ZİYA HOCA İLE

21.04.2025 21:29:43
ZİYA HOCA İLE
Bu yazı Eğitimle Diriliş dergisinin 22. sayısından alıntılanmıştır.

 Eğitimle Diriliş: Öncelikle röportajımızı kabul ettiğiniz için Allah razı olsun. Bize kendinizi kısaca tanıtabilir misiniz?

Ziya Tepe Hoca: Kâhta ilçesinin Eski Kâhta Köyü doğumluyum. Ortaöğretimi Kâhta’da, lisans eğimimi İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsü Matematik Bölümünde yaptım. Kırk yıl Kâhta İmam Hatip Liselerinde görev yaptıktan sonra emekli oldum. Halen Kâhta İlim Yayma Cemiyeti ile Biruni Kitap Kahve gibi kuruluşlarda gönüllü olarak eğitim ve kültür faaliyetlerine katkıda bulunmaya çalışıyorum.

 

Eğitimle Diriliş: Hatıralarım kitabının içeriğinde okuyucu neler bekliyor? 

 

Ziya Tepe Hoca: Kitabın içeriğini iki kısma ayırabilirim. Birinci bölümde Eski Kâhta Köyü’nün yakın dönem tarihi ile ilgili şahit olduğum ya da şifahi olarak dinlediğim önemli bilgiler içeriyor. Bu dönemde ayrıca 1980 tarihine kadar gördüğüm eğitim çerçevesindeki hatıralarım ile Kâhta ilçemizde halk tarafından en çok tanınan ve sevilen üç şahsın hayatlarından da kısaca bahsediliyor. İkinci bölümde ise 1980 askeri darbe sonrası ülkemizde ve dünyada meydana gelen değişim ve dönüşümler hakkında yapılan değerlendirmeleri ve fikirleri içermektedir. Ayrıca öğretmenlik yaptığım süredeki anılarımdan da kısaca bahsedilmektedir. 

 

Eğitimle Diriliş: Size ‘Hatıralarım’ kitabını çıkarma ihtiyacı hissettiren sebepleri nelerdi? Kitabınızın okuyucuya yönelik amacı nedir? 

 

Ziya Tepe Hoca: Yaşadığım süre içinde çok sayıda olaya ve bu olayların sonuçlarına şahitlik ettim. Ne yazık ki önem arz eden bu tarihi birikim ve deneyimleri günlük şeklinde de olsa kaleme alamadım. Bu durumu hatırladıkça hep hayıflanırım. İl dışında gelen misafirlerimize ya da Kâhta’nın yerlisi ile yaptığımız turistik gezilerde daha çok Kâhta’nın yakın dönem tarihi ile ilgili bilgiler verirdim. Bu bilgilerin, önemine binaen, mutlaka yazılması gerektiği konusunda birçok kişinin tavsiyesi olmuştur. Yazar ve araştırmacı Fahreddin Gün’ün ısrarla tavsiyesi olmuştu. Ayrıca birebir ya da toplu halde yaptığım konuşmalarda ve sohbetlerde serdettiğim ya da şahit olduğum fikir ve düşüncelerin kaydedilmesi gerektiği birçok kişi tarafından ifade edilmiştir. Şahsen de katıldığım bu teşvik ve tavsiyelere binaen ‘çam sakızı çoban armağanı’ misali de olsa yaşadığın tarihi hafızamla ilgili bilgileri bu kitapla nesle ve geleceğe taşımaya çalıştım.

 

Eğitimle Diriliş: Kitabınızın içerisinde birçok konu ve olaya yer verilmiş. Peki, kitapta geçen sıkıntılarla dolu olayların başlıca sebepleri nelerdir? 

 

 Ziya Tepe Hoca: Başta haddini bilmemek ve düşmanı gereğince tanımamaktır. Her türlü oyuna maceraya ve rezalete sürüklenmenin başta gelen sebebidir. Alman filozof Karl Schmitt ‘bir toplum düşmanını tanımıyorsa gereğince varlığını gösteremez.’diyor. İkincisi aklıselimin yerinde ve güçlü bir şekilde kullanılmamasıdır. Allah Teâlâ Yunus Suresi’nin 100. ayetinde : ‘Allah aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır’ diyor. Yani aklına kullanmayanları her türlü rezalete sefalete ve sıkıntılara duçar kılar. Üçüncüsü de her türlü problemin üstesinden gelebilecek bilgi donanımına ve güçlü iradeye sahip olmamaktır. Örneğin Müslümanlar Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizde tezgâhlanan olayların ve tuzakların üstesinde gelebilecek yeterli bilgi donanımına ve güçlü bir iradeye sahip olsalardı, o oyunları en az hasarla bertaraf edebilirlerdi. Hatta bu oyunları kazanca da dönüştürebilirlerdi. Bediüzzaman Said Nursi Müslümanların temel meselelerinden birinin de cehalet olduğunu belirtiyor. Kanımca bu teşhis günümüz İslam âleminde halen geçerlidir. Yoksa bugünkü dünya Müslümanları rüşt sahibi olurlardı.

 

Eğitimle Diriliş: Hocam hayatınızı etkileyen 3 önemli yazar ve 3 önemli kitabı söylemenizi istersek bunlar hangi şahsiyetler ve kitaplar olurdu?

 

Ziya Tepe Hoca: Zor bir soru! Çünkü etkilendiğim kitaplar ile İslam âlimi, filozofu ve aydın yazarları pek çoktur. Beğendiğim ve yararlandığım kitaplardan şunları seçebilirim: İrfani boyutlarla Şeyh Abdulkadir Geylani'nin sohbetlerinden oluşan Fethur Rabbani, dini anlayış ve Kur'an-ı Kerim tefsirinde Şehid Seyyid Kutup'un yazdığı Fizilali’l Kur'an ve biyografik roman olarak da Nurullah Larudi’nin yazdığı Şarkın Dehası İbni Sina kitabıdır. Yazarlardan ise irfani ve aydın yönüyle Muhammed İkbal’i, dini ve siyasi duruşuyla Aliya İzzetbegoviç, dava ve mücadele gönüllüyle Cemâleddîn Afgani’yi sayabilirim.

 

Eğitimle Diriliş: Gençler başta olmak üzere toplumda, kitap okumama hastalığı yayılıyor. Bu hastalığın sonuçları nelerdir, nasıl tedavi edilebilir?

 

Ziya Tepe Hoca: Kitap okumama hastalığı sadece gençlerimizde değil büyüklerimizde de vardır. Bir atasözünde ‘küçüğü kalkar büyüye bakar’ demişler. Zaten insanlarımızın ekseriyeti kitap okumayı bir ihtiyaç olarak görmüyorlar ya da ihtiyaçlarının son sıralarında yer alıyor. Hatta kitap okumayı fuzûlî gereksiz olarak görenler de azımsanmayacak kadar çoktur. Niye! Çünkü bu kesim herkesin her şeyi bildiğini sanıyorlar. Yani “kitap, dergi, gazete okumaya gerek yok” demek istiyorlar. Bunlar her konuda da kendilerinin bilgili ve bilinçli olduğunun garabeti içindeler. Bu zanlarını cep telefonlarını kaldırarak “Her şey bunun içinde bu da bizim cebimizdedir.” diyorlar. 

 

Sosyal medyaya daha hâkim olan güçlerin profesyonelce algı ve propaganda operasyonlarına nasıl yönlendirildiklerin ve güdülendiklerinin farkında bile olamıyorlar. Nedenine gelince; CIA ve MOSSAD gibi dünya çapındaki istihbaratların bu alandaki çalışma güç ve kapasitelerinin bilincinde olmadıklarından dolayı yanılgıya düşüyorlar. Bu yanlış algı ve anlayıştan dolayı şahit olduğumuz kadarıyla okumuş insanlarımızın ekseriyeti zana dayalı ezberden konuşmaları adeta gırla gidiyor. Farkında olmadan sosyal medyanın algılarına dayalı zanlarıyla güya eleştiri ve düşüncelerini serdedenler, ayaklarına sıkma tuhaflığı yaşıyorlar. Eleştiri adına hiçbir şey beğenmeyen, bilip-bilmeden her şeye karşı çıkan, kitaba dayanmayan bu şaşkınlar kaş yapayım derken göz çıkarıyorlar. Kitap okumama hastalığının ikinci bir sebebi de gençlerimizin bilinçsizce kapıldıkları ferdileşme ve dünyevileşme hırsıyla haz ve hırs peşine düşmeleridir. Hâlbuki dünyevileşmiş ve gelişmiş bütün ülkelerin temelinde bilim ve okuma vardır.

 

Kitap okumayı gençlerimize kazandırmanın çarelerine gelince; başta kitap okumanın hayatımız da nasıl bir rolü, önemi ve ihtiyacı olduğunu bilincini kazanmamız lazım. Bu bilinci kazandırdığımızda kitap okumanın hayatlarının bir parçası ve başta gelen temel ihtiyaçlarından biri olarak kabul edebilsin. İkincisi de gençlerimizin yaş ve seviyelerine uygun ihtiyaç duyduklarına hitap eden, dili ve içeriği çekici olan kitapları bizzat kendilerine vermekle ya da tavsiye etmek suretiyle okumaları sağlanabilir. Bu okutmayı sürekli yapmamız lazım. Ta ki, okuma bilinç ve alışkanlığını elde edinceye kadar. Diğer bir kitap okumanın yolu da her şehrimizde birçok kitapevinin açılmasıdır. Gençlerimizin kitapları görerek ve dokunarak teşvikini sağlamaktır. Bir atasözünde ‘gözden ırak olan gönülden de ırak’ olur demişler. Dikkat edilirse şehrimizde bir tek kitapevi yoktur. Bunun sebebi büyüklerimizin bunu bir ihtiyaç olarak görmemesidir. O halde gençlerimizin kitap okumamasının suçu nedir? Ama şehrimizde midemize ve giysilerimize hitap eden binlerce mağaza, market, pastane, lokanta vesaire vardır. Aklımıza, kültürümüze ve anlayışımıza verdiğimiz değerin ölçüsünü gösteriyor. Bu değer ölçümüzü değiştirmemiz lazım.

 

Eğitimle Diriliş: Gençler başta olmak üzere kendini davaya adamış insanlara hangi tavsiyelerde bulunmak istersiniz?

 

Ziya Tepe Hoca: Hiçbir ilerleme, tekâmül ve olgunlaşma ilimsiz olmaz. Muvaffakiyetin ve gücün temelinde ilim ve bilim vardır. İlim edinme insan hayatının herhangi bir aşamasıyla sınırlı değildir. Peygamber Efendimiz “Beşikten mezara kadar ilim edinin” sözünü, hâşâ laf olsun diye söylememiştir. Bu söz, Müslüman'ın hayatının temel ilkesidir. Âlimlerimiz ‘insan ilim edinmeyi terk ettiği anda cahil olur’ demişler. Gençlerimize tavsiyem ömürleri boyu tekâmülü sağlamak ve yeryüzünde Allah'ın halifelik rolünü icra etmesi için Allah'a kulluğa, kitaba, kültüre ve bilim gibi değerlere çok önem vermesidir.

 

Eğitimle Diriliş: Hocam sorularımıza kıymetli zamanınızı ayırarak cevap verdiğiniz için Allah razı olsun.

 

Ziya Tepe Hoca: Allah sizden de razı olsun.

Bu haber toplam 198 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler

İMSAKGÜNEŞÖĞLEİKİNDİAKŞAMYATSI
04:2205:4411:4514:5817:3418:49

Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Eğitimle Diriliş | Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlara aittir. Kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.