BİR DAVA ADAMI İZZETTİN EL KASSAM
BİR DAVA ADAMI İZZETTİN EL KASSAM
Filistin cihadının kilometre taşlarından ve bu topraklarda İslâmi kimliğin korunması yolunda çok yönlü mücadele eden önderlerden olan ve son zamanlarda İsrail’e yaptığı direniş ile adından söz ettiren İzzeddin El-Kassam Tugaylarının manevi önderi İzzeddin el-Kassam 1880’de Suriye’nin Lazkiye şehrine bağlı bir sahil ilçesi olan Cebele’de dünyaya geldi. Babası bir medresede müderris ve şeriat mahkemesinde üye idi; aynı zamanda Kādirî tarikatının o bölgedeki mürşidi olarak tanınıyordu. İlköğrenimini doğduğu yerde yaptıktan sonra 1896 yılında kardeşi Fahreddin ile birlikte Kahire’ye Ezher’e gitti ve 1909’a kadar süren eğitimi sırasında Mısır’daki İslâmi hareketin ileri gelenleriyle irtibata geçti. Muhammed Abduh ve Muhammed b. Abdülmâlik el-Alemî gibi hocalardan faydalandı; M. Reşîd Rızâ, İzzeddin Alemüddin et-Tenûhî, Züheyr eş-Şâvîş ve Ali et-Tantâvî gibi şahsiyetlerle dostluk kurdu. Cebele’ye döndükten sonra babasının medresesine müderris oldu; aynı zamanda Mansûrî ve İbrâhim b. Edhem camilerinde vâizlik görevi üstlendi.
Şeyh Kassâm davet faaliyetleriyle uğraşırken, İtalyanlar Libya’nın Trablusgarp şehrini işgale kalkmışlar, Ömer Muhtar ve beraberindeki mücahitler de onlara karşı direnişe başlamışlardı. İzzettin Kassam öncelikle gösteri hareketlerine katıldı. Ardından halkı silahlı mücadeleye çağırmaya, gönüllü asker ve para toplamaya girişti; Osmanlı askerlerini desteklemek için bir de marş yazdı. Topladığı yardım büyük meblağlara ulaştı. Halk yardım kampanyasına bütün imkânlarını seferber ederek katıldı. Şeyh İzzettin Kassam ve yetiştirdiği mücahitler Ömer Muhtar’a yardım etmek için deniz yoluyla Trablusgarb’a ulaşmak üzere İskenderun’a geldi, ancak kırk gün kadar beklemelerine rağmen yola çıkamadılar. O zamanki Suriye hükümeti, mücahitleri geri çağırma emri çıkararak cihada katılmalarını engelledi. Balkan Savaşı’nın çıkması ve İtalyanlar’la bir anlaşmaya varılması üzerine cepheye gidemeden geri döndü. Şeyh İzzettin Kassam, İslam düşmanlarıyla cihad için en ufak bir fırsatı kaçırmıyordu. Birinci Dünya Savaşı başladığında doğrudan Osmanlı ordusu saflarında çarpışmak üzere müracaat etti. Bunun üzerine askerî eğitimden geçirildikten sonra cephede garnizon imamı olarak görevlendirildi. Ortadoğu’nun Osmanlı Devleti’nden ayrılması meselesi ortaya çıkınca Cebele’ye döndü ve bir halk ordusu oluşturdu. Harbin bitimine kadar güç yetirebildiği sahalarda çalışmaya devam etti. Fansızlar da diğer Avrupa ülkeleri gibi savaş sonrasında bazı sömürgeler elde ettiler. Bu sömürgelerin başında Suriye geliyordu.
Şeyh İzzettin Kassam, Ömer el-Baytâr ile birlikte Suriye’de Fransızlara karşı cihada başladılar. Fransızlar ancak Sihyon bölgesinde tutunabiliyorlardı. Şam , Fransızların eline geçinceye kadar onlara büyük kayıplar verdirdiler. Nihayet mücahitlerin bazıları Türkiye’ye iltica ettiler. Fransızlar tarafından idam talebiyle aranmaya başlanınca ve sömürgeci güçlerin ve onlarla işbirliği içindeki Siyonistlerin Filistin üzerindeki oyunlarının tehlikeli boyutlara geldiğini gördüğünde beraberindeki bazı mücahitlerle birlikte 1921’de Filistin’e gitti ve Hayfa şehrine yerleşti. Siyonizm’e karşı önce fikri mücadele yaptı. Burada hem öğrenci yetiştirmekle, hem de halkı İslami yönden şuurlandırmak için vaaz ve irşat çalışmaları yapmakla meşgul olmaya başladı. Vaazlarında genellikle Siyonist tehlike üzerinde duruyor, halkı bu tehlikeye karşı uyanık olmaya çağırıyor ve cihada teşvik ediyordu. İstiklâl Camii’nde imam-hatiplik yapan Kassâm 1926’da Cem‘iyyetü’ş-şübbâni’l-müslimîn’e girdi ve bir süre sonra da başkanlığına seçildi. Bu vesileyle köyleri dolaşmaya başladı, İngiliz işgaline ve siyonist harekete karşı halkı bilgilendirmek imkânı elde etti. Yahudilere arazi satılmasına şiddetle karşı çıkarak bunun önlenmesini istedi. Çevresinde toplanan ve “meşâyih” (kendisinin ölümünden sonra Kassâmiyyûn) denilen taraftarlarının örgütlenmelerini sağladı. Kassâm, siyonizmin İngiliz manda idaresi tarafından desteklendiği kanaatiyle esas mücadelenin İngilizler’e karşı yürütülmesi gerektiğine inanıyordu. Dolayısıyla genel bir mücadele için hazırlıklarını tamamladıktan sonra Balfour Deklarasyonu’nun yıldönümünde hareketi başlattı. O dönemde Filistin topraklarını işgal altında tutan İngilizlerin yoğun bir şekilde Yahudileri getirip bu topraklara yerleştirdiklerini görünce halkı etkin bir şekilde cihada hazırlama çalışmalarını başlattı. Halkın gönlünü mertlik, kahramanlık, yücelik ve fazilet duygularıyla yoğurdu. Talebeleri cennete kavuşmak için can atıyordu. Sadece vaaz ve irşad yoluyla insanları cihada hazırlamakla yetinmeyerek kendisi de bilfiil hazırlıkları başlattı. Bu hazırlık döneminde bir yandan samimi bir şekilde cihada katılacak eleman yetiştiriyor bir yandan da teçhizat ve maddiyat temin etmeye çalışıyordu.
İzzettin Kassam, talebelerinden ve halkın içinde kendisine bağlı Müslümanlardan askeri bir birlik kurdu. Bu birliğe Şeyh Kassam’ın ismine nispetle Kassamiler denilmekteydi. Kassamiler, Hayfa’da ve Filistin’in kuzeyinde çok başarılı mücadeleler verdiler. İngilizlerin gözlerini korkutmuş ve Siyonist Yahudilerin kalplerini titretmişlerdi. İzzettin Kassam’ın mücahitleri, çalışmalarını öyle gizli yürütüyorlardı ki İngilizler ne kadar uğraşsalar da bir türlü izlerini bulamıyorlardı. 1931’e gelindiğinde cihadın fiilen başlatılması için hazırlıklar son merhalesine gelmişti. Bu arada İzzettin Kassam ’la Kudüs ’deki Kurtuluş Hareketi arasında irtibat da tamamlanarak güç birliği yapılmış ve harekât birliği sağlanmıştı. Halk bir şeyler sezmeye başlıyor, havada gerginliklerin olduğunu anlayarak içten içe olabilecek kıyam için kendilerini hazırlıyorlardı. 5 Nisan 1931’de fiilen cihad başlatıldı ve bu tarihte İzzettin Kassam’ın mücahitleri el Yecur’a düzenledikleri bir saldırıda bazı işgalci İngilizlerle onlarla işbirliği içindeki üç Siyonisti öldürdüler. Bu olayın arkasından gerek İngiliz işgalcilere ve gerekse onların getirip Filistin topraklarına yerleştirdikleri Siyonist teröristlere karşı çeşitli eylemler gerçekleştirildi.
Şeyh İzzettin Kassam’ın başlattığı bu kıyam, Filistinlilerin İngilizlere karşı başlattığı ‘’ Altıncı Kıyam’’ olarak yerini aldı. İngiliz işgalciler İzzettin Kassam’ın verdiği cihaddan ciddi şekilde rahatsız oluyor. O’nu ortadan kaldırmak için yoğun bir çaba harcıyorlardı. İzzettin Kassam, 1935’te beraberindeki bazı mücahitlerle birlikte silah eğitimi için Cenin yakınlarındaki Ya’bed dağına çıktığı sırada İngiliz işgalcilere casusluk yapan biri tarafından yeri ihbar edildi. İngiliz işgalciler 500 kişilik bir mücehhez birlikle onu karadan ve havadan muhasaraya aldılar. Kendisine teslim olması çağrısında bulundular. Ancak Kassam ve beraberindekiler işgalcilere teslim olmayı değil karşı koymayı tercih ettiler. Bu kuşatma esnasında Şeyh Kassam’ın beraberinde sadece 14 mücahit bulunuyordu. Çatışma şafağın sökmesinden önce başlayıp sabahın onuna kadar sürdü. 19 Kasım 1935 tarihinde meydana gelen bu çatışmada Şeyh İzzettin Kassam şehit edildi. İzzettin el- Kassam ile birlikte Şeyh Yusuf Abdullah, Şeyh Ömer Hasan Sa’di ve Hanefi ismiyle Mısırlı bir mücahid şehit edilirken diğer mücahitler İngilizlere esir düştüler.
Daha sonra esirler askeri mahkemede yargılanarak iki ile on beş arasında değişen hapis cezalarına çarptırıldılar. Şeyh Kassam ve arkadaşlarının şehadeti Müslümanları hüzne boğmuştu. Cenaze namazları on binlerce Müslüman tarafından kılınarak ‘’Bacur’’ şehitliğine defnedildi. Şehit Kassam’ın cenazesine büyük bir kalabalık katıldı. İngilizler böyle bir kalabalığı o güne kadar hiç görmediklerinden, korkuya kapıldı ve topluluğu dağıtmak istediler. Ancak işgalcilerin bu girişimleri üzerine İngiliz askerleriyle Müslümanlar arasında çatışma çıktı. Bu çatışmada hem Müslümanlardan hem de İngiliz askerlerinden yaralananlar oldu. Şeyh İzzettin ve arkadaşlarının yerini ihbar eden casus ise daha sonra mücahitler tarafından öldürüldü. Şeyh İzzettin Kassam’ın mücadelesi Filistin halkı için bir meşale olmuş, onları harekete geçirerek 1936’da gerçekleşen büyük kıyamın da şartlarını hazırlamıştır. Onun başlattığı hareket silahlı mücadele konusunda birçoklarına cesaret kazandırmıştır.
Böylece onun şehadetinden sonra çeşitli silahlı oluşumlar ortaya çıktı. Bunların başta geleni yine onun taraftarlarınca ve Şeyh Ferhan es-Sa’di’nin liderliğinde kurulan İhvanu’l-Kassam hareketidir. Bunun yanı sıra Filistin’in bağımsızlığı için mücadele eden Filistin Arap Partisi, İzzettin el-Kassam’ın mücadelesinden cesaret alarak el-Futuvve adında silahlı bir gençlik teşkilatı kurdu. İbrahim el- Kebir liderliğinde ed-Deraviş (Dervişler) adında bir silahlı grup oluşturuldu. Bunların dışında da çeşitli silahlı gruplar ortaya çıktı. Bütün bu silahlı grupların ortaya çıkmasında İzzettin el-Kassam’ın verdiği silahlı mücadelenin manevi bir örnekliği ve öncülüğü olmuştur.
BİBLİYOGRAFYA
MUSTAFA L. BİLGE
S. J. H. Simpson, Palestine: Report on Immigration, Land, Settlement and Development, London 1930, s. 35-36, 52-56.
Subhî Yâsîn, es̱-S̱evretü’l-ʿArabiyyetü’l-kübrâ fî Filisṭîn: 1936-1939, Dımaşk 1959, s. 23-26.
Muhammed İzzet Derveze, Ḥavle’l-ḥareketi’l-ʿArabiyyeti’l-ḥadîs̱e, Sayda, ts., s. 116 vd.
Semih Hamûde, el-Vaʿy ve’s̱-s̱evre: Dirâse fî ḥayâti ve cihâdi’ş-şeyḫ ʿİzzeddîn el-Ḳassâm: 1882-1935, Amman 1986.
S. Abdullah Schleifer, “The Life and Thought of Izziddin al-Qassam”, IQ, XXIII/2 (1979), s. 61-81.
Basheer M. Nafi, “Shaykh ʿIzz Al-Dīn Al-Qassām: A Reformist and a Rebel Leader”, Journal of Islamic Studies, VIII/2, Oxford 1997, s. 185-215. “ʿİzzüddîn el-Ḳassâm”, Mv.F, III, 229-231.
https://ilkha.com/biyografi/buyuk-alim-ve-direnis-onderi-sehit-seyh-izzettin-el-kassam-144086
Hasan Uyar
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İMSAK | GÜNEŞ | ÖĞLE | İKİNDİ | AKŞAM | YATSI |
04:22 | 05:44 | 11:45 | 14:58 | 17:34 | 18:49 |