ÜNİVERSİTEDE MÜSLÜMAN İNŞASI / Köşe Yazısı - Ayşegül KARLI

3.05.2021 22:47:40
Ayşegül KARLI

Ayşegül KARLI

 ÜNİVERSİTEDE MÜSLÜMAN İNŞASI 

Koca medeniyetin ilk talebeleri Müslüman Müslüman “Oku!”diye gönderilen ilk emrin muhatabı. Müslüman “Oku!” emrinin muhatabı olmasından dolayı her zaman başrolü mesabesindedir.  Müslüman; hayatı anlamlı kılan, gelecek uğruna çaba harcayan ve bütün alanlarda, iki dünya için aynı anda çalışan ve bu çalışmayla daha sebatkâr ve etkileyici kararlar veren bir insan tiplemesidir. Tıpkı her peygamberin kendi döneminin rövanşta olan özelliklerini taşıdığı gibi, son peygamber Hz. Muhammed(S.A.V)’e de gelecek çağın bir bilim ve akademi çağı olacağını haber veren “Oku!” emrinin gelmesi pek manidardır. O halde ilk söylemin bile okuma sözcüğüyle başladığı bir dinde “Müslümanın üniversitedeki yeri” diye bir başlık altında yerinin tartışılması dahi abestir.  

Daha Miladi 600’lerde Ashab-ı Suffa diye Müslümanlar tarafından kurulan ilk üniversite diye de adlandırılabilecek bu kuruma, modernleşip isim ve form değiştiren dünya perspektifiyle bakıp Müslümanı üniversiteden ayrı değerlendirmek bu kurumun mimarlarına bir haksızlıktır. Herhangi basit bir buluşun dahi fikir babası, ortaya çıktığı yılı, onu icat eden mucidin hayatı en ince kesitine kadar araştırılıp kaydedildiği halde, şuan başarıya ulaşmanın yegâne yollarından biri olan üniversitenin fikir babalarının ve bu ilk kurumun bu denli basitleştirilmesi de pek adil değildir. Zira İslam dinini üstlenip Müslüman diye adlandırılan bu kişiler okumaya değer vermeyen sıradan insanlar değillerdir. En köklü ve üzerine en çok araştırma yapılan bu medeniyetin çocukları okumadan ve üniversiteden uzak tutulamazlar. 

Müslüman, üniversitenin her damarında atmalıdır. Her alana Müslüman can vermeli, her motivasyonu Müslüman sağlamalıdır. İskenderiye ve Bağdat kütüphanelerindeki gibi binlerce kitaba sahip olan, ilme bu kadar değer veren bir dinin mensupları şimdilerde cahil, köylü ve yobaz gibi lakaplarla anılmamalı, üstündeki ölü toprağını atıp karşısında kendisini değersizleştiren muhataplara karşı dimdik durmalıdır. En adil şekilde her safta en önde durmalıdır. Yeni fikirlere ve ilme önem veren bir din olarak İslam’ı doğmalarla sığlaştırmamalı, onu başarının merkezine oturtmalıdır. Verilerden, deneylerden ve araştırmalardan kaçmamalı, merakını daima zirvede tutup bu uğurda istikrarlı bir şekilde yürümelidir.  

Kapital dünyanın seyrini değiştirebilecek güç, genç Müslüman beyinlerin elindedir. İnanmış ve adanmış olarak Müslüman, dinlerin en son sürümü olan ve kıyamete kadar da geçerli olacak olan İslam’a inandıkları için eski bir son modeldir. Hem eski bir köke dayanması hem de son din modeli olması bakımından Müslümanı bir adım öne çıkarmaktadır.  

Peygamberlerini ilk sırada tutmak suretiyle Biruni, Farabi, Kindî, İbn-i Sina gibi Müslüman filozof, bilim adamı, sanatçı, müzisyen gibi çok yönlü karakterleri örnek almalı, aşağı değil daima yukarı bakmalıdır Müslüman. Daha birçok önder şahsiyet gibi dünyada iz bırakan Müslümanları azımsamamalı ve bu gücün kendisinde de olduğuna inanarak azmetmelidir. Üniversiteye yön veren beyinler konumuna gelmelidir. Müslüman kimliğini unutmadan çağa ayak uydurup, başarılara imza atan ve İslam şiarını zihinlerde tutup İslam’ın aslını tüm dünyaya haykıran nitelikte insanlar olarak üniversiteyi noktalamalı ve adını daima yaşatmalıdır. Nitekim Müslüman M. Akif’in de dediği gibi: “Doğrudan doğruya Kur’an’dan alıp ilhamı/Asrın idrakine söyletmeliyiz İslâm’ı.”  sözünü düstur edip çalışmalı, çok çalışmalı ve üniversitenin kalbi olmalıdır. 

Bu yazı toplam 1624 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları

İMSAKGÜNEŞÖĞLEİKİNDİAKŞAMYATSI
04:2205:4411:4514:5817:3418:49

Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Eğitimle Diriliş | Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlara aittir. Kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.