Her düşünce sistemi bir aksiyomla başlar diyordu dinlediğim bir hoca.
Mühim olan o aksiyomun yerine hangi düşünceyi yerleştirdiğimiz.
Şehrin en uzağında yaşayan adamlar için bu aksiyomların çok basit olduğunu ve hayatla iç içe geçtiğini görüyorum ben. Allah var diyerek imtihan kelimesini öyle güzel sahipleniyorlar ki hayran kalmamak elde değil. Ama biz şehirde yaşayanlar için durum biraz daha karmaşık hale geliyor.
Orda uzakta bir köyde bir hasta adam kaç yıl yatalak olsa da “elhamdülillah”ı gönül dolusu haykırarak aşkla söyleyebiliyor. Ama şehir hayatında kaçan bir otobüs bütün günü zehir zemberek sözlerle geçirmemizin nedeni oluyor maalesef.
Niye arada bu kadar imanı sahipleniş açısından icraat farkı var bilmiyorum ben. Film nerde koptu. Ya da hangi filmlerin ürünü bu?
İnsanın hakiki imanı elde edebilmesi için güvenmeyi ve sevmeyi bilmesi gerekir zannımca. Allah bizi sevgiden yarattı madem yeniden okuyarak Allah nasıl sevilir öğrenmemiz gerekir. Kendi yapıp ettiklerimizin faturasını Allah’a kesmeden ve Allah’ın bizim yaptığımız kusurlara rağmen rahmetiyle bizi kuşattığını unutmadan yola revan olmak gerekir diye düşünüyorum ben.
Öğrenmeyi de öğrenmek lazım. Zihinsel süreci değiştirmek çok zor olsa da bir kez doğru noktadan bakmayı öğrenince insan hayatındaki kara bulutların dağıldığına şahit oluyor yeniden.
Hem unutmamamız gereken bir nokta dahi var ki biz hala bir şeyleri umabiliyor umut besleyebiliyoruz. Bu bence hayatın en önemli kaidesinden biri. Yazılarımda sürekli olarak dile getirmek istiyorum ben “UMUT” kelimesini. Belki bir adım kurtaracak bizi, eski hayattan yeni hayata geçiş amacıyla izlenen bir video, bir “elhamdüliilah” Allah’a karşı hüsnü zan niteliğinde bir düşünce kurtaracak bizi. Buna yürek dolusu iman ediyorum.
Bir “ALLAH RAZI OLSUN” cümlesi için yola çıkanların, bu yolda deryayı zerrenin içinde arayan Müslümanların yani Allah’a teslim olmuş güzel kulların yolundan gitmek istiyorum bütün ruhumla.
Bu noktada da devreye “istikrar” giriyor. Sonuçta biz ölüm gelinceye kadar bu yolun yolcusu olmak zorundayız. Yolumuzdan eminsek sorun yok. Ama gittiğimiz yol şüphelerle kuşatıyorsa kalbimizi iç muhasebesini iyi yapmalıyız amellerimizin.
İllaki kaybolduğumuz yıllar kaybettiğimiz zamanlar ağır yenilgilerimiz olacak. Ama Allah her an her yerde bizi bağışlayıcı ve hayatımızı düzenleyici tek kudret. Bunu bilince üstadın yenilgi yenilgi büyüyen bir zaferle kastettiği şeyi kendi dünyamda daha iyi anlamlandırıyor bu dünya sürgünümüzün hayırlı bir kararla nihayete ermesini Allah’tan niyaz ediyorum.
Nehirden denize özgür Filistin’in umudunu da yüreğimde yeniden yeşerterek boykota devam diyor direnişe selam ediyorum.