Beyaz Zambaklar Ülkesi Finlandiya / Köşe Yazısı - Mehmet Suat DİLEK

24.01.2017 10:31:55
Mehmet Suat DİLEK

Mehmet Suat DİLEK

           Beyaz Zambaklar Ülkesi Finlandiya

Ülkelerin Eğitim alanındaki başarılarını ve performanslarını gösteren ve birbirleriyle kıyaslayan güvenilir ve güncel verileri elde etmek amacıyla OECD tarafından 1990 yılında 15-16 yaş grubu öğrencileri arasında uygulanmak üzere PISA testi adı verilen uluslararası bir test sistemi ile ilgili çalışmalara başladı. PISA testi ilk olarak 2000 yılında uygulandı ve her üç yılda bir tekrarlandı.

Ve ilk PISA testi Finlandiya’yı Şok Etti!

2000 yılında gerçekleşen PISA testi sonuçlarına göre Finlandiyalı öğrencilerin yüksek bir başarı elde ettiği ve farklı ülkelerdeki yaşıtlarını geride bıraktığı görüldüğünde en çok şaşıran ise Finli ebeveynler oldu. Çünkü Finliler, ilk testin sonuçları açıklanana kadar Finlandiya’daki eğitim sistemini eleştiriyor, beğenmediklerini dile getiriyor ve fazla rahat buluyorlardı.

Peki, Başarının Sırrı Ne?

Bu sorunun tek cevabı yok elbette. Fin Eğitim Sisteminin başarıya ulaşmasında bazı unsurların öncelikli olduğunu göstermektedir. Bunlar “mükemmel öğretmenler”, “yüksek kaliteli müfredat programı” ve “tam servis eğitim”(OECD, 2010, S.122) olarak gösterilebilir (Darling-Hammond, 2009).

*Mükemmel Öğretmenler

Finlandiya’da öğretmenlik mesleği saygın mesleklerin başında gelmekte olup ülkenin en başarılı öğrencileri öğretmen olmak için yarışmaktadır.

Öğretmenlik mesleğine karşı bu pozitif toplumsal ve kültürel bakış, öğretmenlik mesleğinin saygınlığını artırmakta ve nitelikli öğretmenlerin eğitim kadrosuna katılmasını sağlamaktadır. Eğitim fakülteleri kontenjanlarını öğretmen ihtiyacına göre sınırlayarak hem nitelikli öğrencilerin tercihini sağlamakta hem de iş güvencesi yüksek öğretmen adayları yetiştirmektedir.

Finlandiya’daki bir öğrenci öğretmen olmak istiyorsa öncelikle uzmanlar tarafından hazırlanmış sınavları geçmek zorundadır. Bu sınav; 300 soruluk matematik, dil bilgisi ve problem çözme becerilerinden oluşmaktadır. Ek olarak öğrencinin pedagoji ile alakalı bilgileri de test edilmektedir (Darling-Hammond, 2009). Bu testler genel itibari ile katılımcıların eleştirel düşünme yeteneğini, bilgiyi analiz ve sentez becerisini ve bilgiyi işleme becerisi üzerine yoğunlaşmaktadır. Bu değerlendirmeden sonra öğrencilerin en başarılı %15’lik kısmı bir sonraki değerlendirme için kabul edilir. Sınavı geçen öğrenciler ile özel görüşmeler yapılır. Bu görüşme de öğrencinin motivasyonu, öğretme ve öğrenme isteği ve de iletişim becerileri değerlendirilir. Bu değerlendirmeden sonra uzmanlar, öğretmen adayının grup yönetimi performansını ve öğrenciler ile iletişimini inceler. Bütün bu değerlendirmelerin sonucunda 10 öğrenciden 1 tanesi eğitim fakültesine kabul edilir.

Bu başvuru usulleri, öğretmenlerin kalitesini artırmakta, dolayısıyla öğretmenin kalitesi eğitimin kalitesini etkilemektedir. Finlandiya öğretme becerisinin sadece eğitim alarak kazanılacak bir şey olmadığını anlamış durumda. Öğretmenlik genellikle bir yetenek ve tutku. Bazılarında olan bazılarında olmayan şey. “Hiçbir şey olamazsa, bari öğretmen olsun” mantığını sürüklese eden bir tutku kuşkusuz.

*Yüksek Kaliteli Müfredat Programı

“Uygulayarak Öğrenme” Müfredatlarının en önemli özelliği denilebilir. Bir Eğitimci Fin Eğitim sistemini inceleme gezisinden edindiği izlenim ve gözlemlerini şöyle dile getiriyor; ilkokul 1.sınıf dersliğinde Öğretmen “tek-çift” kavramlarını öğretiyordu. Dersi legoların yardımı ile işliyordu. Önce bir legoyu perdeye yansıttı sonra yanına bir lego daha koydu. “Bu tekti, çift oldu” diyerek kavramları öğrencilerin zihnine somutlaştırarak kodladı. Akabinde el işi dersinin yapıldığı sınıfa girdiğimizde çok şaşırdık. Sanayide örneğine rastlayamayacağımız genişlikte ve temizlikte her aletin olduğu bir marangoz atölyesinde öğrenciler büyük bir hararetle alet edevat kutusu yapmakta idiler. Önceleri aletleri güvenli bir şekilde kullanmaları öğretilip daha sonra da gitar dâhil birçok tahta eşyayı bizzat üretebilecek düzeye getirilmişlerdi.

Uygulamalı eğitim kuram ve araştırma ile entegre edilmiş müfredatın anahtar parçası gibi adeta.

Finlandiya’da okula başlama yaşı 7,Çocukların bu yaştan önce Eğitime hazır olmadıklarını düşünüyorlar ve çocuklar gelişimsel olarak öğrenmeye ve odaklanmaya hazır olduklarında okula başlıyorlar.

Temel eğitim ilk 6 yıl ilkokul,7.8 ve 9’uncu sınıflar ise ortaokul olmak üzere 9 yıl ve zorunlu. Lise eğitimi zorunlu değil.

Öğrenciler standardize edilmiş bir sınav sistemine tabi değiller. Sadece 16 yaşına geldiklerinde ülke genelinde bir sınava giriyorlar.

Sınıflarda öğrenci sayısı en fazla 20 kişi. Derslerde 2 öğretmen akademik eğitim veriyor, üçüncü öğretmen ise destek gereken öğrencilere yoğunlaşıyor. Gün boyu ortalama 4 saat ders veriliyor. Öğretmenler haftada 2 saat mesleki gelişimleri için eğitimlere katılıyor.

Bedenin durgunluğunun, beynin durgunluğuna, dolayısıyla odaklanamayan “hiper” çocuklara sebep verdiği gerçeğinin farkındalar ve pek çok teneffüs ve yemek saati arası veriyorlar. Bu 15-20 dakikalık molalar öğrendiklerini sindirmek, kaşlarını kullanmak, temiz hava almak ve “kurtlarını dökmek” için onlara zaman tanıyor.

*Tam Servis Eğitim

Ülkede 1970’lerden bu yana aynı eğitim sistemi uygulanıyor. Bu güne kadarki hükümetler sisteme sonuna kadar sahip çıktı. “Önce öğrenciler üzerindeki sonucu görelim tutmazsa değiştiririz” gibi bir yaklaşım sergilenmedi. Bununla birlikte okullardaki eğitim sistemi iyi bir şekilde tasarlanmıştır. Ana amaç öğrenci temelli bir eğitimdir. Bu eğitim sisteminde, öğrencileri evindeymiş gibi hissettirme ve bağımsız olarak hareket etmelerini sağlama amaçlanmıştır. Bu düzenlemeler “tam-servis eğitim” olarak adlandırılıyor. Bu servis; günlük öğle yemeğini, ulaşım giderlerini, sağlık sigortasını, özel eğitim hizmetlerini, materyal desteğini, öğrencilere psikolojik yardımı ve rehberlik servisini ücretsiz bir şekilde karşılamaktadır.

Sistem, her öğrencinin önemli olduğunu ve özel yetenekleri olduğunu, önemli olan da bu yetenekleri bulup ortaya çıkartmak gerektiğine inanıyor ve bu durum  “herkese ücretsiz ve eşit eğitim” temel prensiplerinin asla değişmediği gerçeğini ortaya koyuyor. Dil, din, ırk, cinsiyet, ekonomik durum, ikametgâh ayrımı gözetmeksizin her bireye eğitimde sağlanan fırsat eşitliğinin toplumsal tabakalar arasındaki gelir farklılıklarının azlığı ve elit tabakanın sınırlılığı nedeniyle Fin kültürünün homojen yapısının önemli etkisinin olduğunu belirtmekte fayda var.

*Finlandiya’da Din Eğitimi

Okul öncesinde ailelerin istek ve tercihine bırakılan din dersleri, Temel eğitim ve lise eğitiminde, zorunlu okutulan dersler arasında yer almakla birlikte, öğrencilerin din dersinden muaf olma hakları da bulunmaktadır. Ancak din dersinden muaf olan öğrenciler için öğretim programlarında bu derse alternatif olarak okutulan zorunlu Ahlak dersi yer almaktadır. Temel eğitimin ilk beş sınıfında din dersleri sınıf öğretmenleri tarafından verilirken ortaokul ve lise de ise branş öğretmenleri tarafından verilmektedir.

Fin toplumunda din, yalnız inanılan bir fenomen değil, aynı zamanda var olma sebebidir. Şöyle ki, Finlandiya’nın bağımsızlığında ve Fin kimliğini inşa etme sürecinde din esaslı bir faktör olarak görülmektedir. 20. yüzyılla birlikte endüstrileşme ve sekülerleşme Finlandiya’daki Protestan din algısında değişime yol açsa da dinin toplumdaki önemini ve yerini ortadan kaldıramamıştır. Dini değerlerin zayıfladığı bu dönemde bile din, iyi bir Fin vatandaşı oluşturmak için en önemli olgu olmaya devam etmiştir. 21. yüzyıla gelindiğinde dinden beklenen taleplerin çok da fazla değiştiğini söylemek mümkün değildir. İçinde daha demokratik, daha özgür, insan haklarına daha duyarlı ve sosyal konularda daha hassas idealleri taşıyan ve geçmişte olduğu gibi yeni yetişmekte olan nesiller için ulusal kimlik inşası ve vatandaşlık bilincinin oluşturulmasında dinin kilit taşı olma görevini üstlenmeye devam ettiğini söyleyebiliriz.

Finlandiya’da din eğitiminin Fin toplumu ve kültürü için önemli bir unsur olduğu, ulusal kimlik inşası ve vatandaşlık bilincinin oluşturulmasında kilit taşı görevini üstlendiği görülmektedir.

Adamlar yapmış be abii !

Günde 8 saat zorunlu ders, okul çıkışında etütler, hafta sonu kursları ve özel dersler, testler, deneme sınavları, yazılı yoklama sınavları, notlar,puanlar vs. ama bütün bunlara rağmen istenilen verimliliği alamadığımız eğitim sistemimiz. Öbür yandan günde ortalama 4 saat dersin olduğu, okulun ilk altı yılında asla not verilmediği bir eğitim sisteminde Ekonomik işbirliği ve kalkınma örgütü(OECD) tarafından üçer yıllık dönemler halinde 15 yaş grubundaki öğrencilerin kazanmış oldukları bilgi ve becerileri değerlendiren “Uluslararası Öğrenci değerlendirme programı” PISA projesinde başarı gösteren Finlandiya(2000-2003-2006 yılları PISA birinciliği).

Yapamadığımız herhangi bir şey için klasik, gelişmekte olan ülke insanı repliği ile “Adamlar yapmış be abi !” demeyeceğiz tabi ki. Nitekim herhangi iki şey arasında bir karşılaştırma yapılacaksa bu iki şeyin aynı düzlemde ve aynı sıklette olması gerekir. Finlandiya toplam nüfusu “Ankara” öğrenci nüfusu  “Denizli” ilimizin nüfusuna denk olan bir ülke.

Finlandiya eğitim sistemini başarıya götüren ve Finlandiya’nın diğer ülkelere genel olarak model oluşturabileceği düşünülen ulusal rekabetçi üstünlükleri var elbet. Bu başarının Finlandiya’nın kendi sosyokültürel bağlamı içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Finlandiya büyük bir insan gücüne sahip olmadığı için az olan nüfusunun kalitesini yüksek tutmak zorunda. İnsan kaynağındaki rakamsal açığı ancak kaliteli eğitim almış insanlar yetiştirerek kapatıyorlar.

Son Söz

Finlandiya’da eğitim başlı başına bir “bilim” olarak değerlendiriliyor ve öğretmenlere ülkenin her köşesine medeniyet taşıyan kişi gözüyle bakılıyor.

“Bize bataklıklar, kayalar düştü. Oraları bir kültür ülkesine çevirdik.”

Tüm zorluklara, imkânsızlıklara elverişsiz doğa koşullarına rağmen bir halkın tek yürek olup verdiği topyekûn kalkınma mücadelesinin tek cümlelik özeti bu. Onların ne madenleri vardı ne de verimli toprakları; en büyük zenginlikleri okullarıydı. Bu okullarda çocuklarını çeliğe su verir gibi işlediler ve bataklılar ülkesinden bir kültür ülkesi meydana getirdiler; beyaz zambaklar ülkesi Finlandiya.

KAYNAKÇA

1-memurlar.net/haber/burcu gürses

2-kho.edu.tr/öğretmen etkililiği/Finlandiya modeli

3-dicle.edu.tr/finlandiyada eğitim ve öğretmen yetiştirme metodu

4-turkiyeegitim.com/Finlandiya eğitim modeli

5-academia.edu.tr/finlandiyada din eğitimi/yrd.doc.dr.mehmetbahcekapılı

6-grigoripetrov/akzambaklar ülkesi Finlandiya/arka kapak yazısı-çeviren engin altay

 

 

 

Bu yazı toplam 3679 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları

İMSAKGÜNEŞÖĞLEİKİNDİAKŞAMYATSI
04:2205:4411:4514:5817:3418:49

Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Eğitimle Diriliş | Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlara aittir. Kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.