BİLAL AKGÜL İLE EĞİTİMLE DİRİLİŞ DERGİSİ ÜZERİNE RÖPORTAJ

21.05.2025 17:05:24
BİLAL AKGÜL İLE EĞİTİMLE DİRİLİŞ DERGİSİ ÜZERİNE RÖPORTAJ

 21.05.2025 tarihinde Eğitimle Diriliş dergisi Genel Yayın Yönetmeni Bilal Akgül ile yapılan röportaj.

 

EĞİTİMLE DİRİLİŞ: Öncelikle röportajımızı kabul ettiğiniz ve zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz. Bize kendinizi kısaca tanıtır mısınız? 

 

BİLAL AKGÜL: Ben teşekkür ederim bu konudaki duyarlılığınız için. Kâhtalıyım. Lise yıllarından beri kültüre, sanata, dergiciliğe karşı özel bir ilgim bulunmaktadır. Halen bir kısım dergiye gücüm nispetinde katkıda bulunmaya çalışmaktayım. Çeşitli dergi ve sitelerde eğitim ağırlıklı yazılar yazmaktayım. Yakın zamanda Kuram ve Eylem Notları adıyla bir kitap yayınım bulunmaktadır.

 

E.D.: Dergilerle ilk ne zaman ve nasıl tanıştınız

 

B.A.: Lise yıllarında tanıştım. O yıllar ülkemizde entelektüel hayatın çokça canlı olduğu, kitap okumanın revaçta olduğu yıllardı. Tabi dergilere rağbetin de iyi olduğu yıllarda aktif olan bir Kitabevi’ne ülkenin dört bir yanından dergiler gelirdi. Ulusal veya yerel çıkan birçok dergi. Dönemin atmosferini yansıtan, gelişmeleri ile ilgili bilgi ve yorumların olduğu dergiler tabi çok daha fazla ilgimi çekiyordu. Hâlâ düzenli olarak takip ettiğim dergiler var o dönemden beri.

 

E.D.: “Dergi hür tefekkürün kalesi” diyor Cemil Meriç. Dergilerin günlük hayattaki konumu neresidir, hangi beklentilerle ve neden dergi okunur? Dergi okumak kişinin hayatındaki hangi boşlukları doldurur? 

 

B.A.: Dergi meseleleri takip etme açısından kitaba göre yüzeysel, günlük gazetelere göre daha derinlikli olan, bu yönüyle kendi kulvarında değer katan bir mecra. Kitaba göre yüzeysel ama çok kişinin emeğinin olması açısından farklı düşünce ve yaklaşımların olduğu bir alan. Bu yönüyle tek kişinin ürünü olana kitaba göre zengin. Günlük olayları sadece gazetelerden takip etmenin gündemlerle ilgili yüzeysel bilgi sahibi olma ihtimalini yaratırken, dergi bu gündemle ilgili daha derinlikli bir fikir sağlanmasına, projektörü biraz daha geniş açıdan olaylara tutmaya katkı sağlar. Bundan dolayı olsa gerek Cumhuriyetin ilk döneminden itibaren çıkan dergilerle ilgili evimde hatırı sayılır sayıda ve çeşitte dergi bulunur. Dergiler çıktıkları dönemin sosyal ve kültürel atmosferini yansıtmada önemli bir işlev görür.

 

E.D.: Eğitimle Diriliş dergisinin ilk sayısı ne zaman ve nasıl bir ortamda çıktı? Dergiyi çıkartırken amacınız neydi?

 

B.A.: 2013'te bir grup eğitimci arkadaşla eğitim ve rehberlik üzerine okumalar yapıyorduk. Bu okumalarımızı belli bir periyotla bir araya gelip müzakeresini yapardık. Tabi bu çalışmaları hâlâ yapıyoruz. Okumaların müzakeresinde sunumu yapan arkadaşın sunumunu makale ile yapması geleneği vardı. Tabi programların başlamasından kısa bir süre sonra yazılan yazıların bir yerde yayınlanmasının gerekliliği mevzu bahis oldu. Bu gündem kısa bir süre sonra dergi fikrinin gündemleşmesine ve derginin çıkmasına vesile oldu. O günden beri dergimiz hamd olsun aralıksız yayınına devam etmektedir. Toplumla ilgili endişesi olan herkesin meramını ifade edebilecek kadar yazı yazma becerisinin olması o gün bugündür bu ve benzeri çalışmaların temel bir ilkesi olarak kalmaya devam ediyor.

 

E.D.: Derginizi çıkartırken örnek aldığınız bir şahsiyet veya dergi var mıydı?

 

B.A.: Mekteplerin dergilerin dergilerini önemsediğimi, özellikle Sezai Karakoç'un Diriliş Dergisi'nin, ki derginin ismi Sezai Karakoç'un diriliş kavramına yüklediği misyona binaen konuldu, Necip Fazıl'ın Büyük Doğu Dergisi'nin, Mehmet Akif'in Sebilürreşad Dergisi'nin misyon olarak derginin formatının oluşmasında, yayınlamasında etkisinin olduğunu belirtmek isterim.

 

E.D.: Derginiz 23. sayısını da çıkardı  maşallah. Peki derginin şu anki hali ve ilk versiyonu arasında farklılıklar var mı? Bunlar neler? 

 

B.A.: Şüphesiz bazı farklar vardır. Hem yazıların muhtevası hem de niteliği ile ilgili. Nihayetinde dergiciliği profesyonel bir uğraşı olarak değil amatörce, bir mektep olması ve topluma bir değer katması düşüncesiyle çıkarıyoruz. Bundan dolayı hemen sayıda farklı bir adım, faydalı olacağını düşündüğümüz yeni şeyler yapmayı önemsiyoruz. Biraz önce taşlama yazılarından bahsettim mesela. Estetik olarak da ilk sayılarla özellikle son 3-4 sayı arasında belirgin bir fark var bakarsanız. “İki günü eşit olan zarardadır” hadisi şerifini temel bir ile olarak görüyoruz bu konuda ve hayatın her alanında.

 

E.D.: Derginizin vizyonunu bir cümle ile açıklayacak olsanız bu cümle ne olurdu

 

B.A.: Medeniyetimizin yeniden ihyası için Eğitimle Diriliş.

 

E.D.: Sayıların dosya konularını belirlerken hangi hususları referans alıyorsunuz?

 

B.A.: Biraz önce ifade ettiğim okuma serüvenimiz hamd olsun aralıksız devam ediyor. Bu okumaların gündemimiz üzerinde etkisi oluyor. Bir ara İslam Klasikleri adıyla halka sohbetlerinde paket bir program uygulamıştık. Paket programın işlenme sürecinde çıkardığımız derginin dosya konusu olarak  “İslam Klasikleri”ni belirledik. Her sohbet halkasından işledikleri ve etkilendikleri eserlerle ilgili yazılar almıştık. Özellikle klasiklerimizin eğitim boyutu ile ilgili yazı talebinde bulunmuştuk. Bu yönüyle ülkemizin entelektüel hayatında kendi çapımızda katkıda bulunduğumuzu düşünüyorum. Derginin son birkaç sayısını incelerseniz ele alınan dosya konularının özgünlüğü dikkatinizi çekecektir. Tabi bunların yanında ülke ve dünya gündemini de önemsiyoruz. 

 

E.D.: Son sayınız “Avrupa'nın Entelektüel Çöküşü” dosya konusu ile çıktı. Bu konuyu seçme amacınız neydi? 

 

B.A.: Filistin meselesi, terör devletinin bir iki senedir yaptığı yıkımlara Avrupa’nın tepkisi ve yaklaşımı bilmeyenler için Avrupa’nın gerçek yüzünün anlaşılmasına katkıda bulundu. Bilim adamlarından, eğitimcilerine kadar, mesele Filistin olunca biliminden eğitimin de ayaklar altına alındığını görmek doğrusu gelecekle ilgili insanı tedirgin etmiyor değil. Terör devletinin her tür pervasızlığına, özellikle Avrupa’nın entelektüel camiasından verilen destek dosya konusunun belirlenmesinde etkili oldu.

 

E.D.: Son sayınız 122 sayfaydı ve bu hiç de azımsanacak bir rakam değil. Dergi yazı alımı bakımdan herkese açık mı? Daha doğrusu bir yazının yayınlanıp yayınlanmayacağı neye göre belirleniyor? 

 

B.A.: Yayın kurulumuz var bu konuda karar mercii olan. Şüphesiz dergi formatına-ilkelerine uygun olan her yazıya açıktır dergimiz. Altı ayda bir çıkınca sayfa sayısını sınırlandırma gereği duymuyoruz. Daha önce dediğimiz gibi bir mektep olarak görüyoruz dergiyi ve dergiciliği.

 

E.D.: Son sayılarda farklı kulvarlarda yazılar eklendi dergiye. Mesela taşlama, biyografi, kitap gibi… Yazar kadrosunun prensipleri neler?

 

B.A.: Dijital mecraların güçlenmesi ile birlikte dergilere, basılı yayınlara olan ilgi azaldı. Bu ilginin devam etmesi, canlı tutulması adına sürekli açılımlar yapmaya özen gösteriyoruz. Son birkaç sayıda yazar kadromuza yeni yazarlar ekledik. Kadromuzu güçlendirmeye devam edeceğiz inşallah. Aynı durum içeriğin zenginleştirilmesi için de geçerlidir. 

 

E.D.: Buradan okuyucularınıza seslenmek isterseniz ne demek isterdiniz? 

 

B.A.: Cemil Meriç üstadın “Hür tefekkürün kalesi” ifadesini önemsiyoruz. Okuma, zihinsel olarak kendini sürekli besleme, bizlerin günlük uğraşılarının vazgeçilmezi olmalı. Bu minvalde Nuri Pakdil’in “Okumadığın gün karanlıktasın “ ifadesini bir motto olarak görmek gerek kanaatimce. Gazete ve dergi, okuma serüvenimizi dinamize edecek iki alandır. Bu alanlarla bağımızı her daim güçlü tutmamız gerek.

 

E.D.: Zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz, hayırlı günler. 



Bu haber toplam 386 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler

İMSAKGÜNEŞÖĞLEİKİNDİAKŞAMYATSI
04:2205:4411:4514:5817:3418:49

Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Eğitimle Diriliş | Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlara aittir. Kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.