İslami Gelenekte Eğitim Ahlakı / Bedruddin İbn Cemaa El-Kinani / Köşe Yazısı - Yusuf YAVUZYILMAZ

21.03.2018 07:48:52
Yusuf YAVUZYILMAZ

Yusuf YAVUZYILMAZ

 İslami Gelenekte Eğitim Ahlakı /  Bedruddin İbn Cemaa El-Kinani

Kinani, eserine ilim, alim, öğretme ve öğrenmenin fazileti konusu ile başlamaktadır. Bu konuda Kur’an, Sünnet ve İslam tarihinden örneklerle ilim, alim ve öğrenme konusunun önemini vurgulamaktadır.

İkinci bölüm, eğitimin en önemli bileşeni olan alim/öğretmenin tutum ve davranışlarını konu almaktadır. Bilindiği gibi İslami eğitimde öğretici merkezi bir yet tutar. Hatta düşünce ekolleri, mezhepler çoğunlukla kurucusunun adıyla anılır.

Bu bölümün ilk kısmında Öğretmenlerin kişisel tutum ve davranışlarını incelemektedir. Kinane’ye göre bir alimde/öğretmende bulunması gereken kişisel tutum ve davranışlar şunlardır:

“1- Öğretmen/alim, Yüce Allah’ı, gizli ve aşikarda düşünüp gözetmeli, bütün hareketlerinde, duruşlarında, sözlerinde ve davranışlarında Allah korkusunu korumalıdır. Zira o, kendisine verilen bilgilerin, bağışlanan duyuların ve anlayışların emanetçisidir…

2- Öğretmenin/ alimin, önceki bilgin( öğretmen)ler gibi, ilmi ve Allah’ın ilme ait kıldığı şerefi ve onuru koruması; dolayısıyla ilme layık olmayan dünya uşaklarının ve kendisinden ilim öğrenen böylesi kimselerin durumu iyi ve makamı yüksek de olsa zaruret olmadıkça ayağına gitmek suretiyle ilmi hor-hakir olmaktan koruması gerekir…

3- Öğretmen/ alim, dünyaya gönül kaptırmama(zühd), elden geldikçe, kendisine ve ailesine zarar vermeyecek kadar az bir dünyalıkla yetinme ahlakına sahip olmalıdır. Doğrusu, bu hususta ölçülü şekilde ihtiyaç duyacağı şeyler, kanaat cümlesindendir; dünyadan sayılmaz…

4- Öğretmen/alim, makam, mal, gösteriş, şöhret, hizmet alma veya akrabalarından öne geçme gibi dünyevi amaçlara ulaşmak için ilmini, merdiven yapmaktan uzak tutmalıdır…

5- Öğretmen, doğal olarak iğrenç ve bayağı, adet ve din bakımından hoş görülmeyen kan alıcılık, tabaklık, sarraflık, kuyumculuk gibi kazanç yollarından uzak durmalıdır. Aynı şekilde kendisi hakkında, başkalarının kötü zanda bulunmalarına sebep olacak yerlerde (töhmet yerleri) –uzak olsalar bile- yaklaşmamalı; kişilik (muruet) noksanlığı içeren veya iç yüzü itibarıyla (batınen) caiz olsa da dış görünüşü bakımından (zahiren) hoş görülmeyen bir şey yapmamalıdır…

6- Öğretmen, mescidlerde cemaatle namaz kılmak; havas ve avama selamı yaymak; iyiliği tavsiye edip kötülükten sakındırmak ve bu sebeple karşılaşacağı cefaya, sultanlar ( idareciler) nezdinde hakkı haykırarak ve canını Allah uğrunda ortaya koyup , bu konuda hiçbir kınayıcının kınamasından korkmayarak, “Başına gelen musibetlere karşı sabret. Doğrusu bu, azmedilmeye değer işlerdendir.” ayetini ve Efendimizle(a.s) diğer peygamberlerin işkencelere karşı sabırlarını Allah için cefaya tahammüllerini ve elde ettikleri güzel sonucu hatırlayarak sabretmek… gibi İslam şeairini ve temiz hükümlerini yerine getirmeye devam etmelidir.

7- Öğretmen, dinin hoş görüp tavsiye ettiği söz ve işleri/ mendupları sürdürmelidir.

8- Öğretmen, güleç yüzlü olma, selamı yayma, yemek yedirme, öfkeyi yutma, insanlara eziyet etmeme ve onların ezasına katlanma, başkasından insaf dilenmeme, iyiliğe teşekkür etme, (başkaları için) rahatlık sağlama, ihtiyaçları gidermek için çalışıp çabalama, makamını fakirlere şefkat ve yardım amacıyla kullanma, komşulara ve akrabalara saygı gösterme, öğrencilere ince ve yumuşak davranma, onlara iyilik ve yardım etme v.b ahlaki güzelliklerle insanlara muamele etmelidir.”

9- Öğretmen /alim, içini ve dışını bayağı huylardan temizleyip hoş görülen huylarla bayındır hale getirmelidir. Kindarlık, hased, taşkınlık-zulüm, Allah’tan başkası sebebiyle öfkelenme, aldatma, kibir, gösteriş, kendini beğenme, desinlercilik, cimrilik, kötü yüreklilik, şımarıklık, tamahkarlık, övünme ,böbürlenme, dünyalık için yarışma ve onunla övünme, yağcılık, insanlar için süslenme, yapamadıklarıyla övülmekten hoşlanma, kendi ayıplarına karşı kör olma, halkın ayıplarıyla uğraşmaktan kendisindekilerle ilgilenmeme, Allah için olmayan hamiyet ve asabiyet, Allah’tan başkasına düşkünlük ve ondan korkma, gıybet koğuculuk, iftira yalan, densizce konuşma, insanları –kendinden aşağı olsalar bile-hor görme kötü bayağı huylardandır.

10- Öğretmen, çalışma ve gayreti devamlı artırmaya düşkün olmalı; okuma okutma, ders mütalaa etme, düşünme, kitaplara notlar ekleme/ yorumlama, ezberleme, yazma ve araştırma şeklindeki iş, meşguliyet ve ibadet türünden vird edinilen görevleri sürdürmelidir. Yapmakta olduğu ilim ve amelin dışında ömrünün hiçbir vaktini zayi etmemelidir.

11- Öğretmen (alim), bilmediklerini, kendinden makamca, soyca ve yaşça daha aşağıda olan kimselerden öğrenmekten çekinmemeli, aksine bilimsel yararı nerede olursa olsun ona çok hırslı/düşkün olmalıdır. Zira hikmet (bilim), müminin yitiğidir, nerede bulursa kapıverir.

12- Öğretmen/alim, yazmakla, bilgi toplamakla meşgul olmalı; ana tam fazilete ve olgun ehliyete sahip olmak kaydıyla. Böylece o, daha fazla izah, mütalaa, araştırma ve müracaata ihtiyaç duyacağı için, sanatların gerçeklerini ve ilimlerin inceliklerini tanıyacaktır. “ ( el- Kinani, İslami Gelenekte Eğitim Ahlakı, TDV Yayınları)

Kuşkusuz bu özelliklere sahip öğretmenin ilk örneği Hz. Muhammed’dir. Bir anlamda öğretmenler bu ilk öğretmenin izinden gitmeli onun ahlakıyla ahlaklanmalıdır.

Kinani ikinci olarak öğretmenin dersle ilgili tutum ve davranışlarını ele almaktadır. Bilindiği gibi İslam eğitim sistemi öğretmen merkezlidir. Bundan dolayı öğretmenin merkezi konumu bütün ayrıntılarıyla inceleme konusu olmuştur.

Kinani’ye göre öğretmenin dersle ilgili tutum ve davranışları şöyle olmalıdır:

1-Öğretmen (alim), öğretim yerine gideceği zaman, ilme saygılı ve dini yüceltme düşüncesiyle, maddi ve manevi kirlerden iyice temizlenmeli, hoş kokular sürünmeli ve dönemin insanları arasında kendine yaraşacak olan en güzel elbiseleri giymelidir.

2- Öğretmen, evinden çıktığı zaman, Peygamberden (s.a) sahih olarak nakledilen dua ile yakarmalıdır. O dua şudur:

“ Allah’ım! Sapma veya saptırılmadan, kayma veya kaydırılmadan, zelil olma veya zelil edilmekten, zalim veya mazlum olmaktan, cahilce davranma veya kendine cahilce muamele edilmesinden gerçekten sana sığınırım.” Sonra şöyle der: “Allah’ın adıyla. Allah, bana yeter; ben ona dayandım. Güç ve kuvvet yalnız Yüce Allah’ın sayesinde vardır. Allah’ım! Kalbimi sabit kıl, dilime hakkı söylet.”

3-Öğretmen, dershanedekilerin tümüne görünecek şekilde oturmalı; ilim, yaş,  dosdoğru davranış ve şerefçe en üstün olanlara saygı gösterip imamlıktaki önceliklerine göre onları üst tutmalıdır. Geri kalanlara da nazik davranması; güzelce selamlama, güler yüz ve daha bir değer vermek suretiyle onlara ikramda bulunması gerekir.

4- Öğretmen, araştırma ve öğretime başlamadan önce bereket ve kutluluk amaçlayarak, biraz Kur’an okumalıdır.  Nitekim gelenek böyledir.

5- Dersler birkaç tane ise en üstün ve en önemli olanı öne alıp diğerlerini önem ve değerlerine göre sıraya koymalıdır.

6- Öğretmen, sesini gereğinden fazla yükseltmeyeceği gibi, kendisiyle fayda sağlamayacak kadar alçaltmamalıdır.

7- Öğretmen, ders meclisini gürültüden de korumalıdır. Zira gürültü altında hata yapmak söz konusudur. Üstelik sesini yükseltmek ve konuyu dağıtmaktan da sakınmalıdır.

8- Öğretmen, konuşmasında ölçüyü kaçıran; gerçek ortaya çıktıktan sonra konuşmasında çetin düşmanlık, kötü edep, insafsızlık beliren; boşuna çokça bağıran; oradakilerden veya orada olmayanlardan birisine karşı çirkin tavır takınan; kendisinden daha layık kimseden mecliste yukarıya çıkan; uyuyan; başkasıyla konuşan; gülen; oradakilerin birisiyle alay eden veya ders halkasındaki öğrencinin edebini bozucu şeyleri yapan kimseleri uyarıp engellemelidir. Ancak bütün bunları, ilave bir fesada/olumsuzluğa neden olmamak şartıyla yapmalıdır.

9- Öğretmen konuyu işlerken ve hitabında daima ölçülü / insaflı olmalı; küçük olsa bile soranın yüzüne bakarak soruyu dinlemeli, dinlememezlik etmemelidir ki faydadan mahrum kalmasın. Eğer soran kişi, utandığı için veya yetersizliğinden dolayı söyleyeceklerini açıklamaktan ya da ifade edeceğini yazmaktan aciz kalırsa ve kendisi de, onun demek istediğini sezerse maksadını ifade etmeli, konuşmasının amacının ne olduğunu açıklayıp aleyhte olana karşılık vermeli; sonra bildiği kadarıyla cevaplandırmalı yahut da bunu başkasından talep edip onun verdiği cevaba kendisinin vereceği cevabı iyice düşünmelidir.

10- Öğretmen, huzuruna gelen yabancıya sevecen tavır takınmalı, sevinçli davranmalı ki onun içi açılıversin.

11- Öğretim geleneğine göre öğretmen her dersin bitiminde, “Allah her şeyi bilendir” demelidir.

12- Öğretmen, ehliyetli değilse, öğretim görevine aday olmamalı, bilmediği ilim dalında derse girmemelidir”.( Kinani, İslami Gelenekte Eğitim Ahlakı)

Kitabın üçüncü bölümünde Kinani, öğretmenin derse giren öğrencilere karşı tutum ve davranışlarının ne olması gerektiğini incelemektedir. Kuşkusuz eğitimin en önemli bileşenlerinden biri de öğrencilerdir. Öğretmen öğrenci ilişkilerinin seyri, öğrenme olayını temelden etkilemektedir.

Kinani’ye göre derse giren öğretmen ile öğrenmeye gelen öğrencilerin arasındaki olumlu tutum, derslerin verimini artıracaktır. Öğretmen bu konuda şu davranış biçimlerine dikkat etmelidir.

“1-Öğretmen, öğrencilerin öğretim ve eğitiminde yüce Allah’ın hoşnutluğunu, ilmi yaymayı, dini ihya etmeyi, devamlı “Hakk”ın açığa çıkmasını ve “Batıl”ın izinin silinmesini, bilginlerin çoğalması suretiyle ümmetin iyiliğinin sürüp gitmesini, bilginin sevabını ganimet olarak elde etmeyi, bilginlerden kendisine ilmi ulaşanların sevabını, kendisi için olan duaların bereketini ve rahmet dileklerini kazanmayı, Peygamber(s.a) ile bilginler arasındaki ilim zincirinde yer almayı, Yüce Allah’ın vahyini ve hükümlerini tebliğ edenler safından sayılmayı amaçlamalıdır.

2-Öğretmen, niyeti katıksız/halis değil diye öğrenciyi okutmaktan geri durmamalıdır.

3-Öğretmen, Allah’ın bilginler için şeref konakları hazırladığını, onların peygamberlere varis olduklarını, Peygamberlerin ve şehitlerin gıpta edecekleri nurdan minberler üzerinde bulunacaklarını ve bilim ile bilginlerin üstünlüğü hakkındaki diğer ayetleri, hadisleri, rivayetleri, şiirleri v.b zikretmek suretiyle öğrenciyi çoğu zaman ilme, ilim tahsil etmeye teşvik etmelidir.

4-Hadiste ifade edildiği üzere öğretmen, kendisi için hoşlanıp istediğini öğrencisi içinde istemeli; kendisi için hoş görmediğini öğrencisi için de hoş görmemelidir.

5-Öğretmen öğretiminde yumuşak konuşmasıyla ve kavratmasında da güzel inceliğiyle öğrencisine hoşgörülü davranmalıdır.

6-Öğretmen, bütün gücünü harcamak suretiyle öğrencisine öğretmeye ve ona kavratmaya son derce düşkün olmalı…

7-Dersi açıklamasını bitirdiği zaman, anlatılanları öğrencilerin kavrama ve belleme durumlarını denemek için öğretmenin, bu dersle ilgili bir takım problemler ortaya atmasında hiçbir sakınca yoktur.

8-Zaman zaman öğretmen öğrencilerden, bellediklerini tekrar etmelerini istemeli…

9-Öğrenci tahsil hayatında, durumun gereği ve takatinin, tahammülünün fevkinde bir yol tutar ve öğretmen de onun canının sıkılacağından kaygılanırsa, nefsine ağır yük yüklememesini tavsiye eder…

10-Öğretmen ilgili bilim dalının, ya mutlak/kayıtsız şartsız ya da genelde süreklilik arz eden kurallarını öğrencilerine anlatmalı/ hatırlatmalıdır.

11-Öğretmen, yaş, erdem, tahsil, dindarlık… gibi niteliklerde denk olmalarına rağmen öğrencilerinin diğerlerinden, sevgi ve ilgide üst tutmamalıdır.

12-Öğretmen, öğrencilerin gizli ve açık adapları, gidişatları ve ahlaklarıyla ilgili durumları gözetmelidir.

13-Öğretmen, kendisi ihtiyaç içinde olmayıp dini selamette olduğu ve gücü yettiğinde mal ve konumuyla olabildiğince öğrencilere yardım etmek, onların yararları ve kalplerini birleştirip yatıştırmak için çalışıp çabalamalıdır.

14-Öğretmen, Allah Teâla’nın ve kendisinin haklarından gerekenleri yerine getirdiği zaman, öğrencisine ve şahsından yol göstermesini isteyen, soru soran herkese karşı mütevazı olmalı; ona alçak gönüllü ve yumuşak davranmalıdır.

Kinani, bu bölümde öğrencilerin sahip olması gerektiği özellikleri çeşitli yönleriyle ele almalıdır. Bu bölümde ilk olarak öğrencilerin kişisel tutum ve davranışlarını ele almaktadır. Kuşkusuz ilim öğrenmek isteyenlerin bazı özellikler taşıması gerekmektedir. Kinani bu özellikleri şöyle sıralamaktadır:

1-Öğrenci, kalbini her tür hıyanetten, kirden, kinden, hasetten, kötü inanç ve ahlaktan arıtıp tertemiz etmelidir.

2-Öğrenci, ilim talebinde, güzel niyete sahip olmalıdır.

3-Öğrenci, daha gençliğinde ve ömrü boyunca ilim tahsiline koşmalı; işi geleceğe erteleme ve arzu planında tutma hileleriyle aldanmamalıdır.

4-Öğrenci azıktan yana, az da olsa, kolay/hazırda olanla; giyecekten yana da yine eski bile olsa kendisi gibisini örtenle yetinmelidir.

5-Öğrenci, gecesinin ve gündüzünün saatlerini taksim etmeli, ömrünün geri kalanını ganimet bilmelidir.

6-İlimle meşgul olma, iyi kavrama ve usanmamanın en önemli faktörlerinden birisi de, helalinden ve az miktarda yemektir.

7- Öğrenci, işlerinin tümünde kendini takva ile yükümlü tutmalıdır.

8-Ekşi elma, baklagiller gibi kalın kafalılığa ve duyuların zayıflamasına sebep olan yiyecekleri öğrenci, az tüketmeli, sirkeyi az içmelidir.

9- Öğrenci, bedenen ve zihnen kendisine bir zarar/rahatsızlık gelmedikçe, uyumayı azaltmalı; gece ve gündüz sekiz saatten fazla uyumamalıdır.

10- Öğrenci işreti terk etmelidir.”( Kinani, İslami Gelenekte Eğitim Ahlakı)

Eğitim ve öğretimde bir önemli konu da öğrencilerin öğretmenlerine karşı tutum ve davranışlarıdır. Kinani’ye göre öğrenci öğretmenine karşı şu davranışlara dikkat etmelidir.

“1- Öğrencinin, kendisinden ilim alacağı, güzel ahlak ve adap kazanacağı kişi/öğretmen hakkında önceden çok iyi düşünüp Allah’tan hayırlı olanı göstermesini dilemesi gerekir.

2- Öğrenci, işlerinde üstadına boyun eğmeli, onun düşüncelerinden ve yönetiminden çıkmamalı; bilakis onunla ilişkisinde, maharetli doktorun nezdindeki hasta gibi olmalıdır.

3- Öğrenci, yüceltici bir gözle öğretmenine bakmalı, onun olgunluk derecesi olduğuna inanmalıdır.

4- Öğrenci, öğretmeninin hakkını tanımalı, onun üstünlüğünü unutmamalıdır.

5-Öğrenci, öğretmeninde görülecek katı bir davranışa veya kötü bir huya karşı sabırlı olmalı…

6-Öğretmen, öğrencisini faziletli durumda tutmaya/durdurmaya çalışır; hataları, yakalandığı tembellik ve maruz kaldığı kusurlar vb… nedeniyle onu azarlar. Bütün bunlarda, onu irşat ve ıslah etme söz konusudur. İşte öğrenci, öğretmenin bu tutma/ durdurma ve azarlamasına karşılık hocasına teşekkür etmelidir.

7-Öğrenci, genel meclis dışında, öğretmeninin/şeyhinin huzurunu ancak, izin isteyerek girmelidir.

8-Öğrenci, öğretmenin huzurunda, tıpkı okuma öğretenin önünde çocuğun oturduğu gibi edeplice oturmalı veya bağdaş kurarak ve tevazu ile uysalca, itaatkarane ve sükûnetle!

9-Öğrenci, öğretmenine olabildiğince güzel hitap etmeli…

10-Öğrenci, öğretmenini, bir mesele hakkında herhangi bir hüküm belirtiyor veya garip bir fikri ileri sürüyorken yahut kendisinin bildiği bir şiiri veya bir hikâyeyi naklediyorken işitirse, derhal ondan faydalanmak isteyen, ona susamış, onunla sevinç duyan ve adeta onu hiç işitmemiş birisi gibi kulak vermelidir.

11- Öğrenci, bir meseleyi açıklamaya veya öğretmen yahut başkası tarafından sorulan bir soruya cevap vermeye öğretmeninden önce girişmemelidir.

12- Öğretmeni, bir şey verdiği zaman öğrenci onu sağ eliyle alır.

13- Öğrenci, öğretmeniyle birlikte yürürse, geceleyin onun önünde, gündüzün ise arkasında yürümelidir.

Kinani’ye göre öğrencilerin ders sırasında öğretmen ve ders arkadaşlarıyla ilişkilerinde uyması gereken davranışlar vardır. Bu durum hem öğrenmenin sağlıklı olmasına, hem de sağlıklı bir kişilik gelişimine yol açacaktır. Öğrencilerin ders sırasında öğrenci arkadaşları ve öğretmenleriyle ilişkide uyulması gereken kurallar şunlardır:

 “1-Öğrenci, Allah’ın aziz kitabı ile başlayıp onu iyice ezberlemeli ve tefsirini, diğer ilimlerini iyi bilmek için çalışmalıdır.

2-Öğrenci, daha işin başında bilginler ve insanlar arasında mutlak ihtilaf konusu olan akliyat ve sem’iyatla ilgili meselelerle meşgul olmaktan sakınmalıdır.

3-Öğrenci, okuduklarını ezberlemekten önce öğretmeninin veya kendisine yardım eden başka birisinin huzurunda iyice düzeltmeli ve ondan sonra sağlam bir biçimde ezberlemelidir.

4-Öğrenci, hadis öğrenmeye erken başlamalı; hadisle, hadis ilimleriyle meşgul olmayı ve hadis isnadı, ricali, manaları, hükümleri, faydaları, dili ve tarihlerini incelemeyi ihmal etmemelidir.

5-Öğrenci, ezberlediği/bellediği özet eserleri açıkladığı ve onlardaki problemleri, önemli manaları kavradığı zaman geniş eserleri sürekli mütaala etmek suretiyle incelemeye geçer.

6-Öğrenci, öğretmeninin okutma ve öğretme halkasına devam etmeli; hatta mümkün olursa tüm oturumlara katılmalıdır.

7-Öğrenci, öğretmeninin meclisine gelince, tümünün işiteceği bir sesle oradakilere selam verir ve öğretmenine saygı ve selamla özel muamelede bulunur.

8-Öğretmenin meclislerindekilere de öğrenci edepli davranmalıdır.

9-Öğrenci, kendisi için kapalı olan hususları sormaktan ve pek oturmamış olanları nazikçe, güzel hitapla, edeple ve soru sorarak anlamaya çalışmaktan utanmamalıdır.

10-Öğrenci, kendi sırasını gözetmeli; dolayısıyla rızası olmaksızın başkasının sırasının önüne geçmemelidir.

11- Öğretmenin huzurunda öğrencinin oturuşu, bunun ayrıntıları ve biçimi, “Öğrencinin, öğretmene karşı tutum ve davranışları” bölümünde belirtildiği üzere olmalıdır.

12-Öğrenci, okuma sırası geldiği zaman belirttiğimiz gibi öğretmeninden izin ister.

13-Öğrenci, diğer öğrencileri isteklendirmeli…”( Kinani, İslami Gelenekte Eğitim Ahlakı)

Kinani, bir diğer bölümde kitaplara ilişkin davranışları izah etmektedir. Kuşkusuz eğitim ve öğretimin en önemli materyalleri kitaplardır. Bu yüzden öğrencinin kitaplarla ilişkisi son derece önemlidir. Kinani’ye göre, öğrencinin kitaplara ilişkin adabı şöyle olmalıdır:

“1-İlim yolcusunun, ihtiyacı olan kitapları, imkânlarına göre, satın alarak, yoksa kiralayarak veya ödünç almak suretiyle elde etmeye özen göstermesi gerekir.

2- Ödünç almada kendisi için hiçbir zarar olmayan kimselerin, bununla zarar görmeyeceği kimselerden, ihtiyaç anında kitap alması hoş karşılanır.

3-Öğrenci, kitabın bir nüshasını çıkarmak için yazarken veya mütalaa ederken onu açık ve yaygın vaziyette yere koymamalı; aksine onu iki kitap veya iki nesne arasına yahut bilinen kitap rahlesine koymalı ki, şirazesi çabucak kopmasın.

4-Öğrenci, bir kitap ödünç aldığında, hem almak isterken hem de geri verirken onu incelemesi gerekir.

5-Öğrenci, şer’i ilimler kitaplarından bir şey yazacağı/kopya edeceği zaman, temiz/abdestli, kıbleye dönük, bedeni ve elbisesi temiz olması ve temiz bir kalemle yazması gerekir/yakışır.

6-Öğrencinin, bir kitabın kopyasını çıkarırken çok ince/küçük yazmaktan sakınması güzel olur.

7-Öğrenci, kitabı doğru olan aslı ile karşılaştırmak veya öğretmenin huzurunda okumak suretiyle tashih ettiği zaman kapalı, karışık ve anlaşılması zor ifadeleri harekelemesi, açıklaması ve tashih edilecek yerleri araştırması gerekir.

8-Sayfa kenarına bir şeyi tahric etmek istediği zaman, açıklamayı yazacağı yöne doğru onun yerinden birazcık kıvrık bir çizgi çeker.

9-Öğrencinin, sahip olduğu kitabın kenarına, notlar, açıklamalar ve önemli uyarılar yazmasında hiçbir sakınca yoktur.

10-Bölüm başlıklarını, açıklayıcı alt başlıkları ve ara başlıkları kırmızı ile yazmakta bir sakınca yoktur.

11- …yazıyı kazıyıp silmektense, üzerine çizgi çekmek daha iyidir; özellikle de hadis kitaplarında.

Kuşkusuz eğitim ve öğretim konusunun önemli bir bileşeni de öğrencilerin kalacağı, barınacağı mekânlardır. Kinani, öğrencilerin barınması konusunda uyulması gereken koşullarına belirlemektedir;

“1-İmkân elverdiğince öğretmen ve öğrenci, vakfedicisi takvaya daha yakın ve bidatlerden daha uzak olan medreseyi kendisi için seçmelidir.

2-Medresedeki müderris, idareci, fazilet sahibi, dindar, akıllı, heybetli, ağırbaşlı, sırdaş, adaletli, faziletleri seven, zayıflara acıyan, ilim tahsil edenlere yaklaşan, çalışanlara rağbet eden, boş konuşanlardan uzak duran, gerçeği araştıranlara haklarını tastamam veren, faydalı olana düşkün ve yararlı olmaya devam eden olmalıdır.

3-Öğretmen/Müderris, medresenin haklarını yerine getirilebilmesi için onun şartlarını iyi bilmelidir.

4-Vakfeden kişi, medresede kalmayı, başkalarına değil de sadece medresenin burslu öğrencilerine tahsis etmişse, onların dışındakiler orada kalamazlar.

5-Öğrenci, medresede şununla bununla düşüp kalkma ve arkadaşlıkla meşgul olmamalı…

6-Öğrenci, medresede kalanlara, herkese selam vermeli, sevgi ve saygısını göstermeli…

7-Öğrenci, kendisine arkadaş olarak, öğrencilerden olabildiğince durumu en temiz/ en sahih, en çalışkan, mizacı en iyi ve en namuslu, olanını seçmelidir ki, kendisi için meşgul olduğu dalda ona yardımcı olsun.

8-Öğrencinin meskeni, medresenin mescidinde veya toplantı mekanında olup oranın hasırı ve yaygısı üzerinden geçiyorsa meskenine çıkacağı zaman ayakkabılarından bir şeyin düşmemesine dikkat etmelidir.

9-Öğrenci, medresenin kapısını oturma yeri edinmemeli, orada mümkün mertebe oturmamaya çalışmalıdır.

10-Geçerken, kapı aralıklarından  ve benzeri yerlerden birinin evine bakmamalı..

11-Öğrenci, öğretmenden önce ders yerine gelmeli, öğretmenin ve öğrencilerin oturmasından sonraya kalmamalıdır.

Kinani’nin “İslami Gelenekte Eğitim Ahlakı” kitabında savunduğu paradigma, günümüzde eğitim denince sadece bilgi aktarımı olan öğrenimi anlayan paradigmaya göre çok daha derin ve anlamlı bir yaklaşıma işaret ediyor. Öyle görülüyor ki, klasik İslami eğitimde ahlak ve davranış eğitimi, eğitim faaliyetinde çok merkezi bir yer tutmaktadır.

Bu yazı toplam 2652 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları

İMSAKGÜNEŞÖĞLEİKİNDİAKŞAMYATSI
04:2205:4411:4514:5817:3418:49

Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Eğitimle Diriliş | Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlara aittir. Kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.