BİLGİNİN İSLAMİLEŞTİRİLMESİ
Bilginin İslamileştirilmesi demek; dilin, düşüncenin, aklın ve bilginin vahyi ölçütlere, perspektife göre yeniden şekillendirilmesidir. Bilginin İslamileştirilmesi temel kavramlarımızdan, kelimelerimizden ve müfredatımızdan başlayarak bilgiyi sistematik hale getirerek oluşur. Bilgiyi, batılı vasfından kurtararak ona İslami bir hüviyet kazandırmak esastır.
İslami bilim anlayışına ulaşmak için, zorlamalardan uzak durarak önce İslami değerlerden meydana gelen fikri oluşumlar sağlanmalıdır. Hem gelenek, hem de bilgiyi batılılaşmadan kurtararak ona İslami bir kimlik kazandırılabilir. İslami gelenek ile Batılı anlayışın çatışmasından doğan ikililiğin kaldırılıp tevhit esasına oturtulmasıdır.
Müslümanlar, ne zaman ki ilimden uzaklaştı ise çöküş başlamıştır. Özellikle Batıyı taklit etmeleri, İslam toplumlarını İslam’dan uzaklaştırdığı gibi ümitsizlik fikrine kapılmasına sebep oldu.
Daha öncede bilginin İslamileştirilmesi için çalışmalar yapılmış ancak orijinal olmayan bilgiler bu ıslah hareketini başarısız kıldı. İthal edilen bilgiler de verimli olmadı.
Bilginin İslamileştirilmesi için beşeri, sosyal ve tabii bilimler birer disiplin olarak yeniden tasarlanıp İslami temel üzerine ve İslam’a uygun yeni amaçlara yönelterek yeni baştan inşa edilmelidir.
Her disiplin usulü, metodoloji ve stratejisiyle verileri (bilgileri) İslami ilkeleri yansıtacak biçimde yeniden düzenlenmelidir.
İlk önce:
1- Bilginin birliği ilkesi: Bu ilkeyle bazı bilimlerin akli, nakli, doğmatik ve izafi düşüncesi yıkılacaktır. Bilgi bir bütün olarak alınacaktır.
2- Hayatın birliği ilkesi: Bazı bilgiler değerli, bazıları değersiz anlayışı yıkılacaktır.
3- Tarih birliği ilkesi: İslam bir bütün olarak ele alır; Hizipçi, cemaatçi veya ulusa yönelik değil, ümmetin esas alındığı ve kapsadığı bilgi olacaktır.
-Ümmetin Bunalımı
Müslümanlar, tehlikeli bir bunalım geçirdi ve bilim alanında bir gerileme yaşandı. Bunun sebebi geleneksel metotların aksaklıklarıdır.
Bunalımın belli başlı etkileri:
1-Siyasi Bunalım : İslam toplumları, ulusçulukla parçalanarak düşüşe neden oldular. Enerjileri boş yere harcanarak birbirinin imhasına çalışıldı. Batılılar, kendilerine yakın zayıf iktidarlar ve kuklalar oluşturdular. Toplumda tefrika oluşturulup birlikleri bozuldu ve toplumsal kaoslara sürüklendiler.
2-Ekonomik Yönden: İslam toplumlarını tüketim toplumları haline getirilerek sömürgeleştirildiler. Ekonomik krizler çıkardılar. Üretimi durduracak ambargolar uygulandı. Üretmeden tüketen toplumlar haline getirilip ithalatçı oldu. Toplum üretmeyen, çalışmayan, ense yapan kolaycılığa alıştırıldı.
3-Dini, Kültürel Yönden: Cahil toplum oluşturuldu. Batılı değerler üretildi. Ne Batılı ne de Müslüman bireyler meydana getirildi. Kaba softalık denilen kör inanışlara, hurafelere, geleneklere inanır hale getirildi.
-İslami Eğitimde Bunalımı Besleyen Damar
Ümmetinin bunalımının kaynağı ve güç merkezi eğitim sistemidir. Hastalık oradan kangrene dönüşmüştür. Toplum geçmişinden kopartıldı. Batılı eğitim sistemi benimsenerek İslami eğitim sistemi ortadan kaldırıldı. Taklitçilikten kaynaklanan eğitim sistemi, yaratıcılık ve düşük standartlı eğitim sistemine geçiş oldu. Böylece bu sistemde yetişen nesiller amaçsız, Batılının modeli değil onun karikatürü olan bir toplum doğurdu.
Yapılması gereken, eğitim sistemini yeni baştan değiştirmektir. Bizi özümüze taşıyacak yeni bir müfredata ihtiyaç duyulmaktadır. Eğitimdeki bölünmüşlüğe son verilmelidir. Akli veya nakli bilimler diye ayrımcılığa gidilmeden bir bütün olarak ele alınmalıdır. Eğitim, pragmatik bir felsefeyle değil, İslami temel görüşü esas alacak ve topluma kazandırılacak şekilde bir anlayışla yapılmalıdır.
-İslami Eğitimde İkili Eğitim Sistemini Birleştirm
İslami eğitim ile Batılı okul sistemi birleştirilerek ve kaynaştırılarak bir geçiş sürecine girilmelidir. yeni müfredata uygun ders kitapları ile iyi yetişmiş tecrübeli öğretmenler çözüm noktasında değerlendirilmelidir. Eğitim, bağımsız hale getirilerek devletin baskısı ortadan kaldırılmalıdır. Batılı eğitim sistemi ile İslami eğitim sisteminin birleşmesiyle islami bilgi modern bilgi halini alır. Her Müslüman; Din, ahlak, hukuk, tarih ve İslam kültürü konularında eğitim almalıdır. Üniversitelerde İslam medeniyeti dersi zorunlu okutulmalıdır. İslami bilgi için İslam Dünyasında bir “Düşünce Üreten Merkezin” kurulması önemli katkıda bulunacaktır. Ayrıca vakıf üniversitelerinin kurulması ve sayısının çoğalması için devlet destekli mali kaynakların sağlanması, sonraki aşamalarda üniversitenin harcamalarının vakıflar tarafından karşılanmasına gidilmelidir.
Müslüman aydınlar ve liderler beşeri bilgininin tümünü İslam gözüyle yeniden şekillendirerek İslamlaştırmakla sorumludur. Müslüman bilginlerin yüzeysel ve fayda getirmeyen yöntem ve uygulamalardan vazgeçmesinin zamanı gelmiştir. Eğitimcilerin okulda ne öğrenecekleri neyi öğrenemeyeceklerini siyasi hükümetler belirlememelidir. Taraflı tutum ve ideolojilerin getirdiği uygulamalar eğitimde çöküşün belirtisidir. Çocukların eğitimi kadar yetişkinlerin, ebeveynlerin eğitimi de toplumsal değişim için gereklidir. Eğitimde okul- çevre bir bütün olarak görülmelidir.
-İslami Eğitimde Geleneksel Usulün Aksaklıkları
Batı karşısındaki psikolojik yenilgi, Müslümanları sürekli geri götürdü. İçtihad kapısının kapanması, İslami donukluğu beraberinde getirdi. Müçtehitler çağın sorunlarına çözüm üretemediler. Vahiyle aklın birbirine yabancılaşması ümmetin fikri gelişmesinin en hazin yönü oldu. Düşünce ile eylem arasındaki birlik parçalandı. Dünyevi ve uhrevi olan diye birbirine ötekileştirildi.
-İslami Eğitim Usulünun Temel İlkeleri
Eğitimdeki ikilik kaldırılarak bilginin İslamileştirilmesi için geleneksel hatalardan uzaklaşmak ve İslam’ın özünü teşkil eden bazı ilkeleri gözünde tutmak zorunluluk arz etmektedir. Disiplinleri İslami çerçevede yeniden biçimlendirmek, bunların kavram ve yöntemlerini ilke ve amaçlarını, aşağıdaki esaslara dayanarak yapmak gerekir. Bu ilkeler:
1-Allahın birliği ilkesi.
2-Yaratılış, fıtrat(hilkat) birliği ilkesi.
3-Hakikatın birliği ve bilginin birliği ilkesi.
4-Hayatın birliği ilkesi.
5-Beşerin birliği ilkesidir.
-İslami Eğitimin Çalışma Planı ve Amaçları Şunlardır:
1-Modern disiplinleri iyice öğrenmek.
2-İslami birikimi iyice öğrenmek.
3-Modern bilimin her alanıyla İslam’ın özel irtibatını sağlamak.
4-İslami kültür birikimiyle modern bilgi arasında bir sentez için yollar aramak.
5-İslami düşünceyi Allahın yaratılıştaki ilahi tarzlarını keşfedecek bir yörüngeye oturtmak.
Bilginin İslamileştirilmesini Sağlayacak Zorunlu Adımlar
1-Modern disiplinleri iyice öğrenmek: Bilgiler sınıflara, ilkelere, usullere, sorunlara ve konulara göre ayrıştırılmalıdır.
2-Disiplin araştırması: Her disiplinle İlgili Araştırma yapılarak, o konuda yazılmış eserlerin bibliyografyası tamamlanmalıdır.
3-İslam’ı iyice öğrenmek: Müslüman Bilim adamları, uzmanlık alanıyla ilgili birikim elde etmek amacıyla araştırma yapmalıdır. İslami birikimi iyice öğrenmek için tahlil ve analiz yaparak analitik düşünce kazanmalıdır. İslami bilim adamaları, İslami disiplinlere özel ilginin duyulması, eleştirici bir anlayışla değerlendirmesi, soruşturması, yapıcı bir senteze gidilmesi, biçimlendirilmesi ve yayılması yolunu tercih etmelidir.
-Bilginin İslamileştirilmesi İçin Öteki Zorunlu Çalışmalar
Toplantı, seminerler ve kurslar düzenlenmelidir. Ders kitaplarının hazırlanması için bilim adamlarının uzmanlık alanına göre görevlendirilmesi, çalışma planında İslami bilgi birikiminin iyice öğrenilmesi ve İslami ideallere göre tamamlanmasının yanı sıra yapılacak çalışmalara mali kaynak, Fonlar oluşturulması zorunludur.
-Sonuç:
1-Eğitimi İslamileştirmek için disiplinlerin İslamileştirilmesi.
2-Tatbiki (uygulama) çalışma planının yapılması .
3-Üniversite ders kitapları ve müfredatın yeniden hazırlanması .
4-Bilginin değişik yollarla tasnif edilmesi .
5-Bibliyografya ,antolojiler, durum değerlendirmesi raporları ,disiplinlerin İslami ilke ve değerlere uyumunun sağlanması.
6-Çalışan tüm bilim adamlarına maddi ve manevi destek sağlanması ve sorumluluk yüklenmesi
7-Tüm üniversitelerde “İslam Medeniyeti” dersinin okutulması
Mevdudi’nin deyimiyle: “Hiçbir medeniyet kendi kelime ve kavramlarını kullanmadan soyut olarak meydana gelemez. Aksine pratiklerle doğar ve gelişir, aksi takdirde ölür.” Kelime ve kavramlarımıza sahip çıkarak onları değersizleştirmeden yeni İslami eğitim inşa edilmelidir. İstiklalimizi ve istikbalimizi özgünlüğümüzde yaşayarak, tarihe sahiplik ederek Peygamberlerin, Alimlerin miraslarına sahip çıkılmalıdır. Ümmetin fikri gelişmesi, vahiy ile aklın ortak hareket etmesiyle meydana gelir. Dilin, Düşüncenin, Aklın ve Bilginin İslamileştirilmesi bizi biz yapar.
“ Bir millet kendini değiştirmedikçe, Allah onların durumunu değiştirmez” (Rad/11) ilahi hükmü, tarihin değişmez kanunudur.
İsmet TANRIVERDİ
Kaynak : İsmail Raci Faruki