler tercüme edildi. Doğu 2 / 5 DİRİLİŞ NESLİNİN ÖNCÜSÜ SEZAİ KARAKOÇ kadar Batı düşüncesi ve edebiyatına da açık olan Diriliş’te pek çok şair ve yazar tercüme edildi. Bunlardan bazıları şöyledir: Kierkegaard, Heidegger, Karl Jaspers, René Guénon, Erich Fromm, Goethe, Rimbaud, Alain, A. J. Toynbee, Rilke, Valéry, Ezra Pound, O. Paz, A. Gide, S. Zweig, T.S. Elliot, Ionesco, J. Prévert, Guillevic, Edgar Morin, A. Malraux, P. Claudel, Virginia Wolf, W. Faulkner, Tenesee Williams, Dylan Thomas, W. Blake, W.H. Auden, Gérard de Nerval, S. Quasimodo, Max Jacob... 

Yayın hayatı boyunca birçok şair ve yazarın ilk şiirleri, ilk yazıları Diriliş’te yayınlandı. Bugün edebiyat ortamında yer alan pek çok şair ve yazar Diriliş’ten geçti. Kurtuluş Kayalı’nın ifadesiyle, sistem sahibi ilk düşünce adamımız olan Sezai Karakoç, sadece modern şiirimizin değil, bir bütün olarak Türk şiirinin en büyük şairlerinden biridir. İlk defa lise üçte şiir yazmaya başladı. Kendini denemek için, yazdığı şiirlerden birini o zamanlar büyük bir tutkuyla takip ettiği Büyük Doğu’ya gönderdi, “Sabır” başlıklı bu şiir, Büyük Doğu’nun 19. sayısında Mehmet Leventoğlu müstearıyla yayımlandı (Büyük Doğu, sayı: 19, 17 Şubat 1950). Bu şiirde kullandığı Leventoğlu soyadı Karakoç’un ailesinin namıdır. Leventoğlu ailesi, soyunda sipahi ağaları da bulunan köklü bir ailedir. Soyadı kanunu çıktığında aile Leventoğlu soyadını almak istedi; fakat paşa, zâde, oğlu... gibi unvanları kullanmak yasaklandığı için Karakoç soyadını aldı. Yayımlanan ilk şiirindeki Mehmet Leventoğlu müstearının dışında, yazı hayatı boyunca Sezai Karakoç, Zülküf Canyüce, Sait Yeni, M. Cemil, Mehmet Yasin, M. Yasin, Mehmet Yasinoğlu, kısa bir süre Zafer Karip, M.B.Y., S.K., S.Y., M.L., M.Y., M.S. Karakoç, Mehmet C. Güneş müstearlarını da kullandı. Diriliş dergisinde birçok yazısını Diriliş veya D. olarak imzaladı, birçok yazısına da imza koymadı. Sezai Karakoç’un şiirleri Büyük Doğu, Hisar (1951-54), Mülkiye (1952-53), İstanbul (1953-57) Şiir Sanatı (1955), Hamle (1955), Pazar Postası (1957-58), Türk Yurdu (1959), Hür Söz (1961), Soyut (1965), Hilâl (1965) ve Diriliş (1960-92) dergilerinde yayımlandı. Sezai Karakoç’un ikinci şiiri “Rüzgâr” Hisar (Şubat 1951) dergisinde çıktı. “Mona Roza” şiiri 1950’li yılların başlarında büyük ilgi görmüştü. 

Sezai Karakoç’la birlikte 1950’li yıllardan itibaren Türk şiirinde yeni bir dönem başladı. İlk şiirlerinde Orhan Veli (Garip) akımına karşı duran bir hece ısrarı gösteren Sezai Karakoç, bu şiirleriyle Necip Fazıl’ı bütünüyle özümsediğini gösterdi. “Monna Roza” şiiriyle bir yandan geçmiş şiir kültürümüze sahip çıkarken, bir yandan da sonradan İkinci Yeni olarak adlandırılacak yeni şiirin birçok unsurunu bünyesinde taşıdı. 

1950’li yılların başlarında yazdığı şiirler kadar şiir eleştirileriyle de kuşağının etkili bir adı oldu. Sezai Karakoç’un önderliğinde Orhan Veli etkisini aşarak gerçek karakterini bulan modern şiirimiz, yine gerçek anlamda serbest vezne geçti.

Sezai Karakoç 1968’de MTTB Millî Hizmet Armağanı’nı, 1970 yılında sürgündeki Macar yazarlarının takdir ve şükranlarının nişanesi olarak Gümüş Hürriyet Madalyası’nı, Hikâyeler kitabıyla 1982’de Hikâye Ödülü’nü kazandığı Türkiye Yazarlar Birliğinin 1988’de Üstün Hizmet Ödülü’nü, 1991’de yapılan XII. Dünya Şairleri Kongresinde World Academy of Art and Culture Ödülü’nü aldı. Adı, doğduğu il olan Diyarbakır’da bir bulvara verildi. Sezai Karakoç, 16 Kasım 2021 Salı günü İstanbul’da dünya sürgününü bitirip En Sevgili’ye kavuştu. Şehzadebaşı Camii'nde düzenlenen törenin ardından son yolculuğuna uğurlandı. Ünlü şair, "Şehzadebaşı'nda Gün Doğmadan" şiirinde "Yerleşecek yer aramamak, caminin avlusunda, soğuk bir taşa oturmak, gün doğmadan Şehzadebaşı'nda" satırlarına yer vermişti. Sezai Karakoç, mısralarındaki o yere defnedildi. Karakoç için cenaze namazı kılındı, helallik alındı. Karakoç törenin ardından Şehzadebaşı Camii'nin haziresine defnedildi. Onun dünya sürgününün bittiği yerde bizim büyük hasretimiz başladı. 

ESERLERİ: 

Şiir: Körfez (1959), Şahdamar (1962), Hızırla Kırk Saat (1967), Sesler (1968), Taha’nın Kitabı (1968), Gül Muştusu (1969), Şiirler I (Hızırla Kırk Saat) (1974), Şiirler II (Taha’nın Kitabı, Gül Muştusu) (1974), Şiirler III (Körfez, Şahdamar, Sesler) (1974), Şiirler IV (Zamana Adanmış Sözler) (1975), Şiirler V (Ayinler) (1977), Şiirler VI (Leylâ ile Mecnun) (1980), Şiirler VII (Ateş Dansı) (1987), Şiirler VIII (Alınyazısı Saati) (1989), Şiirler IX (Monna Rosa) (1998), Gün Doğmadan (Bütün Şiirleri) (2000). 

Hikâye: 3 / 5 DİRİLİŞ NESLİNİN ÖNCÜSÜ SEZAİ KARAKOÇ Hikâyeler I (Meydan Ortaya Çıktığında) (1978), Hikâyeler II (Portreler) (1982).

Eleştiri: Edebiyat Yazıları I (1982), Edebiyat Yazıları II (1986), Edebiyat Yazıları III (1996). İnceleme-Araştırma: Yunus Emre (1965), Mehmet Âkif (1968), Mevlâna (1996). Tiyatro: Piyesler I (1982), Armağan (1997). 

Düşünce: İslâm’ın Dirilişi (1967), İslâm Toplumunun Ekonomik Strüktürü (1967), Dirilişin Çevresinde (1967), Yazılar (1967), İslâm (1967), Kıyamet Aşısı (1968), Mağara ve Işık (1969), Allah’a İnanma ve İnsanlık (1970), Ölümden Sonra Kalkış (1970), Ruhun Dirilişi (1974), Çağ ve İlham I (1974), Yitik Cennet (1976), İnsanlığın Dirilişi (1976), Diriliş Neslinin Âmentüsü (1976), Çağ ve İlham II (1977), Gündönümü (1977), Çağ ve İlham III (1980), Makamda (1980), Diriliş Muştusu (1980), Çağ ve İlham IV (1986), Düşünceler I (1986), Fizik Ötesi Açısından Ufuklar ve Daha Ötesi I (1995), Fizik Ötesi Açısından Ufuklar ve Daha Ötesi II (1995), Fizik Ötesi Açısından Ufuklar ve Daha Ötesi III (1995), Yapı Taşları ve Kaderimizin Çağrısı I (1996), Yapı Taşları ve Kaderimizin Çağrısı II (1996), Unutuş ve Hatırlayış (1996), Varolma Savaşı (1997), Düşünceler II (Kurumlar) (1997), Samanyolunda Ziyafet (2004). Günlük Yazılar: Sütun I (1967), Farklar (1967), Sütun II (1969), Sûr (1975), Gün Saati (1986). 

Çeviri: Batı Şiirinden (Şiir) (1976), Şiir Anıtlarından (Şiir) (1976), Çağdaş Batı Düşüncesinden (1997), Armağan (Fuzûlî’nin Hadîkat’üs-Suadâ’sından uyarlama) (1997). 

Röportaj: Tarihin Yol Ağzında (1996). Kaynakça (1993). Yedi İklim-Üstad Sezai Karakoç’a(Özel Sayı), C. 6, S. 44-45. (1998). Kitap Dergisi-Kendisi Olabilen ve Kendisi Kalabilen Bir Düşünür Şair: Sezai Karakoç(Özel Sayı), Yıl:13, S. 93. (1999). Ludingirra-Dosya: Sezai Karakoç, Üç Aylık Şiir Dergisi, S. 9. (2000). Yedi İklim-Sezai Karakoç’un Şiiri Özel Sayısı, C.13, S. 126. (2002).Türk Edebiyatı Dergisi-Doğu’nun Yedinci Oğlu Sezai Karakoç (Dosya), S. 347. (2003). Hece-Diriliş Özel Sayısı, Yıl:7, S.73. Baş, Münire Kevser (2015). Diriliş'in Yapıtaşları-Sezai Karakoç'un Düşünce ve Sanatında Temel Kavramlar. İstanbul: Lim Yay. Baş, Münire Kevser (2011). Sezai Karakoç Şiirinde Metafizik Vurgu. İstanbul: İnsan Yay. Bilge, Muhittin (1996). Sezai Karakoç'un Diriliş Düşüncesinde Medeniyet Anlayışı. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi. Eroğlu Ebubekir (1981). Sezai Karakoç'un Şiiri. İstanbul: Bürde Yay. Genç İlhan (2006). Leyla ile Mecnun’un İki Şairi, Fuzûlî ve Sezai Karakoç. İstanbul: Şule Yay. Kaplan Ramazan (2003). “Çağdaş Bir Leylâ ve Mecnun Hikayesi: Sezai Karakoç’un Leylâ ve Mecnun’u”. Hece Dergisi-Diriliş Özel Sayısı. Yıl:7, S. 73. Karakoç, Sezai (1986). Edebiyat Yazıları II, İstanbul: Diriliş Yay. 4 / 5 DİRİLİŞ NESLİNİN ÖNCÜSÜ SEZAİ KARAKOÇ Karakoç, Sezai (1989a). “Hâtıralar III”. Diriliş, S. 3, 8 Ağustos. Karakoç, Sezai (1989b). “Hâtıralar XXVI”. Diriliş, S. 26, 16 Ocak. Karakoç, Sezai (1989c). “Hâtıralar XXX”. Diriliş, S. 30, 13 Şubat. Karakoç, Sezai (1989d). “Hâtıralar XL”. Diriliş, S. 40, 21 Nisan. Karakoç, Sezai (1989e). “Hâtıralar XLI”. Diriliş, S. 41, 28 Nisan. Karakoç, Sezai (1989f). “Hâtıralar XLV”. Diriliş, S. 45, 26 Mayıs. Karakoç, Sezai (1989g). “Hâtıralar XLIX”. Diriliş, S. 49, 23 Haziran. Karakoç, Sezai (1989h). “Hâtıralar XLVII”. Diriliş, S. 57, 18 Ağustos. Karakoç, Sezai (1989ı). “Hâtıralar LXI”. Diriliş, S. 61, Eylül. Karakoç, Sezai (1989j). “Hâtıralar LXIX”. Diriliş, S. 69, 10 Kasım. Karakoç, Sezai (1989k). “Hâtıralar LXX”. Diriliş, S. 70, 24 Kasım. Karakoç, Sezai (1989l). “Parti ve Biz”. Diriliş, S. 66. Karakoç, Sezai (1991a). “Hâtıralar CIX”. Diriliş, S. 123-124, 16 Şubat- 27 Mart. Karakoç, Sezai (1991b)“Hâtıralar CXI”. Diriliş, S. 127-128, 20 Ağustos. Karakoç, Sezai (1992) “Hâtıralar CXIII”. Diriliş, S. 131-132-133, 5 Şubat. Karakoç, Sezai (1995). Çağ ve İlham II. İstanbul: Diriliş Yay. Karakoç, Sezai (1976). Diriliş Neslinin Amentüsü. İstanbul: Diriliş Yay. Karakoç, Sezai (1997). Edebiyat Yazıları I. İstanbul: Diriliş Yay. Karakoç, Sezai (2007). Edebiyat Yazıları II. İstanbul: Diriliş Yay. Karakoç, Sezai (2006). Gün Doğmadan. İstanbul: Diriliş Yay. Karakoç, Sezai (2004). Gündönümü. İstanbul: Diriliş Yay. Karakoç, Sezai (2012). İnsanlığın Dirilişi. İstanbul: Diriliş Yay. Karakoç, Sezai (2013). İslâmın Dirilişi. İstanbul: Diriliş Yay. Karakoç, Sezai (2005). Makamda. İstanbul: Diriliş Yay. Karakoç, Sezai (1980). Sütun. İstanbul: Diriliş Yay. Karakoç, Sezai (2013). Yitik Cennet. İstanbul: Diriliş Yay. Karataş, Turan (1998). Doğu’nun Yedinci Oğlu Sezai Karakoç. İstanbul: Kaknüs Yay. Kılıç, Mahmut Erol (2007). Sufi ve Şiir-Osmanlı Tasavvuf Şiirinin Poetikası. İstanbul: İnsan Yay. Kirenci, Mustafa (1997). Diriliş Akımının Ekseni: Medeniyet Perspektifi. Yüksek Lisans Tezi. Sakarya: Sakarya Üniversitesi. Kur’ân-ı-Kerîm ve Açıklamalı Meâli (1997). Ankara: TDV Yay. Mevlânâ (1984). Fîhi Mâ Fîh. Trc: Ahmet Avni Konuk, Haz: Selçuk Eraydın. İstanbul: İz Yay. Taşdelen, Vefa (2000). “Yazgının Şiiri”. Yedi İklim, S.126.

Bu yazı toplam 395 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları

İMSAKGÜNEŞÖĞLEİKİNDİAKŞAMYATSI
04:2205:4411:4514:5817:3418:49

Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Eğitimle Diriliş | Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlara aittir. Kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.