BİR ÜNİVERSİTE OLARAK MEHMET ZAHİT KOTKU / Köşe Yazısı - Hasan UYAR

5.04.2016 18:31:18
Hasan UYAR

Hasan UYAR

 BİR ÜNİVERSİTE OLARAK MEHMET ZAHİT KOTKU

Gümüşhânevî Dergâhı şeyhi Mustafa Feyzi Efendinin önde gelen talebelerinden Mehmed Zâhid Kotku Hocaefendinin, babası İbrahim Efendi, annesi Sâbire Hanımdır. 1897 yılında Bursa`da doğdu. Ailesi Kafkasya`da Osmanlı-Rus Harbi sırasında Anadolu`ya gelip, Bursa`ya yerleşti. Babası İbrahim Efendi, Bursa Hamza bey Medresesinde tahsilini tamamlayıp, çeşitli cami ve mescitlerde imamlık yaptı.

Mehmed Zâhid Efendi üç yaşındayken annesi Sâbire Hanım vefat etti. Babası İbrahim Efendi, Dağıstan muhacirlerinden Fâtıma Hanımla ikinci evliliğini yaptı.

İlkokul, ortaokul ve sanat mektebini Bursa'da okumuş, sanat mektebini bitirir bitirmez de 1916 yılının Nisan ayında 1. Dünya Savaşı sebebiyle askere alınmış. Askere alınış tarihi 1916 yılının 27 Nisan'ıdır. Bir sene İstanbul'da ilk eğitimini gördükten sonra Diyarbakır'a, Diyarbakır'dan da Şam ve Der'âya gitmiş. 1. Dünya Savaşı'nda muhabereci olduğu için, Şam cephesinin adım adım,  gün gün geriye çekilmesine tanıklık etmiş ve askerlik hatıralarını günlük olarak yazmış.

Cephe geriye çekilince İstanbul'a gelmiş ve İstanbul'da askerliğine devam etmiş. 1919 Ağustos ayında, “1315 doğumlular 1 yıl askerlik yapmış sayılacaklar ve askerliklerine devam edecekler” diye bir tebligat gelmiş. Üç buçuk yıllık zorlu askerlik dönemi bir yıl askerlik yaptı olarak sayılıyor ve askerliğine Ayasofya Camii civarında bir birlikte devam ediyor. Tabi bu durum bir açıdan onun için yıkım ama diğer açıdan da ayrı bir tecelli.

Mehmed Zahid Efendi; Ayasofya Medreseleri'nde, Beyazıt, Fatih ve Süleymaniye Medreseleri'nde derslere devam etmek suretiyle o vakti de değerlendirmiş. Bundan başka dini sohbetlere ve tekkelere devam etmiş. Askerlik süresi içerisinde İstanbul`da kaldığı müddet içinde çeşitli dini toplantılara, özel derslere ve camilerdeki vaazlara devam etti.

Bilhassa Seydişehirli Abdullah Feyzi Efendinin sohbetlerine devam etti. İstanbul'da hafızlığını tamamlamış. Çeşitli müderrislerden dersler alarak çeşitli icazetler almış. İslâmî ilimlerde kendisini geliştirmiş. Günlüklerinden, Mehmed Zahid Efendi'nin 1922 Mart ayında hâlâ asker olduğu biliniyor. Genelkurmay Arşivi'nden tespit edilebilir ama 6 sene fiilen askerliği olduğu kesin. Bu askerliğini de bir şekilde değerlendirmiş.

Gümüşhânevî Dergâhında Dağıstanlı Şeyh Ömer Ziyâüddîn Efendi’ye intisâb edip, talebe oldu. Onun sohbet ve derslerinde bulunarak tasavvuf yolunda ilerledi. Ömer Ziyâüddîn Efendinin vefatı üzerine, yerine geçen Tekirdağlı Mustafa Feyzi Efendi’nin sohbetlerine devam etti. Tasavvuf yolundaki vazifesini tamamlayıp, hilâfet aldı. Râmûzü`l-Ehâdîs, Hizb-i A`zam, Delâil-i Hayrât ve Kasîde-i Bürde okutmak üzere icâzet, diploma aldı. Bu sırada hafızlığını tamamladı. Ayrıca Hacı Hasîb Efendiden kırâat ilmi ve fıkıh icâzeti aldı. Hocasının işâreti üzerine çeşitli kasaba ve köylere giderek İmâm-Hatiplik yaptı ve insanlara İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlattı.

Tekke ve zâviyelerin kapatılmasından sonra Bursa`ya dönen Mehmed Zâhid Efendi, 1929 senesinde babası İbrahim Efendi’nin vefatından sonra onun yerine Bursa`nın İzvat köyünde İmâm-Hatiplik vazifesine başladı. On beş yıl kadar süren bu vazifeden sonra, Bursa il merkezindeki Üftâde Câmii Şerîfi İmâm-Hatipliğine tayin edildi. Kaleiçi`ndeki baba evine yerleşti. 1945-1952 yılları arasında buradaki vazifesine devam etti. 1952 yılının Aralık ayında Gümüşhânevî Dergâhı postnişini ve eski dergâh arkadaşı Kazanlı Abdülazîz Bekkîne`nin vefatı üzerine talebelerinin ve sevenlerinin ısrarlı davetleriyle İstanbul`a taşındı.

Fatih Zeyrek`teki Çivizâde Câmii İmâm-Hatipliğine tayin edildi. Bir ara yine Zeyrek`teki Ümmügülsüm Mescidinde İmâm-Hatiplik yaptı. Ekim 1958 tarihinde Fâtih İskenderpaşa Camiine naklolunarak vefatına kadar bu vazifede kaldı.

Gerek Bursa`da gerekse İstanbul`da bulunduğu sırada etrafında toplananlara vaaz ve nasihat ederek yol göstermeye çalıştı. Pazar günleri ikindi namazlarını takriben devamlı ders verirdi. Ahmed Ziyâüddîn Gümüşhânevî hazretlerinin derlediği Râmûzü`l-Ehâdis isimli hadîs-i şerîf kitabını okuyup açıklardı. Selâmlaşmanın önemiyle ilgili; “Selâmı yayınız.” hadîs-i şerîfini açıklarken: “Selâm sadece iyi dilek ve temennilerin sözle ifade edilmesinden ibaret kuru bir görev değildir. Gerçekte selâm, yolda karşılaştığımız bir kardeşimizin ihtiyacının var olup olmadığını, varsa bizimle giderilebilecek bir tarafının bulunup bulunmadığını, öğrenip elimizden geleni yaptıktan sonra yola devam edip gitmektir.” buyurdu.

Mehmed Zâhid Efendi; güler yüzlü, sevimli bir zattı. Mütevazı, azim sahibi, hiç kimsenin gönlünü kırmamaya önem verirdi. Tanıdığına, tanımadığına selâm verir, güler yüz gösterir, gönüllerini alırdı. Hafızası kuvvetli, konuşması samimi idi. Çoğu zaman halk telaffuzu ile konuşur, karşısındakine konuşma fırsatı verirdi. Kimseden doğrudan doğruya bir şeyi istemez, kapalı sözlerle ifade ederdi. Anlaşılmazsa sabrederdi. Hiçbir zaman şeyhlik tavrı takınmaz, kendisini ve makamını büyük bir maharet ve tevazu ile gizlerdi.

Gece ve sabah ibadetlerine riayet eder, talebelerini de buna teşvik ederdi. Müslümanların birlik ve beraberlik içinde bulunmaları gerektiğini açıklarken de şöyle buyurdu: “Görmez misin ki, yağmur ne kadar çok yağarsa yağsın, tanecikleri hemen birleşir, toplanırlar. Derken dereler, nehirler meydana gelir. Neticede bunlar barajları doldurur. Enerji santrallerini işletir, araziyi sular, şehirlerin elektriğini temin ederler. Bu nimet sayesinde insanlar rahata kavuşur, işleri kolaylaşır. Bu ne büyük bahtiyarlıktır. Bundan ibret almalı, birlik ve beraberliğimizi temine çalışmalıyız. Tek tek hareket edersek, hepimiz helâk oluruz. Ne kadar dindar olursan ol, birlik ve beraberliği her işin üstünde tutmadıkça, herkes kendi başına buyruk hareket ettikçe bir yere varılmaz.” diyerek Müslümanların her iş ve hareketlerinde tek yürek, tek kuvvet olması gerektiğine işaret etti.

Cami merkezli bir irşad, tebliğ, vaaz yöntemi geliştirmiştir Mehmed Zahid Efendi. Kendisinden önceki büyükler gibi, üniversite öğrencilerinden duyarlı olan kimseleri kendi halesine, kendi etrafına, kendi çevresine almış, onları yetiştirmeye çalışmış ve onları memleketin hizmetine yönlendirmiş. Eğitimlerini düzgün almalarını, iyi yetişmelerini salık vermiş; o eğitimlerini, o potansiyellerini memleketin hayrına kullanmaları konusunda Mehmed Zahid Efendi'nin ciddi gayretleri olmuştur. Dolayısıyla o günün şartlarında İstanbul'a gelen zeki, az çok aklı başında, müspet, İslâmî anlayışa sahip olan öğrenciler onun da yönlendirmesiyle memleketin meselelerine sahip çıkar olmuşlar. Kimisi sanayiye el atarken, kimisi de sosyal ve siyasal meselelerle ilgilenen, kafa yoran insanlar olmuşlardır. Türkiye'nin, İslam âleminin yeniden ayağa kalkmasının eğitimle olacağını öngördüğü için, böyle bir misyon ve sıkıntı taşıdığı için eğitim almış insanları bu tür yönlere sevk etmiş. Bunun merkezi de zaman içerisinde kendisinin imamlık yapması hasebiyle İskenderpaşa olmuş. Dolayısıyla İskenderpaşa sembolü altında, aslında cami merkezli yeni bir İslâmî hayatın, yeni bir İslami anlayışın filizlerini vermiş.

O, Türkiye’nin, İslam âleminin sanayileşmede geri olduğu bir zamanda Avrupa'yı, Amerika'yı takip etmiş, bizim bu manadaki geri noktalarımızı tespit etmiş ve sanayileşmeye teşvik etmiştir. Türkiye'de sanayiyle alakalı ilk fabrikaların kurulmasını teşvik etmiştir. Mesela Gümüş Motor Fabrikası'nı kurdurmuştur. Bununla Müslümanların “bu alanda bir şeyler yapılabilirmiş” gibi bir heyecana kapılmalarına vesile olmuştur.

Yine 1960'lı yıllarda yayınevleri kurdurmuştur. Türkiye’de İslâmî bakımdan büyük açlığın olduğu, kitapların olmadığı bir dönemde yaptığı teşvik çok faydalı olmuştur. Kitaplar yok değil ama Latin harflerine geçtikten sonra o harflerle kitaplar yazılamamış, güncellenememiş tabi. Buna çözüm olarak yayınevleri kurdurmuş, kitaplar bastırmış ve kendisi de kitaplar yazmıştır.

Bunun dışında 60'lı yıllarda günlük gazeteler çıkarılmasına, insanımızın siyasi alana girmesine, düzgün, dürüst, Allah rızasına dayalı, ülkeye hizmete yönelik gayretlerin gösterilmesine vesile olmuş. Neticede o dönemlerde kaliteli eğitim almış pek çok insan bu ülkenin gerek yönetiminde, gerek sosyal alanlarda, gerekse diğer alanlarda aldıkları vazifelerde çok hizmetler yapmışlar. Mesela merhum Turgut Özal, merhum Necmettin Erbakan ve pek çok siyasi onun talebesi olmayı şeref saymıştır. Çeşitli sahalarda yetişmiş ilim, fikir, düşünce insanı onun rahle-i tedrisinden geçmiştir.

1956 yılında hutbede; “Evde elime toplu iğne kutusu aldım, baktım yabancı malı, daha bir iğne yapamayacak mıyız?” demesi üzerine bir araya gelen cemaat, Gümüş Motor Fabrikası’nı Necmettin Erbakan’la kurmuş, 1960’ın ilk aylarında ilk %95’i yerli motor piyasaya çıkarılmıştı. Çeşitli sebeplerle el değiştiren kuruluş, bugün Pancar Motor adıyla devam etmektedir. Aynı şekilde Üsküdar Özbekler (Nakşî) Dergâhı Şeyhi Ethem Efendi de bir motor yapmış, bunu bir sandala takıp İstanbul Boğazı’nda dolaşmıştır.  Rahmetli Sabahattin Zaim Hoca da Mehmed Zahid Kotku Hazretleri'nin öğrencilerindendi. Sabahattin Zaim Hoca'nın bir tespiti vardı. “Sadece Türkiye değil, İslam âleminin uyanışında, ayağa kalkışında Mehmed Zahid Kotku Hazretleri'nin çok önemli bir payı vardır”

Son yıllarını rahatsızlıklar içinde geçiren Mehmed Zâhid Efendi, şiddetli ağrılarına rağmen sohbetlerine devam etti. 13 Kasım 1980 Perşembe günü öğleye yakın vefat etti. Vefatı İslâm âleminde de büyük üzüntüye yol açmış, Suudi Arabistan’da, Kâbe’de, Kuveyt’te ve daha başka şehirlerde gıyabında cenaze namazı kılınıp dualar edilmiş, ajanslar bu elim vefat haberini yayınlamışlardı.  Cenâzesi 14 Kasım Cumâ günü İstanbul Süleymâniye Câmiinde Hacı Mahmûd Efendi tarafından kıldırılan cenâze namazından sonra, İstanbul Süleymâniye Câmii hazîresinde hocalarının yanına defnedildi.

 

Bu yazı toplam 3100 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları

İMSAKGÜNEŞÖĞLEİKİNDİAKŞAMYATSI
04:2205:4411:4514:5817:3418:49

Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Eğitimle Diriliş | Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlara aittir. Kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.