İmam-Hatip Okulları / Köşe Yazısı - İsmail IŞIK

3.05.2019 21:01:16
İsmail IŞIK

İsmail IŞIK

İmam-Hatip Okulları

Eğitim-öğretim İslamileşme için vazgeçilmez bir vasıtadır. Bu sorumluluk büyükten küçüğe her dertli Müslüman'ın birinci vazifesi olmalıdır. Çünkü bu; biz Müslümanlara namaz gibi ,oruç gibi farzdır.

İslamlaşmak; eğitim-öğretim yoluyla eğitim -öğretim verdiğimiz insanlarla hâsıl edeceğimiz iman ve aksiyonla olur.1 Haliyle Müslümanlar yeniden bu vasıtayla iman ve aksiyon sahibi olacak. Müslümanlar yeniden Müslüman olacak, müminler yeniden mümin olacak, eksikli imanla eksikli Müslüman iken tam, kâmil Müslüman haline gelecek. Bu hale gelmek demek İslamlaşmak demektir. Ne kadar insanı, kâmil Müslüman yaparsanız o ülkede ahlakıyla, suretiyle, hakikatiyle, müesseseleriyle, nizamıyla o kadar çok Müslüman olur. Demek ki bunu eğitim-öğretim yoluyla yapacağız.2

Peki, İmam-Hatipler nedir niye varlar, bizim için ne anlam taşırlar? Öncelikle belirtelim ki İmam-Hatipli olmak o okulun diplomasına sahip olmak demek değildir. İmam-Hatipli olmak zihniyet ve iman işidir. Bize anlam katan, bizi biz yapan değerlerimiz var. İnsanlarımızın çoğunluğu bu değerlerin farkındadır. Bu değerleri düzgün cümlelerle, tanımlarla bize belki ifade bile edemezler ama bu zihniyet, değerler onların zihinlerinde hayatlarında, davranışlarında bizi biz yapan bu değer ve zihniyeti taşırlar, onlarla yaşarlar. İnsanımız bunların taşıyıcısı olduğu içindir ki bugün İmam-Hatipler vardır ve yeniden dirilmeye, misyonunu ve vizyonunu gerçekleştirmeye adaydır. Medeniyetimizi yeniden ihya ve inşa edecek zihniyet budur ."İnsan aklının, ancak Allah'ın irşadı ışığında işletildiği zaman insana hayır getireceğini biliyoruz."3 Bunu yapacak olan da İmam-Hatip okullarıdır, bizleriz.

Bugün din hakkında konuşan insanlar, insanın veya toplumun hangi sorununu çözüyorlar, hangi probleme ışık oluyorlar?

Müslümanlar, değerleriyle yozlaşıyor, kültürüne yabancılaşıyor. Peki neden? Her türlü vasıtayla batı zehrini içimize akıtıyor. İletişimin her alanıyla zihinlerimize hücum ediyor. Buna karşılık biz ne yapacağız? İmam-Hatiplerle barışacağız ve başaracağız. Onlar gayret edecek, çok çalışacak, biz de onlara destek olacağız. Bunu yapacağız ki "Ey inananlar; eğer siz Allah'a yardım ederseniz O da size yardım eder, ayaklarınızı sabit kılar"4 Yani siz biraz kımıldayın gayret edin bende size yardım edeyim.

İmam-Hatiplerin toplumu bütünleştirme, bilinçlendirme noktasında gördüğü işlevlerini daha iyi yerine getirebilmesi için bu okulların sağduyu ile gerginliklere, karışıklıklara sebep olmadan objektif olarak ele alınması, eksikliklerinin, aksayan yönlerinin bir an evvel giderilmesi gerekmektedir. Bu okullarımızın, niceliklerinin arttırılmasının yanında niteliğinin de öncelikli olarak arttırılması, üzerinde durulması gereklidir.

İmam-Hatip okulları eğitim kurumları içerisinde, din eğitiminin verildiği en önemli örgün eğitim kurumumuzdur.

Buradan toplumun her alanına hitap eden, değerlerine, dinine bağlı vatansever, ahlaklı fertler yetişmektedir.

 

Nitelikli ilim adamlarının yetişmesi bu okulların kalitesinin arttırılmasıyla mümkün olacaktır. Yeterli ve doğru din anlayışına sahip olmayan insanların devleti ve toplumu ne hale getirdiklerine hepimiz şahidiz.

Kişiler ve kurumlar yaşanan gelişmelerle birlikte kendilerini geliştirirler ve yenilerler. Bu yenilenmede toplumun ihtiyaçları ve talepleri dikkate alınmalıdır. İmam-Hatip okulları açıldığından bu yana gelişimini sürdürmüş, talep ve ihtiyaçları karşılama noktasında önemli işlevler görmüştür. Günümüzde İmam-Hatip okullarının bu işlevlerini daha iyi yerine getirebilmesi için yeniden ele alınması ve sorunlarının çözümlenmesi gerekmektedir.

Bu okulları secdece bir meslek lisesi olarak görmekten ziyade, İslam dininin ve ahlakının doğru bir şekilde verildiği aynı zamanda yükseköğretime hazırlayıcı programlar uygulayan, geleneğine bağlı yeniliğe açık bir eğitim kurumu olarak görmek ve yapılandırmak gerekmektedir. Bu okullarımızda eğitim- öğretim veren öğretmenlerin imam-hatip zihniyetine, şuuruna sahip kimseler olmasına özen gösterilmeli, bu şuura sahip olmayan öğretmenlerin imam-hatip okullarında görevlendirilmemesi gerekir ki bu okullar asli işlevlerini yerine getirebilsin.

İmam-Hatip okullarının devlet eliyle bir amaca yönelik olarak açılması, bazı dini grup ve cemaatlerde bu okullarımıza karşı bir refleks meydana getirmiştir. Kimisi dinin devlet eliyle sağlıklı bir şekilde verilemeyeceğini, kimisi de tamamen imam-hatip zihniyetine karşı olduğu için imam-hatip okullarını istemiyordu. Bu tür yapılanmalar devletine de ihanet içerisinde olmaktadır.

Okullarda din eğitiminin verilmesi 1924 yılından beri tartışılmaktadır. Maalesef o günden bu güne bu tartışmalar devam ede gelmiştir. Bilmeliyiz ki din eğitiminin topluma vereceği katkının ne kadar büyük olacağını unutmamalıyız, İslam medeniyetinin yeniden ihyasını ve inşasını gerçekleştirecek olan bu okullarımızdır.

İmam-Hatip okullarının ilk açılışı diyanet işleri başkanlığının ihtiyacı olan personeli yetiştirmek bu ihtiyacı gidermekti. Ancak halkın bu okullara gösterdiği alaka ve teveccüh bu amacın üzerine çıkmıştır. Halk kendi değerlerini yaşatacak, yeniden üretecek ve genç nesillere bunların aktarımını sağlayacak gücü, kapasiteyi imam-hatip okullarında görmüştür.

Kurulduğundan bu yana imam-hatiplere yoğun bir talep olmuştur. Kız çocuklarını okula göndermeyen Anadolu halkının, imam-hatiplerin eğitim-öğretime başlamasıyla beraber yoğun bir şekilde kız çocuklarını da bu okullara göndermiştir. Bu okullarımız normalde okula gitmeyecek olan çocukları da okula getirerek okuma oranına da büyük katkı sağlamıştır. Aynı zamanda okullaşma oranına da olumlu katkı yapmıştır. Şöyle ki hayırsever Anadolu halkı ülkenin çoğu yerinde bu okulları kendi imkânlarıyla inşa etmişlerdir.

İmam-Hatip okullarının programlarına baktığımızda ortaokul ve lise kısımlarıyla diğer devlet okullarından fazlaca bir farkının olmadığı, bunun yanında manevi ve ahlaki eğitimine katkı sağlayacak fazladan din ahlak dersleri, hem batı hem doğu dilleri öğretilmektedir.

Bu gün imam-hatip okullarının müfredatının da çağın şartlarına uygun hale getirilerek zenginleştirilmesi gerekmektedir. Bu okullarımızda okuyan öğrenciler toplumun maddi ve manevi değerlerine saygılı olarak yetişecek, aldığı eğitimle topluma ve ülkesine faydalı bir fert olacaktır. Toplumda yaygın olan batıl inançlardan uzak duracak, kendisine anlatılan dini içerikli bir konunun dinin özüne uygun olup olmadığını değerlendirebilecek kapasiteye sahip olarak yetişecektir. Yukarıda vurgulamıştık imam-hatiplerde ders veren öğretmenlerin eğitim durumunun da önemli olduğunu bilmeliyiz.

Buralarda görevlendirilen öğretmenlerin milli ve manevi değerlere bağlı, peygamberi ahlaka sahip ve ona gerekli önemi veren kişiler arasından seçilen kişilerin olması elzemdir. Bilakis toplumun ahlaki değerleriyle çatışan veya ahlaki değerlere önem vermeyen kişilerin öğrenciler üzerinde olumsuz etkilerinin olması kaçınılmazdır. Bu tahribat öğrenciyle birlikte toplumu da tahrip eder.

İmam-Hatip okullarımız imam-hatip yetiştirmekten ziyade dini ve dünyevi ilimlerin beraberce öğrenildiği, yükseköğretime öğrenci gönderen okullar olarak algılanmalıdır. Böyle olduğu takdirde bu okullar başarı sağlayacaklardır. Öğrenciye" burayı bitirince ne olacaksın " diye bir sorduğunda cevap olarak "istediğim her şey olabilirim" dediğinde işte o öğrencinin özgüvenini kazanmış olduğunu anlarız. Başarı bundan sonra gelecektir.

Günümüzün ve geleceğimizin ihyasında ve inşasında imam-hatip okulları önemli görevler üstlenecek, ülkenin 2023-2071 hedeflerini gerçekleştirmede önemli rol oynayacaktır.

Bu gün Türkiye'de uluslararası imam-hatip okulları farklı ülkelerden gelen öğrencilere de eğitim vermektedir. Yine Bu okullarımız birçok alanda eğitim-öğretim yapmaktadır. Hafızlık eğitimi veren imam-hatiplerimiz var, uluslararası eğitim veren imam-hatiplerimiz var, fen eğitimi sosyal bilgiler eğitimi, sanat eğitimi veren imam-hatiplerimiz var. İmam- Hatip okullarımız toplumun taleplerine ve ihtiyaçlarına cevap verecek düzeye gelmiştir Allah'ın izniyle.

Sözümüzü Celal ÖKTEN Hoca bağlasın;

“İmam Hatip talebesi; asrın ihtiyaçlarını müdrik, Doğuyu ve Batıyı bilen münevver, aydın desinler diye dinden taviz vermeyen, dindar desinler diye de dinden taviz vermeyen, tavizsiz fakat müsamahakâr bir gençliktir.”

Dipnot

1-Hayrettin KARAMAN -imam hatiplik şuuru sayfa-11

2- Hayrettin KARAMAN -imam hatiplik şuuru sayfa-11

Ayrıca EĞİTİME BAKIŞ Dergisinin 35. sayısından istifade edilmiştir

Bu yazı toplam 2262 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları

İMSAKGÜNEŞÖĞLEİKİNDİAKŞAMYATSI
04:2205:4411:4514:5817:3418:49

Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Eğitimle Diriliş | Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlara aittir. Kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.