ANNECİĞİM BABACIĞIM ALLAH ÇOCUK YAKAR MI?

16.02.2016 15:26:23
ANNECİĞİM BABACIĞIM ALLAH ÇOCUK YAKAR MI?
ANNECİĞİM BABACIĞIM ALLAH ÇOCUK YAKAR MI?
Aile, çocuğa ilk terbiyeyi veren ve onun yetişmesini sağlayan bir eğitim müessesedir.  Aile içi eğitim kapsamında en önemli, en temel konuların başında din eğitimi gelmektedir. Ebeveynler çocuklarını yetiştirirken kendi anne babalarından gördükleriyle yani genelde yanlış bir geleneksel din anlayışıyla çocuklarını yetiştirmektedirler. Bu nedenle çocuğa dini eğitim vermeye çalışırken çoğu zaman onların minik yüreklerine Allah korkusu serpiştirerek onları yetiştirmeye çalışıyoruz. Rabbimizin bize en güzel hediyesi ve emaneti olan evlatlarımızı yine yüce Rabbimizle korkutmak ne kadar doğrudur acaba? Bunun üzerine biraz düşünmek faydalı olacaktır. İnsanoğlu, doğduğu andan itibaren en basit reflekslerden başlayarak bu muhteşem evreni keşfetmeye çalışır, bu keşfi gerçekleştirirken de sıkça sorular sorar ve cevap bulmaya çalışır. Bu bağlamda bebeklik ve çocukluk anlamanın, öğrenmenin, keşfetmenin ve öğrendikleri karşısında hayret edip hayran olmanın en önemli dönemidir denilebilir. Din ile ilgili konularda da çok meraklı olan çocuklar, küçük yaşlardan itibaren ilgi duydukları dini konularda cevap bulmak için soru sorarlar. Bu süreçte ebeveyn tarafından çocuğun sorduğu dini sorulara verilecek doyurucu, açık, anlaşılır ve basit cevaplar onda dini yaşantının oluşmasında oldukça önemli katkılar sağlayacağı gibi küçük yaşlardan itibaren öğreneceği her doğru bilgi de ileriki yaşamını etkileyecektir.
  Çocukların eğitiminden birinci derecede anne ve babayı sorumlu tutan Peygamberimiz, dini eğitim konusunda çocuklara bilmesi gerekenleri öğretmenin vacip olduğunu belirtmektedir. İmam Gazali de; “Çocuk ana babasının yanında bir emanettir. Temiz kalbi de her çeşit nakış ve suretten hali (boş), saf, kıymetli her şeyi almaya da elverişlidir. Eğer o hayra alışır ona hayır (iyi, faydalı, olumlu şeyler) öğretilirse hayır üzere büyür, dünya ve ahirette mesut olur.” diyerek yetişme döneminde verilecek eğitimin önemine işaret etmiş olur.
  Din eğitiminin doğru bir şekilde çocuklara verilmesinin anne ve babanın en önemli görevleri arasında olmasına rağmen birçok anne babanın, çocuklarına en temel dini eğitimi verecek kadar olsun bilgi sahibi olmadıkları malumdur. Merkezinde “Allah korkusu”nun bulunduğu bir din eğitimi veren anne babalar, çoğu kez çocuklarına Allah’ın onları çarpabileceğini ve yaramazlık yaptıklarında, anne baba sözü dinlemediklerinde Allah’ın kendilerini taş yapacaklarını vurgularlar. Bu telkinlerle yetişen çocukların yanlış bir şey yaptıklarında “korku” temeline dayalı olarak yanlış davranıştan vazgeçtiği ancak ileriki yaşamlarında gitgide dinden soğumaya başladıkları yapılan araştırmalarda görülmüştür. Hâlbuki Rahman ve Rahim olan yüce Yaratan’ın bilhassa çocuklara karşı ne kadar merhametli olduğunu, ne kadar şefkatli olduğunu ayetlerden görüyoruz.
Çocuklara Allah’ı anlatırken yapılacak yanlış telkinlerin çocukların saf dünyasında nasıl vahim sonuçlar doğurabileceğini araştırmacı yazar Sait Çamlıca’nın “Allah Çocuk Yakmaz” adlı eserindeki şu alıntıyla görebiliriz.
“Kutlu doğum programlarının yapıldığı bir günde, Hayrettin Bey, eşi ve altı yaşındaki kızıyla birlikte programa gitmektedir. Yolda sohbet ederek giderken, peygamberimizin çocuklara gösterdiği şefkati anlatır. Pür dikkat babasını dinleyen Merve söze karışıp “Babacığım biliyor musun, ben peygamberimizi Allah’tan daha çok seviyorum.” der. Hayrettin Bey bir anda beyninden vurulmuş gibi dona kalır. Ne diyeceğini, söze nereden başlayacağını şaşırır. “Acaba nerede hata yaptık?” diye düşünür. Başı döner, kalbi sıkışır, ayakta duracak hali kalmamıştır. Bu arada babasının bu haline anlam veremeyen Merve ‘Acaba babamı üzecek bir şey mi söyledim?’ diyerek ürkek bakışlarla babasına bakar. Aile içinde derin bir sessizlik oluşur. Az sonra derin bir nefes alan ve zorla kendini toparlayan Hayrettin Bey mümkün oldukça sesini kontrol ederek, olabildiğince yumuşak bir üslupla bu sessizliği şu sözlerle bozar.        
Hayrola kızım, peygamberimizi niçin Allahtan daha çok seviyorsun, bana anlatır mısın? Ben tam anlamadım.’ deyince Merve, o masum edasıyla cevap verir. ‘Babacığım, Allah’ın cehennemi var. Yaramazlık yapan çocukları oraya atıp yakacakmış. Ben annemi dinlemediğimde annem bana öyle söylüyor. Az önce senin de anlattığın gibi peygamberimiz (sav ) çocukları çok severmiş. Onları öper, onlarla oyun oynarmış. Hatta onlara hediyeler verirmiş. Ben de onun için peygamberimizi çok ama çok seviyorum.’ 
 Hayrettin Bey kızının bu itirafından sonra nerede hata yaptıklarını anlar.”
Yukarıda belirtildiği gibi yetişkinlerin hatalı telkinlerinden dolayı Allah, çocukların gözlerinde cehennem ile özdeşleşebilmektedir. Suç ve ceza, iyi ve kötü, günah ve sevap, gibi kavramları öğretmeden verilen Allah korkusu yanlış sonuçlar doğurabilir. Unutulmamalıdır ki; çocuk önce Allah’ı sevmeli ve ona bağlanmalıdır.
Çocukların din eğitiminde unutulmaması gereken en önemli nokta; korkutmadan uzak, sevgi, şefkat temelli bir din eğitiminin merkeze alınmasının gerekliliğidir; çünkü insanlar güzel sözlerden hoşlanırlar. “Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.” atasözü de bu gerçekliğe vurgu yapmaktadır. Kur’an-ı Kerim’de geçen “Eğer sen kaba, katı yürekli olsaydın şüphesiz etrafından dağılıp gitmişlerdi bile.” [Ali İmran/159] ayeti de bu gerçeğe dikkat çekiyor.
Çocuklar din konularında meraklarını gidermek için çeşitli sorular sorarlar. Bu sorulara mantıklı ve anlaşılabilir cevaplar vermemizin çocuk yaşantısında önemli olduğunu daha önce belirtmiştik.
Çocuklar Allah ile ilgili çeşitli sorular sorarlar. Çocuğun sorduğu bu sorulara sabır ve anlayışla cevap vermek yerinde olacak. Bu konuda Pedagog Ali Çankırılıya sözü bırakmak yerinde olacaktır.
“Çocuğun Allah hakkında en sık sorduğu soruların başında ‘Allah ne kadar büyük?’ sorusu gelmektedir. Bu soruya cevap verirken Allah’ın aklımıza gelen büyük şeylerden hiçbirine benzemediğini vücut olarak değil yaptığı büyük işlerden dolayı ona ‘Büyük’ (Allahu Ekber) dediğimizi anlatmalıyız. Allah’ın büyüklüğünü anlatırken şöyle bir açıklama yapabiliriz.
Bir kimseye ‘büyük insan’ derken onun boyundan ve kilosundan bahsetmiş olmayız. Bizden daha bilgili, daha yetenekli ve daha becerikli olduğu için ‘büyük insan’ deriz. Babamız, annemiz, büyükbabamız, büyükannemiz, amcamız, dayımız, öğretmenimiz bizim büyüklerimizdir. Neden? Çünkü bizden daha bilgili, daha beceriklidirler. Bizim yapamadığımız işleri yapabilirler. Ancak bu büyük insanlar, bir canlı yapamaz. Dünyayı, ayı, yıldızları, güneşi yapamazlar. Bütün bunları Allah yaptığı için onlardan daha büyüktür.”
Pedagog Ali Çankırılı, çocukların soracağı muhtemel “Allah’ı neden göremiyoruz?” sorusuna karşılık da şöyle bir diyalog geliştirmemizin faydalı olacağını belirtiyor.
“Çocuk: Anne, neden Allah’ı göremiyoruz?
Anne: Gözlerimiz her şeyi görebilir mi?
Çocuk: Bilmem.
Anne: Şu evin arkasını görebiliyor muyuz?
Çocuk: Hayır.
Anne: Havada bulut varken güneşi görebiliyor muyuz?
Çocuk: Hayır.
Anne: Ama havada bulut varken de biz güneşin orada olduğunu biliyoruz, değil mi?
Çocuk: Evet.
Anne: İçinde oturduğumuz bu ev kendi kendine olur mu?
Çocuk: Olmaz.
Anne: Yani evimizi yapanları görmesek de onu birilerinin yaptığını biliyoruz.
Çocuk: Evet.
Anne: Bir ev kendi kendine olamayınca bu dünya, üzerindeki canlılar, güneş, ay ve yıldızlar kendi kendine olur mu?
Çocuk: Olmaz.
Anne: Onları kim yarattı, yani kim yaptı?
Çocuk: Allah.
Anne: Aferin, sen akıllı bir çocuksun, demek ki Allah’ı görmesek de yaptığı büyük işlere bakarak varlığına inanırız.”
Sorulan bu tür sorulara bu şekilde cevap vermek çocuğun doğru bir algı geliştirmesine vesile olacaktır. Çocuklarımızın din ile ilgili sordukları soruların biçimini riskli görüyorsak bu tür soruların çocuklar tarafından daha uygun şekilde ifade etmesini sağlamak amacıyla soru cevap yöntemiyle Allah inancını, Peygamberimizi, kitabımızı kavratabiliriz. Erken yaşlarda soru cevap şeklinde uygulanan dini telkinlerin, çocukların dini kavram dağarcığını zenginleştirdiğini de unutmamalıyız.
Çocukken annem ve babam ahiret inancını yerleştirmek için her hafta sonu şu soruları sorar ve öğrettikleri şu cevapları alırlardı.
 
“Rabbin kim?” (Men Rabbuke)
“Allah (CC)”
“Rabbin Kaç?”
“Bir.”
“Kimin Ümmetindensin?”
“Hz. Muhammed (sav)’in.”
“Kimin Milletindensin?”
“Hz. İbrahim (as)’in.”
“Allah (CC) nerededir?”
“Allah (CC) her yerdedir.”
“Ne zamandan beri Müslümansın?”
“Kalu Beladan beri.”           
Temeli soru cevap şeklinde olan bu yöntemle İslamiyet’i öğrenmemiz daha kolay ve tekrardan dolayı daha kalıcı olmuştur.
Çocuklar dini konulara küçük yaşlardan itibaren ilgi duydukları için Allah, Peygamber, Kur’an vb. dini konularda sıkça soru sorarlar. Bizim, onlar için yapacağımız en güzel, en anlamlı, en etkili şey onları sabırla dinlemek, sorduğu sorular bize mantıksız da gelse anlayışla ve anlayabileceği seviyede cevaplar vermek ve soru sorma yeteneğini köreltmemek ve keşfetme isteğini engellememektir.
 
ANNE BABALARA ÖNERİLAR
 
İman esasları, Kur’an ve hadis’e uygun olarak; ancak yetişmekte olan çocuğun anlayış seviyesi de dikkate alınarak öğretilmelidir.
Anne baba olarak çocuğunuz için yapacağınız en büyük yardım ona Allah inancını öğretmek olacaktır.      
Çocuklara iki yaşından itibaren dini hikâyeler okutmak, dinletmek, Kuran-ı Kerim ve güzel sözler dinlemesini sağlamak, yaşına uygun bir uygulama olacaktır. Bu yaşta “La İlahe İllallah” yani Kelime-i Tevhidi çocuklara ezberletiriz.
Namazlara çocukla beraber giderek ve camileri gezerek inançları pekiştirilebilir.
Evde günde az bir sayfa Kuran-ı Kerim’in mealiye birlikte okunması çocuğun dini inancının sağlam temellendirmesine fayda sağlayacaktır.
Allah’ın emaneti olan çocukları duasız bırakmamak gerekir.
Çocuklara korkuya dayalı değil, sevgi ve şefkate dayalı bir Allah inancı verilmelidir.
Çocuklara ”Bismillahirrahmanirrahim” ve anlamını öğreterek dini bilgilere başlamalıyız.
Çocuklara günah sevap kavramlarını öğretmeden önce cenneti olan Allah’ı anlatmalıyız.
 Çocuğumuza dua etmeyi öğretmeli, basit dualarla bilinçaltında dinin temellerini oluşturmalıyız; çünkü duanın önemini kavrayan çocuk sıkıntıya düştüğü her zaman Allah’tan yardım isteyecek ve sığınacağı bir yüce yaratıcının olduğunu öğrenecektir.
 Çocuğa cehennem kavramını öğretmeden önce cennetteki güzellikleri anlatmalı, Allah sevgisiyle çocuğun o minik yüreğini ısıtmalıyız.
 Pedagog Ali Çankırılının da ifade ettiği gibi; çocuklara okuyacağımız hikâye kitaplarında öcü, canavar, hortlak, hayalet gibi karakterlerin bulunmamasına dikkat etmeli, çocuğun kendini iyi hissedeceği kahramanıyla özgeleşeceği, dürüstlüğün, adaletin, yardımseverliğin, duanın, meleklerin, Allah’a imanın tekin edildiği hikâye ve masalları tercih etmeliyiz.
Çocuğun ilk eğitimcisi olan anne babaların çocuğun yanlış bir hareketini gördükleri zaman “Allah taş yapar/ Gözünü kör eder/ Cehennemde yakar.” vb. ifadelerle vazgeçirmeye çalışmaları çocuğun gerek ruh sağlığı gerek ileriki yaşantısı için zararlı olacaktır.
Kuran-ı Kerim’de baba-oğul ilişkisini içeren ayetlere bakıldığında her defasında babanın oğula hitap tarzının “yavrucuğum, oğulcuğum” şeklinde sevgi ve şefkat ifadesiyle hitap ettiği görülmektedir. Anne baba olarak bu anlayışla çocuklara hitap etmenin onların ruh ve beden sağlığına olumlu katkı sağlayacağı kanaatindeyim.
Çocukluk çağlarında ezan, Kur’an ve camilerin çocuk ruhunda derin izler bıraktığı saptanmıştır. Bu nedenle çocuklar zaman zaman camilere götürülmeli, ezan ve Kur’an-ı Kerim dinlemelerine imkan sağlanmalıdır.     
                 
KAYNAKÇA
Ay, Mehmet Emin, “Çocuklarımıza Allah’ı Nasıl Anlatalım?”, İstanbul: Timaş Yayınları, 2013
Ayhan, Halis, “Çocuk ve Ergen Eğitiminde Anne Baba Tutumları(Çocuklara İman Öğretimi ve İbadet Eğitimi)”, İstanbul: Timaş Yayınları, 2013
Çamlıca, Sait “Allah Çocuk Yakmaz” İstanbul: İki Dünya Yayınevi, 2010
Çankırılı, Ali, “Çocuğun Manevi Eğitimi”, İstanbul: Zafer Yayınları, 2014
 
ÖNERİLEN KİTAPLAR
Çocuğun Manevi Eğitimi (Ali Çankırılı)
Çocuk ve Ergen Eğitiminde Anne Baba Tutumları (Çocuklara İman Öğretimi ve İbadet Eğitimi) (Prof. Dr. Halis Ayhan)
Çocuklarımıza Allah’ı Nasıl Anlatalım? (Prof. Dr. Mehmet Emin Ay)

Allah Çocuk Yakmaz (Sait Çamlıca) 

Bu haber toplam 8992 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler

İMSAKGÜNEŞÖĞLEİKİNDİAKŞAMYATSI
04:2205:4411:4514:5817:3418:49

Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Eğitimle Diriliş | Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlara aittir. Kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.