FUAT SEZGİN VE HADİS KİTABETİNE DAİR İDDİALARI / Köşe Yazısı - Ali KARAKAŞ

1.05.2021 22:45:53
Ali KARAKAŞ

Ali KARAKAŞ

 

FUAT SEZGİN VE HADİS KİTABETİNE DAİR İDDİALARI

Fuat Sezgin, akademik çalışmalarının başından itibaren ilk yazılı kaynaklar üzerinde durmuştur. Örneğin o, önce hocası Hellmut Ritter’in (1892/1971) danışmanlığında Ebû ‘Ubeyde Ma’mer b. el-Musenna’nın (ö. 210/825) ilk filolojik tefsirlerden sayılan “Mecâzu’l-Kur’ân” adlı kitabı ile ilgili doktora tezi hazırlamıştır. Sezgin, Ebû ‘Ubeyde’nin el yazması bu kitabını tahkik ederken, onun hangi kaynaklara dayandığını araştırmıştı. O esnada, İbn Hacer el-Askalanî’nin (ö. 852/1448) “Tehzîbu’t-Tehzîb” adlı eseri ile karşılaşmıştı. Bu eserde Muhammed b. İsmail el-Buharî’nin( 256/870), Ma’mer b. el-Musenna’yı, “Muammer” diye zikrettiğini okumuştur. Sezgin, bunun üzerine Buhârî’nin kaynaklarını düşünmeye başladığını aşağıdaki ifadelerle dile getirmiştir:       “Buhârî’nin kitabının sekiz büyük bölümü vardır. Bunlardan bir kısmı tefsirdir. Buhârî’nin kitabına baktım. Onun ‘Kâle Muammer’ diye (yani, Muammer dedi ki) alıntılar yaptığını gördüm.(1) Bu incelemelerde bulununca Buhârî’nin, Mecâzu’l-Kur’ân’dan da cümleler iktibas ettiğini öğrendim. Yani Buhârî’nin bu hadis kitabında, bir filolojik tefsir kitabından alınmış uzun uzun cümleler vardır. Hatta yer yer, aşağı yukarı, kitabı olduğu gibi ihtisar etmiştir. Bu durum, bütün hadisler hakkındaki tasavvurumu allak bullak etti. Bunun üzerine, tezi bitirince Buhârî’ye bakmaya karar verdim. Acaba Buhârî, ara sıra da olsa, yazılı kaynak kullandı mı? Böylece benim Buhârî üzerindeki çalışmalarım başlamış oldu.”(2)

 

Aslında Sezgin, “Buhârî’nin Kaynakları Hakkında Araştırmalar” adlı çalışmasında, bilinen yaygın kanaatin tersine, İslâm’ın ilk dönemlerindeki hadis nakillerinin sözlü değil, yazılı kaynaklara dayandığını iddia etmiş ve bu iddiasını ispatlamaya çalışmıştır. Mehmet Emin Özafşar, Sezgin’in “Buhârî’nin Kaynakları” adlı çalışmasının hem geleneksel kabuldeki hadislerin şifahi olarak nakledile geldiği anlayışını tartışmaya açması hem de Buhârî’nin “el-Camiu’s-Sahîh” adlı hadis kitabını dini bir meseleye delil getirme amacının dışında zati değerini de ele alarak incelemesi bakımından dikkate değer olduğunu kaydetmiştir.(3)

 

Sezgin hadislerin Hz. Muhammed (s.a.v.) ve sahabe döneminden itibaren yazılmaya başlandığını, ayrıca temel hadis literatürünün oluşum ve gelişim aşamalarının da, “Kitâbetü’l-Hadis”, “Kitâbetü’l-İlm” ve “Takyîdu’l-İlm” gibi isimlerle ifade edildiğini belirtmiştir.(4) Genel olarak hadislerin yazı ile tespiti, hadislerin ezber safhasından hemen sonra gelmektedir. Bu konuda çeşitli münakaşalar yapılsa da hadislerin erken dönemde yazıya geçirilmesi olayı, sünnete ait bilgi ve belgelerin korunması, bunların sonraki nesillere aktarılması, hadis literatürünün oluşum tarihi açısından son derece önemlidir. Hz. Muhammed’in (s.a.v.) sağlığında hadislerin yazıldığına dair birçok rivayet bulunmaktadır.(5)

 

---------------------------------------------------------------------------------------------------------

Sezgin, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) hadislerin yazılmasına izin verip vermediğine dair konunun tartışıldığını ve bunun hadis edebiyatı kaynaklarının oluşum tarihi açısından son derece önemli olduğunu vurgulamıştır. Sezgin’e göre, hadislerin Hz. Muhammed’in (s.a.v.) zamanında yazılıp yazılmaması hususunda farklı rivayetler bulunmaktadır.(6) Ona göre hadislerin yazılmasına izin veren rivayetler, hadislerin ta o zamandan itibaren yazıldığına dair birer delil sayılmaktadır. Çünkü hadislerin yazılması, aslında zaruri bir durumdur. Bu zaruret, tezadı ortadan kaldırmak için önemli bir delil sayılmaktadır.(7) İlk dönemlerde hadislerin yazılıp yazılmadığına dair çeşitli örnekler veren Sezgin, özellikle Ebû Dâvûd es-Sicistânî’nin (ö. 275/888)Sünen adlı hadis kitabında (8)ve Müslim b. Haccâc el-Kuşeyrî’nin (ö. 261/874) de el-Câmiu’s-Sahîh adlı hadis kitabında (9) daha önceki yazılı kaynaklardan yararlandıklarını çeşitli örneklerle açıklamıştır. Aslında Ebû Dâvûd ile Müslim’in bu durumu, Sezgin’in öteden beri savunduğu gibi hadislerin şifahi kaynaklardan ziyade ilk dönem yazılı hadis belgelerine dayandığını göstermektedir. Sezgin’e göre ilk dönemlerden itibaren yazıya ilgi duyulmuştur. Örneğin ona göre Hz. Muhammed’in (s.a.v.) döneminde Kur’ân-ı Kerim’in dışında hadislerin yazılmadığını iddia etmenin alt yapısında bile,  hadis yazım olayı vardır. (10)

 

Nitekim Muhammed Hamidullah (ö. 1423/2002) da bu konu üzerinde ciddiyetle durmuştur. (11) Hz. Muhammed’in (s.a.v.) şu hadisi de bu konuda delil olarak gösterilmektedir: “İlmi (hadisi) yazı ile tespit ediniz!” (12) Nitekim Sezgin’in dile getirdiği gibi, yeni dinin ortaya çıkışı ile Müslümanlar arasında özellikle yazı sanatını öğrenmeye yönelik şaşırtıcı bir ilgi doğmuştur. Bununla ilgili Arapça kaynaklar incelendiğinde, İslâm’ın ilk asrında İslâm bölgelerinde yaşayan insanların okur-yazarlık oranı, aynı döneme denk gelen orta çağ batı dünyası ile karşılaştırılamayacak derece yüksek bir seviyeye ulaşmıştır.(13)

 

Sezgin, sahabe döneminden itibaren hadis kitabetinin ve yazılı hadis belgelerinin yazıldığına dair çok sayıda kayıtlı bilginin varlığını ileri sürmüştür. O, bu konudaki iddiaları ile ilgili çok sayıda örnek vermiştir. (14) O, Abdullah b. Abbas’ın Kur’ân-ı Kerim’deki bazı garip kelimeler dolayısı ile kitapları okumak ve telif etmekle meşhur olan muhadram Ebu’l-Celdb. Ebî Ferve’ye müracaat ettiğini örnek olarak göstermektedir. Sezgin, bunun yanında şu örnekleri de vermektedir: Necdet b. Amir el-Harûrî (ö. 69/688), Abdullah b. Abbas’a yazılı olarak çeşitli fıkhi meseleler sorardı. Nâfi’ b. el-Ezrâk (ö. 65/685) da benzer meseleler nedeniyle Abdullah b. Abbas’a yazılı müracaatta bulunarak çeşitli sorular yöneltirdi. Said b. Cübeyr, ilmi tartışmalarda ihtilafa düştüğü konuları yazar, bilahare Abdullah b. Ömer’e (ö. 73/693) danışarak, çözüme kavuştururdu.(15) Bu gibi örnekler, sahabe ve tabiin döneminde birçok hadisin yazıldığını göstermenin ötesinde o insanların, çeşitli meselelerle ilgili fikir alışverişinde bulunmak için yazıştıklarını da göstermektedir. Ayrıca meşhur tabiin müfessirlerden Mücâhid’in (ö. 103/721) bir muasırı, “Ben, bazılarının Mücâhid’in yanında tefsir istinsah ettiklerini gördüm” demektedir. (16)

 

----------------------------------------------------------------------------------------

 

Sezgin, kitapların tabiin döneminde ödünç verilmesini ve ödünç verilen bu kitapların istinsah edilerek çoğaltılmasını o dönemde yazılı hadis malzemeleri ve genel olarak temel İslâm kaynakları ile ilgili eserlerin yazıldığına dair delil olarak zikretmiştir. Örneğin, Humeyd et-Tavîl (ö. 142/759), el-Hasan el-Basrî’den (ö. 110/728) kitapları ödünç almış ve bunları istinsah ettikten sonra kendisine iade etmiştir. Leys b. Ebî Süleyman, Hasan b. Müslim’in (ö. 106/724) kitabını ödünç almış. Hasan b. Süleyman’ın kardeşi Hırz, Kufe’ye giden birine Leys b. Süleyman’da bulunan o kitabı getirmesi ricasında bulunmuştur. Ma’mer b. Râşid de, Osman el-Cezerî’nin iki kitabını alıp istinsah ettiğini anlatmıştır. (17)

 

Sezgin, Kur’ân-ı Kerim’in ezberlenmesinin yanında yazıldığı gibi, hadislerin de sözlü rivayetlerinin yanında yazıldığını kaydetmiştir. O, Kur’ân-ı Kerim’in ezberlenmesinin yazılmasına engel teşkil etmediği gibi, hadislerin sözlü olarak rivayet edilmelerinin de yazılmalarına engel teşkil etmediğini savunmuştur. Kur’ân-ı Kerim, vahiy kâtipleri tarafından yazıldığı gibi, hafızlar tarafından da ezberleniyordu. (18) Nitekim hadislerde de durum böyle idi. Nice muhaddisler, hadisleri kitaplarında kaydettikleri gibi onları aynı zamanda ezberliyorlardı ve bu ezberle de övünüp şeref duyuyorlardı. Bunun çeşitli örneklerini okumak mümkündür. (19) Aslında hafıza yolu ile yapılan hadis rivayetlerinin, bazen çeşitli hatalara sebep olduğu bir hakikattir. (20) Bu durum, hadis literatüründeki yazılı belgelerin önemini ortaya koymaktadır. Bu konu ile ilgili çeşitli örnekleri detaylı bir şekilde değerlendirdiğimizde, Sezgin’in bu konudaki iddialarında ne derece haklı olduğu daha iyi anlaşılmaktadır.

 

Sezgin, sahabi Abdullah b. Amr b. el-As’ın “Sahife-i Sadıkâ” sının doğruluğunun tüm âlimlerce kabul edildiğini de belirtmektedir. Bununla beraber sahifeleri ile tanınan diğer bazı sahabe, ellerindeki yazılı belgelerden okuyorlardı ve dinleyenler de okunanları yazıyorlardı. Yazı için kâğıt bulamayanlar da, hadisleri ya nalınlara ya da elvah adı verilen çeşitli yassı maddeler üzerine yazarlardı. Örneğin Said b. Cübeyr’in (ö. 95/713), Abdullah b. Abbas’a (ö. 68/687) ait olan sahifeden aldığı hadisler bu türdendir. Abdullah b. Abbas’ın, hadisin yanında tefsir ilmi ile ilgili ilk filolojik çalışmalarına ait yazılı belgelerin varlığı da bilinmektedir. (21) Sezgin’in bildirdiğine göre, Ebû Hureyre’nin (ö. 57/677) yanında Hz. Muhammed’in (s.a.v.) birçok hadisini ihtiva eden pek çok hadis kitabı vardı. (22) el-Hasan el-Basrî (ö. 110/728), zaman zaman yanında bulunan kişilere hadislerin yazılı olduğu birçok kitabı gösterirdi. (23) Kaynaklar, tabiinin son dönemlerinde birçok yazılı kitabın bulunduğundan bahsetmekte (24) ve özellikle sözlü ve yazılı hadis malzemelerini bir araya getirerek ilk defa kapsamlı bir şekilde tedvin eden İbn Şihâb ez-Zührî’nin (ö. 124/741) dönemindeki yazılı kaynak çokluğuna dikkat çekmektedir. (25) ez-Zührî, Emeviler döneminde hadislerin cem’ ve tedvini için görevlendirilmiştir. Bunun yanında Şia mensupları da kendi doktrinlerini takviye etmek için, vesika mahiyetindeki yazılı kaynaklara oldukça önem vermişlerdir.  Ebû Ca’fer et-Tûsî’nin (ö. 403/1012) Fihrist’i, ilk dönemlere ait birçok yazılı hadis belgelerini içinde bulundurmaktadır. (26)

 

Sezgin, Buhârî’nin rivayet ettiği bazı hadislerin senetlerinde, o hadisi aldığı yazılı belgelerin varlığını gösteren eklentilerde bulunduğuna işaret etmektedir. Örneğin, “Haddesenâ Müslim b. İbrâhim haddesenâ Abdullah b. el-Mubârek” isnadındaki “Haza’l-hadis leyse biHurâsân fî kitabi İbni’l-Mubârekemlâhu aleyhim bi’l-Basra” mulahazası, Buhârî’nin bu rivayetinde şeyhi Müslim b. İbrahim’in (ö. 222/836) kitabını kullandığını, bu kitabın kaynağının da Abdullah b. el-Mubârek’in bir kitabı olduğunu bildirmektedir. Sezgin, ayrıca Buhârî’ninel-Muvatta’yı yazılı kaynak olarak kullandığına dair çeşitli örneklerin varlığından bahsetmektedir.

 

---------------------------------------------------------------------------------------------------

 

Örneğin o, bu konuda bir örnekte şöyle demektedir: “Haddesenâ İsmail haddesenâ Malik an Rebi’ b. Ebî Abdirrahman an Yezid b. Hâlid…” isnadından Buhârî’nin bu rivayette Malik b. Enes’in el-Muvatta’ını kullandığını tahmin edebiliyor ve bu hadisin metnini gerçekten el-Muvatta’da bulabiliyoruz. Bu teyide rağmen, bu tahminin mutlaka isabetli olması gerekmez. Çünkü Buhârî’nin İsmail b. EbîUveys’in kitabından iktibas ettiği, onun da el-Muvatta’ı kullanmış olduğu veya Buhârî’ninRebi’ b. EbîAbdirrahman’ın İsmail-Malik nüshasını kullanmış olduğu da düşünülebilir.(27) Sezgin, Buhârî ile Müslim’in mukayesesini yapmış ve Buhârî’nin kendisinden önceki nesle ait 200 kadar kitabı özetleyerek hadisler aldığını kaydetmiştir. Bunun yanında Müslim’in ise, önceki neslin tasnifini aldığını fakat aldığı malzemeyi imkânlar dâhilinde oldukça eski kaynaklardan yararlanarak bir araya getirmeye çalıştığını ifade etmiştir. (28)

 

Sonuç olarak Sezgin, hadis rivayetlerindeki nakillerde, “Filan falana, o da filana, o da bana söyledi ki” şeklindeki nakillerin birer dipnot olduğunu, bunun arka planında yazılı kaynakların bulunduğunu ileri sürmüştür. (29) O, çalışmalarında isnadın kesinlikle şifâhî kaynaklara işaret etmediğini, tam tersine hadis müelliflerinin ve hadis rivayetinde kendilerine yetki verilmiş kitap ravilerinin isimlerini aktardığını delillendirmeye çalışmıştır.  (30) Sezgin’e göre rivayet zincirlerinde yer alan isimlerin, kendilerinden önceki kişilerden hadisi nakledince, kendileri ve onları dinleyenler, bu nakillerin kimlere ve hangi yazılı belgelere dayandığını bildiklerini anlatmaktadır. Onun iddia ettiğine göre ancak onlar çoğu zaman o yazılı belgelere atıfta bulunmuyorlardı. Çükü o zaman için, bu durum bilinen bir bilimsel gerçek idi. Fakat daha sonraki nesiller, bunun farkında değillerdi.   

 

Dipnotlar:

 

1- Burada, Sezgin’in Ma’mer b. el-Musennâ için Muammer dediği kaydedilmektedir. Muhtemelen bu durum, bu kaynaktaki yazım hatasından kaynaklanmaktadır. Çünkü Sezgin, tahkîkini yapmış olduğu Mecâzu’l-Kur’ân’ın başında Ma’mer b. el-Musennâ’yıharekeli olarak kaydetmiştir. İrfan Yılmaz’ın Yitik Hazinenin Kâşifi Fuat Sezgin adlı kitabında ise, bu isim Muammer bin Musenna şeklinde hatalı olarak yer almaktadır. Bkz. Yılmaz, Yitik Hazinenin Kâşifi Fuat Sezgin, s. 18. Nitekim “Concordance”ın indeks kısmında Muammer ismi bulunmamaktadır. Bkz. Wensinck, Arent Jan,el-Mu’cemu’l-Mufehres li Elfâzi’l-Hadîsi’n-Nebevî, Daru’d-Da‘ve, İstanbul 1988, VIII, 261.

 

2-Yılmaz, İrfan, Yitik Hazinenin Kâşifi Fuat Sezgin, Yitik Hazine Yayınları, İstanbul 2009, s. 18. Sezgin’in, Buhârî’nin Kaynakları Hakkında Araştırmalar adlı kitabının önsözünde de buna benzer ifadeler yer almaktadır. Bkz. Sezgin, Buhârî’nin Kaynakları Hakkında Araştırmalar, OTTO, Ankara 2012, s. 11 vd.

 

3- Özafşar, Mehmet Emin, Hadis ve Kültür Yazıları, Kitabiyat, Ankara 2005, s. 28.

 

4- Buhârî, İlim, 39; Çakan, İsmail Lütfi, Hadis Edebiyatı, İFAV, İstanbul 2013, s. 29.

 

5-Bkz. EbûDâvûd, İlim, 3; İbn Hanbel, II, 205; Itr, Nureddin, Menhecü’n-Nakd fî Ulûmi’l-Hadis, Daru’l-Fikr, Beyrut 1992, s. 39 vd; EbûŞehbe, Muhammed b. Muhammed, Difâun Ani’s-Sünne ve Reddu Şubehi’l-Müsteşrikîn ve’l-Kuttâbi’l-Muâsırîn, Daru’l-Cîl, Beyrut 1991, s. 20 vd.

 

6-el-Kirmânî, Şemsüddîn Muhammed b. Yûsuf b. Ali b. Saîd, el-BuhârîbiŞerhi’l-Kirmânî, Dâruİhyâi’t-Turâsi’l-Arabî, Beyrut 1981, I, 21 Vd.; el-Kastallânî, Ebu’l-Abbas ŞihâbuddinAhmed b. Muhammed, İrşâdu’s-Sârî li Şerhi Sahîhi’l-Buhârî,  Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye, Beyrut 2012, I, 10; Sezgin, Buhârî’nin Kaynakları, s. 51 vd.

 

7-Bu konuda geniş bilgi için bkz. er-Ramehurmûzî, Ebû Muhammed el-Hasan b. Abdirrahman, el-Muhaddisu’l-FâsılBeyne’r-Râvîve’l-Vâî, thk. Muhammed Accac el-Hatib, Daru’l-Fikr, Beyrut 1971, s. 363 vd.; es-Suyûtî, Ebu’l-Fazl Celâluddin Abdurrahmân b. Ebî Bekir, Tedrîbu’r-Râvî fî Şerhi Takrîbi’n-Nevevî, el-Mektebetu’l-Asriyye, Beyrut 2011, s. 313 vd.; Sezgin, Buhârî’nin Kaynakları, s. 51.

 

8-Sezgin, Buhârî’nin Kaynakları, s. 54.

 

9-Örnekler için bkz. Müslim, Tahâret, 92, 96; Salât, 184; Mesâcid, 8, 153,183, 253; Nevevî, Ebû Zekeriya Muhyiddin b. Şeref, el-MinhâcŞerhuSahîhiMüslimi’bni’l-Haccâc, thk. Rıdvan Câmi’ Rıdvân,  el-Mektebetu’s-Sakâfîli’n-Neşri ve’t-Tevzî’, Kahire 2001, III, 186, 191; IV, 186; Sezgin, Buhârî’nin Kaynakları, s. 55.

 

10-Sezgin, Buhârî’nin Kaynakları, s. 31.

 

11-Hamidullah, Hammam b. Münebbih’in Sahifesi, trc. Talat Koçyiğit, İlahiyat Fakültesi Yayınları, Ankara 1976, s. 26.

 

12-Dârimî, Mukaddime, 43, hadis no: 503; İbn Abdilberr, Ebû Ömer Yusuf b. Abdillah, Câmiu Beyâni’l-İlm ve Fadlihi ve Mâ Yenbeği fî Rivâyetihi ve Hamlih, thk. Muhammed Abdulkadir Ahmed Ata, Muessesetu’l-Kutubi’s-Sakâfiyye, Beyrut 1997, I, 86; Hatib el-Bağdâdî, Ebû Bekr Ahmed b. Ali b. Sabit, Takyîdu’l-İlm, thk. Said Abdulğaffâr Ali, Dâru’l-İstikâme, Kahire 2008, s. 79.

 

13-Sezgin, Tanınmayan Büyük Çağ, Timaş Yayınları, İstanbul 2010.s. 20.

 

14-Bkz. Sezgin, Buhârî’nin Kaynakları, s. 32 vd.

 

15-Sezgin, Buhârî’nin Kaynakları, s. 33.

 

16-Sezgin, Buhârî’nin Kaynakları, s. 34.

 

17-Sezgin, Buhârî’nin Kaynakları, s. 35.

 

18-el-Vâhidî, Ebu’l-Hasan Ali b. Ahmed, et-Tefsîru’l-Basît, Daru’l-Musavviri’l-Arabî, Mısır tsz. XVII, 541; el-Haddâd, EbûBekr, Keşfu’t-Tenzîl fî Tahkîki’l-Mebâhisve’t-Te’vîl, thk. Muhammed İbrahim Yahya, Dâru’l-Medâri’l-İslâmî, Bingazi 2003, V, 259; ez-Zehebî, Ebû Abdillah Şemsuddin Muhammed b. Ahmed b. Osman, SiyeruA’lâmi’n-Nubelâ, thk. Şuayb el-Arnavut ve Me’mûnSağırcî, Muessesetu’r-Risale, Beyrut 2014, IV, 335; Dumlu, Ömer, Kur’ân Tefsirinde Yöntem, Anadolu Yayınları, İzmir 1988, s. 17; Aydın, İsmail, Kur’ân Tarihi, Tibyan Yayıncılık, İzmir 2014, s. 46 vd.  

 

 19- Örnekler için bkz. Sezgin, Buhârî’nin Kaynakları, s. 38 vd.

 

 20- Örnekler için bkz. Sezgin, Buhârî’nin Kaynakları, s. 39 vd.

 

 21- Sezgin, Buhârî’nin Kaynakları, s. 56. Bu örnekler için bkz. Hatib el-Bağdâdî, Takyîdu’l-İlm, s. 114 vd. 

 

 22-İbnAbdilberr,Ebû Ömer Yusuf b. Abdillah, Câmiu Beyâni’l-İlm ve Fadlih ve Mâ Yenbeği fî Rivâyetih ve Hamlih, thk. Muhammed Abdulkadir Ahmed Ata, Muessesetu’l-Kutubi’s-Sakâfiyye, Beyrut 1997, I, 90.

 

  23-Sezgin, Buhârî’nin Kaynakları, s. 58.

 

 24- ez-Zehebî, Tezkiretu’l-Huffâz, Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye, Beyrut 2012, I, 119 vd.

 

 25-İbnAbdilberr, CâmiuBeyâni’l-İlmi, I, 78, 89, 93.

 

 26-Goldziher, İgnazh, Muslim Studies, trc. C. R. Barber and Samuel Miklos Stern, London 1971, I, 10; Sezgin, Buhârî’nin Kaynakları, s. 58.

 

  27-Sezgin, Buhârî’nin Kaynakları, s. 47.

 

  28-  Sezgin, Buhârî’nin Kaynakları, s. 49.

 

  29-  Sezgin, İslâm Bilimler Tarihi Üzerine Konferanslar, s. 20 vd.

 

  30-Sezgin, Buhârî’nin Kaynakları, s. 46.

 

 

KAYNAKÇA

AYDIN, İsmail, Kur’ân Tarihi, Tibyan Yayıncılık, İzmir 2014.

BUHÂRÎ, Muhammed b. İsmail b. İbrahim b. el-Muğire (ö. 256/870), el-Câmiu’s-Sahih, Daruİhyâi’t-Turâsi’l-Arabî, Beyrut tsz.

ÇAKAN, İsmail Lütfi, Hadis Edebiyatı, İFAV, İstanbul 2013.

DÂRİMÎ, Ebû Muhammed Abdullah b. Abdirrahmân (ö. 255/869), Sünenu’d-Dârimî, thk. Mustafa Dîb el-Buğâ, Dâru’l-Mustafa, I-II, Dımaşk 2011.

DUMLU, Ömer, Kur’ân Tefsirinde Yöntem, Anadolu Yayınları, İzmir 1988.

EBÛ DÂVÛD,Süleyman b. Eş’âs es-Sicistânî el-Ezdî (ö. 275/888), SünenuEbîDâvud, thk. Muhammed MuhyiddinAbdulhamid, el-Mektebetu’l-İslâmiyye, I-IV, İstanbul tsz.

EBÛ ŞEHBE, Muhammed b. Muhammed, Difâun Ani’s-Sünne ve Reddu Şubehi’l-Müsteşrikîn ve’l-Kuttâbi’l-Muâsırîn, Daru’l-Cîl, Beyrut 1991.

GOLDZİHER, İgnazh(1852/1921), Muslim Studies, trc. C. R. Barber and Samuel Miklos Stern, London 1971.

HADDÂD, Ebû Bekr, Keşfu’t-Tenzîl fî Tahkîki’l-Mebâhis ve’t-Te’vîl, thk. Muhammed İbrahim Yahya, Dâru’l-Medâri’l-İslâmî, Bingazi 2003.

HAMİDULLAH, Muhammed(ö.1423/2002), Hammam b. Münebbih’in Sahifesi, trc. Talat Koçyiğit, İlahiyat Fakültesi Yayınları, Ankara 1976.

HATİB el-BAĞDÂDÎ, Ebû Bekr Ahmed b. Ali b. Sabit(ö. 463/1071), Takyîdu’l-İlm, thk. Said Abdulğaffâr Ali, Dâru’l-İstikâme, Kahire 2008.

ITR, Nureddin, Menhecü’n-Nakd fî Ulûmi’l-Hadis, Daru’l-Fikr, Beyrut 1992.

İBN ABDİLBERR, Ebû Ömer Yusuf b. Abdillah(ö.463/1071), CâmiuBeyâni’l-İlm ve Fadlih ve Mâ Yenbeği fî Rivâyetih ve Hamlih, thk. Muhammed Abdulkadir Ahmed Ata, Muessesetu’l-Kutubi’s-Sakâfiyye, Beyrut 1997.

İBN HANBEL, Ahmed b. Muhammed (ö. 241/855), Müsned, I-XXX, Beyrut tsz.

KASTALÂNÎ, Ebu’l-Abbas Şihâbuddin Ahmed b. Muhammed(ö.923/1517), İrşâdu’s-Sârî li Şerhi Sahîhi’l-Buhârî,  Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye, I-XV, Beyrut 2012.

KİRMÂNÎ, Şemsüddîn Muhammed b. Yûsuf b. Ali b. Saîd(ö. 787/1384), el-Buhârî bi Şerhi’l-Kirmânî, Dâru İhyâi’t-Turâsi’l-Arabî, I-XII, Beyrut 1981.

MÜSLİM,Ebu’l-Huseyn b. el-Haccâc el-Kuşeyrî en-Nisâbûrî (ö. 261/874), SahîhuMuslim, DaruİbnHazm, Beyrut 1998.

 NEVEVÎ, Ebû Zekeriya Muhyiddin b. Şeref(ö. 676/1277), el-Minhâc Şerhu Sahîhi Müslimi’bni’l-Haccâc, thk. Rıdvan Câmi’ Rıdvân,  el-Mektebetu’s-Sakâfî li’n-Neşri ve’t-Tevzî’, I-XVIII, Kahire 2001.

ÖZAFŞAR, Mehmet Emin, Hadis ve Kültür Yazıları, Kitabiyat, Ankara 2005.

 RAMEHURMÛZÎ, Ebû Muhammed el-Hasan b. Abdirrahman(ö. 360/971), el-Muhaddisu’l-Fâsıl Beyne’r-Râvîve’l-Vâî, thk. Muhammed Accac el-Hatib, Daru’l-Fikr, Beyrut 1971.

SEZGİN, Sezgin, Buhârî’nin Kaynakları Hakkında Araştırmalar, OTTO, Ankara 2012.

Tanınmayan Büyük Çağ, Timaş Yayınları, İstanbul 2010.

SUYÛTÎ, Ebu’l-Fazl Celâluddin Abdurrahmân b. Ebî Bekir (ö. 911/1505), Tedrîbu’r-Râvî fî Şerhi Takrîbi’n-Nevevî, el-Mektebetu’l-Asriyye, Beyrut 2011.

VÂHİDÎ, Ebu’l-Hasan Ali b. Ahmed(ö. 468/1076), et-Tefsîru’l-Basît, Daru’l-Musavviri’l-Arabî, I-XVII, Mısır tsz.

WENSİNCK,Arent Jan(1882/1939),el-Mu’cemu’l-Mufehres li Elfâzi’l-Hadîsi’n-Nebevî, Daru’d-Da‘ve, I-VIII, İstanbul 1988.

YILMAZ, İrfan,Yitik Hazinenin Kâşifi Fuat Sezgin, Yitik Hazine Yayınları, İstanbul 2009.

ZAFZAF, Muhammed, et-Ta’rîf bi’l-Kur’ân ve’l-Hadis, Mektebetu’l-Felâh, Beyrut 1979.

ZEHEBÎ, EbûAbdillahŞemsuddin Muhammed b. Ahmed b. Osman(ö. 748/1348),SiyeruA’lâmi’n-Nubelâ, thk. Şuayb el-Arnavut ve Me’mûnSağırcî, Muessesetu’r-Risale, I-XXX, Beyrut 2014.

Tezkiretu’l-Huffâz, Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye, I-III, Beyrut 2012.

 

Bu yazı toplam 2000 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları

İMSAKGÜNEŞÖĞLEİKİNDİAKŞAMYATSI
04:2205:4411:4514:5817:3418:49

Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Eğitimle Diriliş | Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlara aittir. Kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.