SEZAİ KARAKOÇ'A GÖRE DİRİLİŞİN İLKELERİ VE DİRİLİŞ İNSANININ ÖZELLİKLERİ / Köşe Yazısı - Yusuf YAVUZYILMAZ

5.05.2022 20:48:39
Yusuf YAVUZYILMAZ

Yusuf YAVUZYILMAZ

SEZAİ KARAKOÇ'A GÖRE DİRİLİŞİN İLKELERİ VE DİRİLİŞ İNSANININ ÖZELLİKLERİ
 
Sezai Karakoç, edebiyatçı, şair, düşünce adamı ve bir siyasetçi olarak Türk düşüncesinde önemli bir yer tutar. Onun düşünce alanındaki tezi, bir uygarlık projesi olarak düşündüğü “Diriliş"tir. Sezai Karakoç’a göre diriliş, odak noktası İslam olan bir uygarlık tasarımıdır. Diğer bir deyimle uygarlık ve medeniyet tasarımı olan diriliş projesinin merkezinde İslam yer alır.
 
Sezai Karakoç’a göre, insanlık tarihini üç dönem olarak ele alır
 
1-Katı dönem veya donma dönemi
2- Bunalım dönemi
3- Diriliş dönemi
 
Diriliş dönemi, her şeyin çıkmaza girdiği bir dönemde filizlenmeye başlar. Karakoç’a göre “Diriliş, gürültüsüz, patırtısız, manevrasız, entrikasız, adeta silahsız gerçekleşen, köklü ve hızlı bir değişim. Bir düşünce, ahlak ruh devrimi. Tabiatı, insanı toplumu, devleti, ülkeyi ve dünyayı yeniden tazelendiren bir devrim. Hayvanların bile ne derece bahtsız ve küskün olduğunu göremeyen kör gözlerin açılacağı, yığınların çaresizliği karşısında katılaşmış gönül buzlarının çözüleceği bir devrim. Pörsümüş, solmuş, tarumar edilmiş ağaçların, yeşilliklerin ölüm tehdidi altındaki ormanların, kokuşturulmuş denizlerin, ırmakların hayat hakkını düşünen, arayan, bulan bir devrim. Mevlana’nın, Yunus’un gördüğünü gördürecek bir eşya hakikati devrimi. Ekonomiyi, bilimi, politikayı yerinde tutan, hiçbir alanı başkasına sömürtmeyen, arı diri niyetlerin bulunmadan fiile dönüştüğü diriliş devrimi”dir(1)
 
Sezai Karakoç’a göre diriliş projesinin arka planında çok belirgin ve güçlü bir şekilde İslam metafiziği bulunmaktadır. Diriliş, ışığını Peygamberden alır. Dirilişin temelinde aşk ve inanç bulunur. Erdem ve ahlak, maddi güçlerin manevi güçlerin denetimine girmesi, özgürlük, insanın kendini tanıması dirilişin en önemli özellikleridir. “Sanattan siyasete, felsefeden dine, tarihten sosyolojiye kadar çok geniş bir yelpazede kaleme aldığı yazılarını “diriliş” adıyla sistematize eden Karakoç’a göre diriliş; kış ortasında bahar hazırlığına, mükemmel ve ebedi olana bir çağrıdır. Bunu gerçekleştirecek olan bir diriliş insanı ise bir fantezi, bir lüks ya da hayal değil insanlığın rotasından çıktığı yörüngeye oturtacak bir hakikat eridir.”(2)
 
Sezai Karakoç’a göre Osmanlı devleti de merkezinde İslami değerlerin olduğu bir devlettir.
 
Sezai Karakoç’a dirilişin ilkelerini şöyle sıralayabiliriz:
 
“1-Diriliş, içe doğru radikal bir değişimdir. Daha sonra bu değişimin dışa yansıması olacaktır.
 
2-Batılılaşmaya paydos deyiştir. Bir öze dönüş değişimidir.
 
3-Diriliş, geçmişin tekrarı değil, yeni bir oluştur. Ama köksüz, temelsiz, geçmişte ilintisiz değil, eskimez bir yeniliği özünde barındırması anlamında yenidir. İnsanlığı, uzaklaştığı ana çizgisine döndürme ve bu dönüşteki birikimle tohuma dönüşme ve ilham kazanma birikimiyle yeni bir mayalanıştır.
 
4-Metafizik temelinde tazelenişten başlayarak, tarihi perspektifi yenileme, hakikat doğrultusuna getirme erdeminin insanda mayalanmaya başladığı öz değişimdir.
 
5-Diriliş düşüncesinin merkezinde medeniyet olgusu vardır. İslam da öncelikle medeniyet ve tarih perspektifinden bir bütün olarak ele alma metoduyla hareket etmiştir. İslam’ı medeniyet olarak ele almak, onu metafizik cephesiyle yani iman açısından olduğu kadar tarih, bilim, sanat ve edebiyat açısından yani kültür açısından ele almak demektir.
 
6-Diriliş görüşü radikaldir. Ancak salt bir radikalizm değildir. Yani kökten değişimi amaçlamıştır. İnsan gerçekten ( kendinden) büyük bir uzaklaşma içinde olduğu içindir ki, onun aslına dönmesi için köklü bir değişime razı olması, böyle bir değişimi kabul etmesi gerekmektedir. Amaç, “değişim için değişim” değildir. Bu köktencilik, geleceğe doğru da olacaktır. Özdeğişimin temeli, geçmiş yaşantılarımızın derinliğinde yatmaktadır. Yalnız, geleceği değiştirmek değil, geleceğin doğru kurulması için geçmişin sapma ve bozukluklarını tespit etmek gerekmektedir. Hakikat ne şimdiki zamanın ne de gelecek zamanın tekelindedir. Hakikat bütüncüldür.
 
7-İnsan kendini hakikate adadığı, ruhunu ona açtığı ölçüde insandır. Diriliş, bu anlamdaki bir hümanizmdir. Yani insan ile hakikatin özdeşleşme ve kaynaşmasından doğan yücelişe kendini adama amacı, onun hümanizmasının muhtevasını oluşturur.
 
8-Diriliş sadece köktenci değil, aynı zamanda kökencidir. Klişeler, peşin hükümlerden sıyrılarak, “insan oluşumu”nun “insan şartının, “insan varlığı”nın problem olduğu her yerde sorgulayıcı gözler, araştırıcı akıl, sakin kalble, köke inmeye çalışır.
 
9-Diriliş aynı zamanda köklüdür. Tarihi- sosyolojik bir anlama sahiptir.
 
10-Bireysel ve toplumsal anlamda, kimliğin yeniden kazanılması esastır. Diriliş bu çabanın sistemi olarak çağımız İslam hareketinin çekirdeğini teşkil edecektir.
 
11-Batı değerleri insanlığa huzur değil, anarşi, terör ve nihilizm getirmiştir. İnsanlığın dirilişi, yeni atılım, Doğu değerlerinin yeniden gündeme gelmesi ve getirilmesiyle olacaktır. Çağdaş gündemin tek yanlı ve tek boyutlu işleyişinin doğurduğu yıkılışlar ancak böylelikle duraksayacak ve insanlık ondan sonra kendine gelme fırsatına kavuşmuş olacaktır. Doğu’nun gündem dışı değerleri tek tek dirilecek ve bu Doğu’da ve Batı’da yeni bir dirilişin, ruhun dirilişinin altın çağının açılışı olacaktır. Düşünce, estetik ve davranış planında yeni perspektifler, yeni bir çiçekleniş, yeraltı dünyasına mahkum olmuş bu değerlerin kataloğundan çıkacaktır. Evrensel kültürün tüm insanlık için buna ihtiyacı vardır.
 
12-Diriliş atılımının gerçekleşmesi için siyasi, iktisadi, kültürel bağımsızlık şarttır. Bunların birinin eksikliği diğerini de eksik kılar. Bu nedenle üçünün de gerçekleşmesi hedeftir.
 
13-Diriliş çağrısı, sadece inanmış kişilere değil, bütün insanlara bir çağrıdır. Kurtarma çağrısı değil, birlikte kurtulma çağrısıdır. Diriliş, mükemmel ve ebedi olana çağrıdır. Kimseyi kurtarma iddiasında değil, birlikte kurtuluş arama, bulma ve sevincini paylaşma çağrısıdır.
 
14-Bu akım, Tanrı korkusuyla Tanrı’nın merhameti arasındaki insanın kalbi med ve cezrinde, ürperiş ve titreyişin, barıştan umut kesmemekle birlikte ceza kılıcını baş üstünde sürekli olarak asılı bulunduğu şuuruyla donanışın, ruhu olduğu ve olmadığıyla tartmaktan yılmayışın ve usanmayışın, arayış tutkusunun tükenmezcesine cezbesine temkin içinde coşkunlukla doluşun, günü ve geceyi hizmetle kapayışın akımı olduğu gün, insanlığa hitap edebilme umudunu taşımaya hak kazanacaktır.
 
15-Yalnız Müslümanlar değil, bütün insanlar belli bir homojenlikte toparlanıp tarihi yazgılarında söz sahibi olmadır. Bu bir ruh beraberliğidir. Farklılıklar homojenliğe engel değil, zenginliktir.
 
16-Her yüce harekette yükselmenin üç önemli basamağı vardır. Düşünce dönemi, ilham dönemi, sonra ideal dönem. Düşünce dünyasında yeterince bir atılım, ilham dönemini çağırır, ilham dünyasının yere ayak basışı da, bir ideal dünyanın kapısını aralar. İdeal, düşünce ve ilhamdan kopmadan, davranış dünyasında ileri doğru bir değişimi içerir. Bir görünüm değişimi değil sadece, arka plan kaynaklarının tümüyle bir görünün değişimi. İdeal ruhun hakiki yaşam özüdür. İdealini yitirmiş ruh, yetersiz beslenen bir vücut gibi, giderek solar ve ölür. Düşünce ve ilham tabanına oturmamış ideal, askıntıda ve havadadır. Suni, köksüz ve cılızdır. Hakikat uygarlığının kurumaz memesinden beslenen ideal özü, düşünce ve ilhamların bereketli toprağında kök salan çınar gibi yüzyılların çerağı olacaktır.
 
17-Zihni bir aydınlanma uyanışı sağlayabilir. Uyanış tek başına yeterli değildir. Uyanış dirilişin bir muştusudur. Diriliş, uyanışla kurtuluş arasındaki ilerleme ve oluşma vetiresidir.
 
18-Dirilişin gerçekleşmesi bir mucize kadar zor ve büyük bir atılımdır. Ancak umutsuzluğa yer yoktur.
 
19-Diriliş, derin ve samimi bir sesin çağrısıyla başlayan köklü bir dirilişle olur. Bunun şartları yeni bir diriliş kadar komplekstir. Ama baharda toprağın kabarışını kimse durduramaz ve geri çeviremez. Sabah geldiği zaman, uyuyan her canlı mutlaka uyanacaktır.
 
20- Ölümsüzlük, İslam medeniyetinin özünde olan gizli ve sırrını ancak Tanrı’nın bildiği bir güçtür.
 
21- Gelişim, devrim, ihtilal vs. kavramları diriliş kavramının yanında eksik ve yetersizdir. Diriliş, mutlak gerçeğin habercileri peygamberlerin metodudur.” (3)
 
Sezai Karakoç’a göre diriliş hareketini başlatacak olan insan da sıradan bir insan değildir. Diriliş, İslami değerleri ve onun inşa ettiği insanı temele alan bir harekettir. Diriliş insanı, İslam ahlakının ilkelerini kendi şahsında yaşayan kişidir.
 
Sezai Karakoç’a göre diriliş insanı şu özellikler sahip olmalıdır:
 
“1-Tanrı inancı varoluşunun temelidir. Ancak bu inanç klişe zararları aşmayı buyurur. Tanrı’yı bilmek onu Tanrı’ya yaklaştıran, sürekli yaklaştıran bir biliştir.
 
2-Diriliş insanı, somut ve dinamik bir metafizik, soyuta açık bir fiziği teoride be pratikte dengeleyen, bozulmuş olan bu dengeyi yeniden kuracak olan, yeni insan, insanlığın yeni prototipidir.
 
3-Somut bir öte alem anlayışı, onu fizik dünyada bile öteki alemdeymişçesine davranma, inanma, düşünme ve yaşama yükümlülüğünü içinde tutar. Tanrı’nın halifesidir. Dünyaya bu anlamda tasarruf edicidir.
 
4- O Tanrı’ya bağlandığından, Tanrı adına davranışta bulunduğundan, kaynağını kendinde bulup kaybeden özgürlükteki durumundan daha özgürdür. Çünkü kendinde başlayıp kendinde biten, kendinde doğup kendinde batan özgürlük, fiziğin ve içgüdü zaruretlerinin özüyle dolu olarak, gerçekte, tutsaklıktan başka bir şey değildir. Oysa Tanrı özünde, Tanrı’dan alınan görevle gelen özgürlük, mutlak özgürlükten öz almış, hamuruna maya katmış, gerçek özgürlüktür. Özgürlük diriliş insanı için bir zorunluluktur.
 
5-Maddeye değil ruha üstünlük tanır.
 
6-Eşyada kendi egosunu görmemeye çalışır.
 
7-Fiziğin haklarını ve bilimin buluşlarını yadsımaz. Ancak onları insanlığın amacı olarak bilmeyi yadsır. Aklı Tanrılaştırmaz.
 
8-Diriliş insanı İslam uygarlığının yücelik ideasını yeniden diriltecektir. Hikmet, düşünce, bilim, sanat ancak bu temel idea etrafında yeni bir dünya inşa edebilir.
 
9-Tarihi gerçeğin ışığında yeniden yorumlar. Çünkü o geleceğin imajını hakikat üzerine bina etmeyi hedeflemiştir.
 
10-Dirilişin şartı olarak, otokritiği ve çileyi görür. Özü olarak da Tanrı’ya ulaşmanın yeni doğumunu.
 
11-Yeniden doğuş adamıdır. Durum alış öz değişimcisidir.
 
12-Vecd ve coşkunluk adamıdır. Ancak bu vecd ve coşkunluk sarhoş düzensizliğinden korur kendini.
 
13- Toplum ona Tanrı’nın açılmış bir penceresi, bir hikmet penceresidir. Hayvan, bitki ve cansız eşya dünyasında bile o, şefkatin ve hikmet idrakinin devindiğini görür.
 
14-Onun için gurur öldürücü, tevazu dirilticidir.
 
15-Kendini hep bir tohum olarak görür. Toprağa düşer ve ortadan boy vermek için gereken şartların gözükmesini sabırla bekler.
 
16-İnsanlara ve tabiata, hayvanlar, tarihe bir muştu gibi sevinç taşıma ödevin bilincinde olmaya çalışır.
 
17-Klişeci değil özcü, lafızcı değil anlamcıdır.
 
18-İyimserdir, inceleyici, yoklayıcı, araştırıcıdır, kötümser değildir.
 
19-Ahlakı, hukuku ve estetiği, metafiziği ile ilişkilidir. Mümkün olduğu ölçüde geçicinin tutsağı olmamaya çalışır. Gözü ebediye çevrilidir. Objedeki ve sujedeki kötülükle savaşta umutsuz olmaz.
 
20-Temel bir uygarlık ideasına sahiptir. Ama geçmiş ve yaşayan uygarlıklarda ruhun dostu unsur ve çizgileri benimseyip özümsemeyi de ihmal etmez. Uygarlığın kendi içine kapanıp solmasına razı olmaz. Yozlaşma ve yobazlaşmanın her türlüsüne karşıdır.
 
21-Derinleşme bir tutkudur. Hakikati bir derinleşme ile arar. Bu onu darlaşmaya götürmez. Yüzeyde kalma ve darlaşma, ruhunu koruyacağı iki tehlike uçurumudur.
 
22-Vecdiyle vahye gider. Vahiyle aklını kullanır. Vahiy ve vecdle donatılmış akılla dünyaya tasarruf eder. Böylece fiziğin son ucuna kadar atar adımını. Ama orada, yine ilk çıktığı noktadaki gibi, Tanrı’ya yakın öteki alemle iç içedir.
 
23-Diriliş insanı, hep ödev üzerinde olan bir kahramandır. Ön plana, toplumun hatta insanlığın hayatı, daha sonra hakikate aydınlanmış insanlığın dünyasına geçmiştir. O da ona anlam ve kendi kalbinin anlamını, rengini vermeye çalışmaktadır.
 
24-Sabır, merhamet, tevekkül, disiplin, dikkat kısaca hayatın her anını değerlendirmede müthiş bir titiz sadakat, hakka uygunluk ve doğruluk bu kahramanın prensiplerindendir.
 
25-Diriliş insanı, önyargılardan uzaktır ve sürekli bir nefis muhasebesi içerisindedir.
 
26-Diriliş insanı, mizacın tutsağı değildir. Mizacını yücelik yönüne işletme ve hakikat öğretisi ile terbiye etme şuurundadır.
 
27-Diriliş bir sevgi devrimidir. Gerçek hümanizm, karşılıksız sevgidir. İnsanlığı kurtaracak ilham, sevginin kendisine yurt seçtiği gönüllere yerleşir. Yüreğinde aşk ve sevgi taşımayan insanlar yeni bir dünya kuramazlar.
 
28- Diriliş insan, varoluşa katılmış geleceğe ulaşma hedefinin peşindedir. “(4)
 
Sezai Karakoç düşüncesinin temeli diriliş kavramıdır. Burada asıl amacı Müslümanların dirilişidir. Yaşamı boyunca, İslam ve Müslümanların sıkıntı çektiği dönemlere tanıklık etmiştir.
 
Diriliş projesi, odağında İslam’ın olduğu bir uygarlık tasarımıdır. Sezai Karakoç düşüncesinde Gazali, İbn-i Arabi, Mevlana, Mehmet Akif, Necip Fazıl gibi isimlerin etkisi büyüktür. Karakoç sadece Doğu İslam dünyasını değil, Batı’yı da iyi tanımaktadır. “Karakoç’un İslam’ı tarih ve medeniyet perspektifinden ortaya koyma çalışması olarak tanımladığı diriliş akımının, medeniyet kavramına odaklanan bir yöntem olduğunu daima göz önünde bulundurulmalıdır” (5)
 
Karakoç’a göre medeniyet ile vahiy arasında birebir bir bağlantı vardır. Medeniyet aslında temelde İslam medeniyetidir. Diriliş projesinin hem Türkiye hem de evrensel ayağı vardır. Diriliş projesi Batı medeniyeti karşısında eleştirel bir noktada durur; kendi içinde bütünlükçü bir sistem oluşturur; felsefi, siyasi ve sanatsal boyutları vardır.
 
KAYNAKÇA:
 
1-Sezai Karakoç, Yapı Taşları ve Kaderimizin Çağrısı, Diriliş Yayınları, s: 69-70
 
2-Muhittin Bilge, Bir Medeniyet Perspektifi Olarak Diriliş Düşüncesi, Ay Vakti Dergisi, Medeniyet Özel Sayısı, yıl: 7, sayı: 82-83-84, 2007
 
3-Münire Kevser Baş, Diriliş Taşları, Lotus Yayınları, s: 254-258
 
4-Münire Kevser Baş, Diriliş Taşları, Lotus Yayınları, s: 260-263
 
5-Münire Kevser Baş, Sezai Karakoç, Düşüncenin Serüveni, cilt:10,s: 726

    

Bu yazı toplam 1442 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları

İMSAKGÜNEŞÖĞLEİKİNDİAKŞAMYATSI
04:2205:4411:4514:5817:3418:49

Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Eğitimle Diriliş | Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlara aittir. Kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.