Talip Olana Verilir Talip Olmayandan Alınır / Köşe Yazısı - Bilal AKGÜL

22.03.2017 06:10:32
Bilal AKGÜL

Bilal AKGÜL

Talip Olana Verilir Talip Olmayandan Alınır (2)

“(Ey Muhammed! Allah şöyle buyuruyor ) de:’ Ey inanan kullarım! Rabbinizden korkun. Bu dünya hayatında güzel davrananlara güzellikler vardır. Allah’ın arzı geniştir. Ancak sabredenlere, mükâfatları hesapsız verilecektir (Zümer10).’ Kendilerine zulmedildikten sonra Allah uğrunda göç edenleri, dünyada (rahat edip, tehlikelerden uzak kalacakları bir yere) güzelce yerleştireceğiz.(Onlara vereceğimiz) ahiret mükâfatı ise daha büyüktür. Onlar ki sabrettiler ve Rabb’lerine (güvenip) dayanmaktadırlar’(Nahl 41- 42)

Yer, İslami tebliğin Mekke’si… Dönem, davasını insanlara tebliği etme dışında bir amacı olmayan bir grup inanmışın en ağır işkencelere maruz kaldığı bir dönem… İslam’a davetin çok daha dikkatli ve temkinli yapıldığı bir ortam…

Celalettin Vatandaş bu dönemde İslam’ı kabul eden üç kişinin (Tufeyl, Ebu Zerr ve Amr bin Abese) olduğunu söyler. Bunların başında ise Gıfar kabilesinden Ebu Zerr gelmektedir.

Gıfar kabilesi, kendi döneminde yol kesen, tabiri caizse eşkıyalıkla nam salmış bir kabiledir. Çölde mukim olan bu kabile, bölgede ticaret yapan kervanlara saldırarak, bu yağmalardan sağladığı gelirle geçinen bir kabile… Ve dönemin geleneksel inancına bağlı olarak kabile putperest…

Ebu Zer, hayatının son üç yılında hem putlardan hem de yağma işlerinden el etek çekmiş, yalnızlığa gömülmüştür. Adeta geçmişte yaptığı yağma ve eşkıyalıklardan bizar bir şekilde münzevi bir hayatı düstur edinmiştir. Bu süreçte putlara ve kabilesinin putlara tapmasına tepkisi gittikçe artmaktadır.

Köşesine çekilir Ebu Zerr. Yalnızlığını gün be gün arttıran bu yangın, adeta vücudunu esir eder, iliklerine işler.

Birgün kabilesi Gıfar’dan biri Mekke’den döndüğünde Ebu Zer’e rastlar ve O’na düşüncesine benzer bir düşünceyi yayan, putlara karşı olan, Allah’ın tek olduğunu ve kendisinin peygamber olduğunu söyleyen birisinin çıktığını söyler. Fakat kavminin kendisini yalanladığını, O’na karşı çıktığını; hatta O’na inananlara işkence ettiğini söyler.

Bir heyecan sarar Ebu Zer’i. Coşkusunu haykırası gelir badiyenin en ücra köşesine… Börtü, böceğe… Mekke’den gelen kişiden alması gerekeni aldıktan sonra hemen kardeşi Uneys’i bulur ve acilen Mekke’ye gitmesi gerektiğini ifade eder. Peygamberliğini ilan eden kişiye ulaşmasını, işin gerçeğini öğrendikten sonra dönmesini tembihler. Bunu dikkat çekmeden yapmasını ise özellikle tembihler.

Uneys, Mekke’ye varır ve yaptığı gözlemleri ağabeyi Ebu Zerr’le paylaşır. Önceki haberi tasdik eder. Peygamber ve inananlara kavminin ettiklerini bir kez daha paylaşır.

Her haberciden sonra içindeki ateşin alevi daha bir harlanır. Bir alev topuna döner adeta içindeki ateş Ebu Zerr’in.

Aşkın kokusunu iliklerine kadar yaşamış olan Ebu Zer, tez elden yola koyulur. Bir nefeste alır tüm badiye yollarını. Bir ömrü bir nefeste yaşamak derler ya… Ve soluğu Kâbe’de alır Ebu Zer. Peygamber’i araması sabaha kalmıştır artık. Kâbe’nin bir köşesine kurulup dinlenmesi gerekir.

Uzun bir yolculuktur aslında, aylardır, belki de yıllardır süren. Arayışın, dosdoğru yola ulaşmanın, maşukuna ulaşmanın yolculuğu…

Putların istilasına uğrayan Kâbe’nin geceleri kasvetli, gündüzleri ise zulümle kaplıdır.

Kasvetli gecenin ilk anlarında, iki kadının İsaf ve Naile putuna tapma, ibadet etme sesleri ile bir anda irkilir Ebu Zer. Ve putlara verip veriştirir. Ebu Zerr bu… Bunu duyan kadınlar ise karanlıkta putlara verip veriştiren bu adamı, putlara dualarını bitirdikten sonra oradan ayrılırken karanlıkta tam olarak kim olduğunu göremedikleri bir adama şikâyet ederler.

Putlara karşı olan birini (farkında olmadan olsa bile) putlara karşı olan birine şikâyet etmek... Yâda aradığın maşukunu uzun bir arayıştan sonra gökte ararken yerde bulmak…

Kadınların putlara hakareti şikâyet ettikleri kişi Rasulullah’tır. Karanlıkta yüzünü görememişler ve adeta ilahi bir hikmet olarak, âşıkla maşukun buluşmasına, birbirleriyle görüşmelerine vesile olmuşlardır.

Hayatın ‘dosdoğru yoluna’ talip olana Allah’ın vaadidir: ”Zorlukla beraber kolaylık vardır. Zorlukla beraber mutlaka kolaylık vardır.”(İnşırah 5-6)

Rabbim, bizlere zorluklara karşı sebat etmeyi, her daim dosdoğru yolda olmayı, karşılaştığı tüm zorluklarda Nuh (as)’ın sabrını nasip etsin. Zan ve vesvese ile hareket etmekten ve rızık korkusundan uzak kılsın

 

 

Bu yazı toplam 1569 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları

İMSAKGÜNEŞÖĞLEİKİNDİAKŞAMYATSI
04:2205:4411:4514:5817:3418:49

Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Eğitimle Diriliş | Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlara aittir. Kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.