ÇAĞA TANIKLIĞIM / MALİK BİN NEBİ

24.06.2015 18:43:46
ÇAĞA TANIKLIĞIM / MALİK BİN NEBİ

 

Aşağıdaki okuyacağınız yazı Malik bin Nebi’nin “Çağa Tanıklığım” kitabının önsöz kısmıdır. Böyle bir çalışmada amacımız, Müslümanların gelişmesine katkı sağlayabilecek kitapların tanıtımını yazarların kendi kalemlerinden metinlerle yapabilmektir. Bu çalışmamız  "www.egitimledirilis.com" sitesi tarafından yapılmaktadır

SUNUŞ
Genelde her yazar, eserini tanıtırken geleneksel bir sunuşta bulunur. Ama bu, öylesi bir sunuş değil, belki bir yorum olabilir.
Size bir zarftan söz edeceğim.
Herkesin bir alışkanlığı vardır. İşte benim yeni alışkanlıklarımdan biri de o idi; halk imamla namazı kılıp çıktıktan sonra oluşan sakin ortamda ibadet etmek.
    Yalnız başınayım. Öyle ya, bu mescitte benden başka kimse yok şimdi. O an; sessizliğe bürünme anım biliyorum.
    Konstantin Mescidindeyim. Yanı başında uzun yıllar en büyük kiliselerden, biri olarak kalmış sonra bağımsızlığın ertesinde halkımızın malı olmuş Dar el-Bay’ın olduğu küçük mescitte.
    O zamanlar ya üç ya dört gün olmuştu, Fransa hicretimden döneli. Zaten devrim yıllarında birçok Cezayirliyi de ben zorlamıştım hicrete. Ayakkabılarımı çıkarırken, içeriye bir göz attım. Yapıda, insana güzelliğini hissettirecek herhangi bir ses seda yoktu. Yalnız çilekeş tarihinden bahsediyor gibiydi… Gözüm, minberle mihrabın arasında sakin bir yere ilişti… Caddenin gürültüsünden uzakta, sessizliğin hakim olduğu bir yere . Oraya yöneldim… Sonra tekbirimi aldım orada… Rengarenk camların olduğu pencerelerden süzülen ışıklar, mescidin sütunları arasında dağılıyor, beni saran sessizliği sanki bir kat daha arttırıyordu…
    Galiba ikinci secdedeydim. Doğu’da, hicretim esnasında, secdeyi uzatmak gibi  bir alışkanlık edinmiştim.. Tıpkı, Mağripli hacılarımızın, Ezher’in yanındaki Hüseyin Camisinde yapmaya alıştıkları gibi.
    Nasıl oldu bilmiyorum, secdedeyken arkamda bir ayak sesi duydum. Halının üzerinde yumuşak bir ses. Sonra uzaklaştığını hissettim.
    Namazı sürdürdüm ve selam verdim.
    Sağa sola baktım. Kimseler yoktu… Dizime yakın bir yere bu zarfı koyan adam, sanki sırra kadem basmıştı. Neyin nesiydi bu? Kağıt zarfın içindekinin sayfa tomarı olduğunu anladım.
    Ve açtım onu. Ellerimin arasında, sık ama açık bir yazıyla kaleme alınmış bir sayfa destesi vardı. İlk sayfa okuduğum şu cümleden ibaretti:
“Yüzyılın Tanığı”
    Sonra bir sayfa daha, bir sayfa daha.
    İlginç bir durum. Eli kalem tutan, Cezayirli yaşıtlarımdan herhangi birinin benzerlerini yazabileceği sayfalar.
    Diğer sayfaları da şöyle bir karıştırdım. Aniden gözüme bir isim ilişti.. Belki yazarın ismiydi, kim bilir?(Sıddık)
    Kimdi bu “Sıddık”?
    İlk sayfadan başlıyordu, kendini anlatmaya. 1905 Konstantin doğumlulardan biri. Hemen aklımdan geçiyor; öyleyse bu adam benim yaşlarda, akranlarımdan birisi olmalı.
    Daha fazla okumuyorum. Düşünüyorum da acaba sahibine geri mi vermeli bu zarfı? Fakat, adı “Sıddık” olan birini nereden bulup vereceğim?
    Peki onu başka bir yoldan da geri veremez miydim? Örneğin yayınlayarak. Belki de bu davranışımla arzusunu da yerine getirmiş olurdum.
    Okuyucudan bu kitabı, perde arkasından konuşmak isteyen bir Cezayirlinin yazdıkları olarak kabul etmesini istirham ediyorum.
Malik Bin Nebi
Cezayir, Mayıs-1965

“Ömrünü inandığı din’in herşeyden önce bir medeniyet projesi olduğunu anlatmaya adamış Cezayirli bir aydın… Kelimenin tam anlamıyla ‘efendi’ bir insan. Sömürünün günahını sömürenlerde değil, sömürülmeye hazır olanlarda aramak gerektiğini söyleyecek kadar samimi ve açık sözlü. İslam’ın sadece şekil değil öz olduğunu, gerçek gücün temiz bir inançtan kaynaklandığını iyi anlamış bir kamil adam.
    Cezayir’de başlayıp Fransa’da devam eden ve anayurdunda son bulan fırtınalı bir hayat. İslam dünyasında yaşanan krizlerin gerçek nedenlerini çok önceden kavramış bir beyin. Kendi kaleminden çıkan bu otobiyografiden çıkaracağımız çok dersler var.
    Kitaptaki adıyla Sıddık’ın hayatını okurken İslam ve Müslümanlık adına yaşadığımız zulmetten kurtuluşun da ipuçlarını bulacaksınız”
Kitabın Arka Kapağından

Bu haber toplam 3479 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar
Bilal Akgül
24 Haziran 2015 Çarşamba 19:46
19:46
Malik bin Nebi şüphesiz yakın zaman aydınlarımızın en önemlilerinden biridir.Çağa tanıklığını kalem döktüğü bu kitabını gündemleşmesine vesile olduğu için egitimledirilis.com yönetimine teşekkürü borç biliyorum.Allah çalışmalarınızı bereketlendirsin.
141.196.146.209
Diğer Haberler

İMSAKGÜNEŞÖĞLEİKİNDİAKŞAMYATSI
04:2205:4411:4514:5817:3418:49

Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Eğitimle Diriliş | Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlara aittir. Kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.