DİRİLİŞ PROJESİ; ORJİNAL DİL'E DÖNÜŞ

7.01.2016 17:34:18
DİRİLİŞ PROJESİ; ORJİNAL DİL'E DÖNÜŞ
DİRİLİŞ PROJESİ; ORİJİNAL DİL’E DÖNÜŞ     
        Bugün insanlık yeni bir tarihsel dönemin eşiğindedir. Modernite küresel ölçekte hâkimiyetini sürdürmesine rağmen ciddi bir kriz içindedir ve insanlığın umudu olmaktan çıkmıştır. Post-modernite ise bu krizi derinleştirmekten başka bir işe yaramamıştır. İnsanlık artık yeni bir yönelime ihtiyaç duymaktadır. Bu ihtiyacı karşılayacak tek alternatif İslam'dır.
          İslam'ı bütün insanlığın umudu haline getirecek, toplumsal ve siyasal dönüşümü sağlayacak küresel karakterli bir sistematik düşünceyi Müslümanlar henüz üretememişlerdir. Eğer sistematik düşünce yok ise düşünce genellikle eklektik ( çeşitli sistemlerin en kabul edilebilir tezlerini seçip toplamaya dayanan sistem )  ve sübjektif karakterlidir. Bunun da nedeni bilgiyi en üst düzeyde temsil edebilecek ilimde derinleşmiş alimlerimizin olmayışı dolayısıyla da düşüncenin yetkinlikle ifade edilememiş olmasıdır.
         Önce İslam dünyasında ardından da küresel ölçekte toplumsal ve siyasal dönüşüm, bir süreç işidir. Bu sürecin nihayete ermesi düşüncenin okullaşması ile mümkündür, bunun için de düşüncenin sistematik bir çerçevede ifade edilmesi gerekir. Ancak bütün bunlar orijinal dil’e vukufiyet kesb edildiğinde mümkün olacaktır.
          Müslümanlar ilk 4-5 asırlık dönemde üretilen düşüncenin meyvelerini sonraki 7-8 asırda tüketmişler ve nihayet her bakımdan gerileme ve izmihlalin sonuçlarıyla karşılaşmışlardır.Fakat 19. Asrın ortalarından itibaren yeniden özlerine dönme ihtiyacı hissetmişlerdir.”Öze dönüş” çağrısı ulema ve aydın çevrelerinde güçlü bir etki yaratmış ve bu çevreler İslam'ı batı düşüncesine karşı savunmak için büyük gayret göstermişlerdir.Cemaleddin Afgani ve Muhammed Abduh bu çabanın sembol isimleridir.Ancak Cemaleddin Afgani ve Muhammed Abduh'un savunmaları apolojetik’tir ( İngilizcede özür dilemek anlamında kullanılır ) yani eleştirdiği düşüncenin temel kavramlarına yönelik güçlü saldırıda bulunamadıkları gibi savunmalarının içeriği orijinal değil “eklektik”tir,üslubu “ilim din ile çelişmez”, “İslam bilimsel gelişmeye karşı değildir”, “demokrasi şura ilkesine uygundur” formunda özgüvenli değil “özür dileyicidir”… Afgani ve Abduh’un bir yandan “öze dönüş”ü önermeleri öte yandan İslami kavram ve kurumların bilime ve rasyonaliteye aykırı olmadığını ispatlamaya çalışmaları,”öze dönüş” bağlamında her ne kadar bir gayret var ise de henüz orijinal dil’e vakıf olunamadığını görüyoruz.
              Peki! Orijinal dil derken neyi kast ediyoruz?
   Bu dil bizzat Kur’an dilidir ve Hz. Peygamber'in örnek şahsiyetinde de somut ifadesini bulmuştur. ”Müslüman düşünce”nin dili Kur’an dili ve Resulullah'ın dili olacaktır. O nedenle tarihimiz içerisinde üretilmiş olan bütün diller bu dil ölçeğine vurulacak; doğru ise alınacak, yanlış ise kim tarafından kullanılırsa kullanılsın terk edilecektir. İranın fethi sürecinde elçi olarak Kisra orduları başkomutanı Rüstem ile görüşmeye giden sahabe Ribi İbni amir’in, başkomutan Rüstem'in ‘buraya ne için geldiniz?’ sorusuna verdiği cevap orijinal dilin nasıl kullanılacağını göstermesi bakımından mükemmel bir örnektir. “ Kulları kula kulluktan kurtarıp tek Allah’a kul etmek için geldik”…İbni amir bugün pek çokların yaptığı gibi “sizin oligarşik, despot yönetiminizi yıkıp yerine temel hakların korunduğu, insanların özgürce yaşadığı bir düzen kurmak için geldik” tarzı bir söylem kullanmamış bilakis modernitenin en temel kavramı olan ”özgürlüğe” karşı orijinal dilin en temel kavramlarından ”(kulluk)ibadet’i kullanmıştır. Bu bağlamda Müslümanların “ibadet versus (karşı, aleyhinde) özgürlük” formülasyonunu iyi anlamaları gerekir. Müslümanlar modernitenin insan eylemlerini tanımlama ve değer biçme noktasındaki en merkezi kavramı olan “özgürlüğün” tam da İslam'ın insan eylemlerini tanımlama ve değer biçme noktasındaki en merkezi kavramı olan “(kulluk)ibadet”in zıddı olduğunun bilincinde olmalıdırlar.     
             İslami kavramlar zıtlarıyla bilinmeli, muhalif düşüncelerin özellikle modernitenin en merkezi kavramlarıyla mukayesesi yapılmalı, yani kavramsal tasnif çalışması yapılmalıdır. Çünkü kavramlar bir gücün meşruiyet zeminleridir. Bu gücün hareket alanlarını, ne yapıp ne yapmayacağını ve buna karşı ne gibi önlemler alınması gerektiğini bilebilmek için öncelikle kavramsal düzeyde bir tahlil yapılmalıdır. Düşüncenin okullaşmasının bir şartı da budur.
            Muhalif düşünce ya da ideoloji özellikle modernite en ince ayrıntısına kadar bilinmeli ve özümsenmeli ve ardından da cesaretle eleştirilmelidir. Güçlü bir modernite eleştirisi için ise öncelikle sağlam bir İslam bilgisi lazımdır. İslam bilgisi sağlam değilse modernite mağlup edilememekte tersine eleştirme amacıyla yola çıkanlar dahi ‘dönüşebilmektedirler’.Gazali yunan felsefesine karşı bunu yetkinlikle yapabilmiştir. Gazali üç yıl süren yorucu bir okuma ve muhakeme faaliyetinin ardından yunanlı filozofların eselerini onların yazarlarından daha iyi anladığına emin olduktan sonra “tehafüt el felasife” yi yazmaya karar vermiştir. Gazali bu eseriyle İslam dünyasında Aristocu felsefe akımlarını bozguna uğratmıştır.(Filozoflara yönelttiği ağır eleştirilerinden dolayı İslam dünyasında felsefenin etkinliğini yitirdiği eleştirileri var)
              Ne yapılmalı?
              Önce İslam ardından da hâlihazırdaki en ciddi rakibi olan modernite derinlemesine bilinecek,sonra her ikisinin kavramsal tasnifi yapılacak ve mukayesesi yapılacak ve nihayet modernitenin İslam ile çelişen kavramları net bir dil ile red edilecektir.bütün bunlar yapılırken orijinal dil kullanılacaktır.Artık mühimmat hazırdır ve Çağdaş Müslüman düşünce özgüvenli ve meydan okuyucu bir dil ile yani Kur’an dili ile çağın hâkim düşüncesi olan modernite ile hesaplaşmalı ve onu mağlup etmelidir.
                İçinden geçmekte olduğumuz dönem batı için gerileme, bizim için ise fetret devridir. Gerilemenin sonu yıkım, fetretin sonu ise Diriliştir.
 
Düşüncenin Okullaşması,M Kürşad Atalar,Pınar Yayınları
Mehmet  Murat
 
 

  

Bu haber toplam 2931 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler

İMSAKGÜNEŞÖĞLEİKİNDİAKŞAMYATSI
04:2205:4411:4514:5817:3418:49

Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Eğitimle Diriliş | Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlara aittir. Kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.