Süyümbike/Süyün Bike / Köşe Yazısı - Esma BULUT

24.03.2018 09:21:56
Esma BULUT

Esma BULUT

 Süyümbike/Süyün Bike 

Yazılı edebiyat ürünlerinden olan romanlardan bazıları türü kimi tarihi içerikli olabilir. Birazdan bahsedeceğim kitap da tarihi vesika niteliğinde bir romandır. Tarih başlı başına milli şuura ebediyet kazandırmakla birlikte geçmişteki milletlerin, milletimizin farklı coğrafyalarda bıraktığı- adeta mıh gibi zihinlere çakılan- önemli ahvali dile getiren muazzam bir ilimdir. Tarihi bir roman olan Süyümbike, Kırım Türklerinin incelikli dünyasından süzülüp gelen bir eserdir. [Hikmet Doğan, Siyün Bike] İşe hemen Süyümbike /Süyün Bike ‘ nin anlamını vermekle başlıyorum.  Siyün “sevimli”, Bike ise “sultan, prenses” anlamına gelmektedir.[Hikmet Doğan, Süyümbike] Bu eserde kadın kahramanın bulunması garip görülmemelidir. Nitekim İslam - Allah'ın dini- erkeğe olduğu kadar kadına da ehemmiyet vermiştir.

Kadına verilen önem yalnızca İslami Dönemde kalmayıp İslamiyet öncesi gelenekte de söz konusuydu Hikmet Doğan'ın Siyün Bike adlı kitabından örnek verecek olursak: Türk tarihinde kurultayın ikinci üyesinin daima kadın olması vb. Ayrıca kadın tipinin kahramanlığı sadece bunlarla da sınırlı değildir. Profesör Doktor Özkul Çobanoğlu'nun Türk Dünyası Epik Destan Geleneği adlı kitabında yer verdiği tarihi destanlardan Nözüğüm Destanı da kahraman kadın tipine örnektir. Nögözüm destanından biraz bahsetmek Süyümbike ile koşut yönlerini belirlemek adına fayda sağlayabilir.  Nözüğüm, Kaşgar’da doğup büyüyen kadın destan kahramanımızdır. Destanın sonunda bu kadın kahramanı milli kimliği koruma adına verdiği onurlu direnişi bütün Uygur Türklerini kucaklar. Tıpkı Süyümbike’nin de tarih ve millet şuuruyla vatanını, milletini koruyarak milli direnişini onurla ve gururla sürdürmesi ve bunun sonunda hem Kazan halkının hem de diğer Türk devletlerinin onu benimseyip kucaklaması gibi. Bunun dışında tarihi destanlarda yer alan başlıca kadın kahramanlara şöyle örnek verilebilir: Kırgızlarda yer alan Cangıl Mırza, Başkurtlarda Zaya Tülek ve Su Suluv vd. İslam coğrafyasında da bir Hasan’ın, Hüseyin’in annesi, bilhassa Muhammed sallallahu aleyhi ve sellemin annesi birer başkahraman niteliğindedir.  

Moskova hükümeti için Kazan Müslümanlarıyla Nogay Müslümanlarının yakınlaşması iyi bir şey değildi. Ancak Can Gali Han’ın Kazan tahtında tutunması için Rus Knezi bu evliliğe razılık gösterir.  Yusuf Mirza bu durumdan kızını haberdar eder ve onun fikrini alır. Süyümbike de daha önce kadınların da bir kahraman olabileceği, olması gerektiği ile ilgili düşüncelerinden hareketle aradığı kahramanlık fırsatının ayağına geldiğini düşünmüş olacak ki Can Gali ile evlenmeyi kabul eder. Bu arada bahsetmeden geçemeyeceğim.  Süyümbike’nin yaşadığı tüm bu sıkıntılarını paylaştığı dert ortağı,  aldığı kararlarını anlattığı sırdaşı olan Dilaver aynı zamanda Mirza Yusuf’un komutanlarından birinin kızıydı. Dilaver güzellikte ve cesaret konusunda en az Süyümbike kadar olup yaşına oranla da çok olgun ve yetenekli biriydi. Ancak Süyümbike Kazan’a gidince eskisi gibi hiçbir zaman görüşemediler. Artık Süyümbike’nin canı sıkılınca yanına gittiği biricik arkadaşı yanında değildi.

Kazan’ın kurtuluşu için başvurulan bu yolun zorluğu elbette ki aşikârdır bir kadın için. Ancak hiçbir şey vatanını yarı yolda bırakmak için geçerli bir sebep değildi aksine Rus politika ve entrikalarıyla dolu Kazan’ı kurtarmak daha da önem arz ediyordu. Kazan tahtına Can Gali’nin ağabeyi Şah Gali de gelebilirdi lakin halkın tamamına yakını Can Gali’ye tabii olmuştu.  Zaten Rusya için bu çok da önemli değildi. Önemli olan kim ya da kimler olursa olsun Moskova'ya hizmet etmeleriydi. Süyümbike’nin Can Gali ile arasının bozuk olduğunu tarihi kaynaklardan öğrenebiliyoruz. Can Gali her ne kadar onu sevse de onun dediği gibi Ruslar’a karşı gelemiyor çünkü kendisini tahta geçirenler onlardı. Can Gali görünüşte her ne kadar Kazan’ın başında gibi görünüyorsa da bu iş kuklalıktan başka bir şey değildi çünkü Kazan’a Moskova şekil veriyor.  

Siyün Bike, Can Gali’nin bu davranışlarına razı olmuyor dolayısıyla Kazan'daki siyasi ilişkileri kendi isteği doğrultusunda -Türk Birliği'ni kurmak için- yapmaya başlıyor. Böylelikle Kazan'daki Kırım ve Nogay hanlıklarını da tek çatı altında topladı. Tam bu sıralarda Moskova'da III.Vasily vefat eder ve Moskova - Kazan ilişkileri olumsuz yönde etkiye maruz kalır. Kazan bu durum karşısında bağımsız bir siyaset izler ancak durum hiç de iyiye gitmez. Can Gali Süyümbike’nin isteklerine yani Kazan’ın bağımsızlığına karşı çıkmak istiyor. Bu esnada da Moskova'da sulhun yenilenmesi için elçilikler gönderilir Can Gali de Kazan halkından habersiz Moskova ile bir anlaşma yapar. Bu habersiz anlaşmayla Kazan’ın birliği alt üst olmuştur.  Tabi bu durum karşısında Ruslar’a bir katliam yapılmamış ama -hain- Can Gali öldürülmüştür. Süyümbike de Kazan’daki vatanperverlerle Geyher Şad adında yiğit bir kadınla irtibatı sağlıyor. Geyher Şad,  Kazan Hanlarından Uluğ Muhammed sülalesinden kalan tek kişidir.

Kazan’da meydana gelen ihtilalden sonra onun başkanlığında geçici bir hükümet kurulur daha sonra Can Gali’nin ölümüyle tahta Rus düşmanı Safa Giray gelir. Süyümbike Safa Giray ile mutlu, güzel bir evlilik yaşar çünkü Safa Giray, Kazan’ın milli birlik ve beraberliği için canla başla savaşır. Zaten Süyümbike için önemli olan Kazan’ın selametiydi. Safa Giray Han'ın Süyümbike dışında 4 eşi daha vardı ancak bunlar arasında en itibarlısı Siyün Bike idi. “ Süyümbike Kazan Hanlarının ailesi ve han sarayının içinde şaşırtacak kadar güzel, akıllı ve şöhretli bir kadın olduğu gibi Rus tarihine de damgasını vurmuştur. Süyümbike’nin Safa Giray ile evliliğinden Ödemiş Giray adında bir oğlu olur. Ancak kısa bir süre sonra Safa Giray 1548 yılının Mart ayında Kazan’da,  kendi sarayındayken vefat eder. Safa Giray tahta üç kere çıkmış olmakla birlikte toplam 22 yıl tahtta kalmış ve 40 yaşındayken vefat etmiştir. [ Rizaeddin Fahreddin,  Altınordu ve Kazan Hanları] Geleneğe göre Safa Giray’ın vefatıyla iki yaşındaki oğlu Ödemiş Giray tahta geçer ancak işleri Süyümbike yürütür.  

Ödemiş Giray'ın henüz çok küçük yaşta olması ve devlet işlerinin bir kadına kalması hasebiyle Büyük Knez- Rus Knezi- Kazan’ın ele geçirilme zamanının geldiğini düşünmüştür. Bununla birlikte Kazan halkı da Süyümbike’nin ne kadar akıllı ve iyi bir savaşçı olduğunu bilmelerine rağmen ülkeyi bir erkeğin yönetmesi gerektiğine inanıyor ve bu amaçla da Safa Giray’ın amcası ve daha önce de Kazan tahtında olan Sahip Giray’a gönderdikleri bir mektupta tahta Safa Giray’ın oğlu olan Bülek Giray'ın çıkmasını isterler ancak Bülek Giray’ın yaşının küçük olması dolayısıyla bu iş gerçekleşmez sonunda ise Kazan'a yapılan Moskova saldırılarıyla Kazan hansız kalıp Ruslara ganimet olarak kalmıştır.  

Kazanlılar bu durum karşısında çaresiz Büyük Knez İvan’a barış için mektup yazar; ancak Rus Knezi barış için elçi gönderilmesi gerektiğini söyleyerek -aslında oyalayarak - Kazan’ı bir an önce ele geçirmek için 24 Kasım 1549’ da çıkar ve 14 Şubat 1550 tarihinde ise Kazan'a yaklaşır Moskova ordusu 150.000 veya 200.000 askerle Kazan’ı zapt eder. ( Bu Kazan’ın ikinci defa zaptıydı) Kahraman Kazan ordusu ise gün boyu süren bu zorlu mücadeleyi bırakmamış aksine Kazan ordusundan birçok mirzanın Moskova tarafına geçmelerine ve sayı itibariyle de az olmalarına rağmen savunmayı elden bırakmayıp aksine bu muhteşem direnişleri hafızalara çivi gibi çakılmıştır. Bu savaştaki en büyük kahramanlardan olan Süyümbike için Zeki Velidi Togan şunları söyler: “ Bu korkunç anlarda gayretli ve akıllı bir kadın olan Siyün Bike kalenin üstüne çıkarak savaşı yönetmiştir.”  Rus ordusu İlkbaharın gelmesi ve yiyeceklerinin tükenmesi dolayısıyla 25 Şubat 1550 tarihinde geri çekilirler Rus Knezi İvan Zeya Irmağının Volga’ya döküldüğü yerde bir dağdan Kazan’ın yanı sıra Nijgorod, Vyatka ve Senber taraflarını net bir manzara şeklinde görür ve bu manzara karşısında şöyle der: “Allah Kazan’ı bize verecek, biz de alacağız ve bu yere Hristiyan bir şehir kuracağız.” İvan buradaki insanların bu kadar vicdansız, din ve milleti için pek de üzülmediklerini görünce Kazan’ı ele geçireceğinden şüphesi kalmaz.

Moskova askerlerinin bu şekilde Kazan’dan ayrılmaları Süyümbike’yi ve Kazan halkını tedirgin etmiştir dolayısıyla Moskova ile sulhun yapılmasına karar verilmiştir. Bunun üzerine Süyümbike’nin babası Yusuf Mirza'nın elçi olarak gönderilmesine karar verilir ancak İvan Kazanlıların kendi mirzalarını göndermelerine karşın ancak müzakerelerin yapılabileceğini söylemiştir.  Bu durumdan ötürü de Yusuf Mirza ile Moskova'nın arası bozulmuştur.  

Daha sonra Rus Knezi İvan Kazan üzerine 18 Mayıs 1551 tarihinde kuşatma düzenlemiştir ve bunun sonucunda sayısız Rus askeri azat edilmiştir aynı zamanda Zeya şehrinde bir de ağaçtan kilise yapılmıştır yine savaş esnasında Mari ve Çuvaş halkı da Moskova tarafına geçmişti. 

Moskova hükümeti onları kendi tarafına çekmek ve Kazan Tatarları’na karşı savaştırmak için çok etkili yöntemlere başvurmuştur. Padişah Kitabı’nda (Tsarskaya Knigo) bu halkların elçilerinin Moskova'da şöyle karşılandıkları anlatılmaktadır; “ İvan onları çok iyi karşıladı. Hatta onları kendi masasında yedirip içirdi. Knez ve mirzalara kürk ve altınlar verdi. Başkalarına da kıymetli hediyeler, atlar, paralar verdi…”  Ruslar Kazan’ı ele geçirmek için başvurdukları bu yöntemleri uygularken Kazan sarayında çaresizlik alıp başını gitmişti. Süyümbike Kazan halkını kurtarmak için Kırım memurlarından Kuçak Oğlan’ın yardımını alır. Buna katlanamayan bazı Rus yanlısı Kazan askerleri ikisi hakkında çeşitli dedikoduları yaydılar etrafa. Kırım mirzaları Kazan’a yardım etme düşüncesindeydi ancak Kazanlıların artık Ruslar’a teslim olma isteklerini duyması üzerine Kazanlılar’dan ayrılmaya karar verirler.  

Ancak Ruslar Kırım mirzalarını -yanlarında Kuçak olan da vardı- yakalar ve idam ederler. Sonunda ise Kazan halkının sulh teklifi Rus hükümeti tarafından onay görüp Şah Gali’nin de Kazan’a Han olması kabul edildi. Evet, artık Kazan Moskova’nın emrindeydi ve Rus hükümeti tarafından öne sürülen üç şart da kabul edilmiştir. Bunlar:

1) Moskova’nın himayesini kabul eden Mari, Mordva, Çuvaşlar ve onların toprakları Moskova mülkü sayılacaktı. 

2) Bütün Rus esirleri serbest bırakılacaktı. 

3) Süyümbike,  Ödemiş Giray Han ve taraftarları esir olarak Moskova’ya gönderilecekti. 

Süyümbike Kazan'daki son günlerini yaşadığının bilincinde olarak Moskova'ya gitmeden önce çok sevdiği eşi Safa Giray Han'ın kabrini ziyaret eder ve kabrin başında belli bir süre gözünden süzülen yaşlarla kabri sular. Kazan halkı bu durumdan çok etkilenir ve üzülür. İçleri öfkeyle, hınçla dolar ve bu duygular onların da gözlerinden birer damla halinde Süyümbike’nin gittiği yolları ıslatmak için boşalır. Artık Süyümbike toprağını, milletini, öz benliği durumunda olan vatanını bırakıp gitmek zorundadır Moskova'ya. Süyümbike Kazan halkına veda mahiyetinde elini sallayınca Kazanlılar gözyaşlarını bir kere daha boşaltmıştır Kazan çiçeği için. Süyümbike’nin bindiği tekne 5 Eylül 1551 tarihinde Moskova'ya varmıştır. Artık Süyümbike ve oğlu Ödemiş Giray için asıl çileli hayat emarelerini şimdi daha da etkili olmaya başlayacaktır. Nitekim henüz 7 yaşında olan Ödemiş Giray annesinden alınarak 6 Ocak 1553 tarihinde Çudovo Manastırı’nda vaftiz edilmiş ve Hristiyan ruhunda terbiye edilmiştir.[Rızaeddin Fahreddin, Altın Ordu ve Kazan Hanları]   Ayrıca ismi de Aleksandr olarak değiştirilmiştir. Annesinden alınıp vatanı, imanı ve dininden uzaklaştırılan Ödemiş Giray 20 yaşına basar basmaz 11 Haziran 1566 tarihinde vefat etmiştir. Ödemiş Giray, maskara ve hüremin  karıştığı tantana ile hükümdar ailesinin üyelerinin yanında Arhangel Katedrali’nde toprağa verilmiştir.  [Rizaeddin Fahreddin,  Altınordu ve Kazan Hanları,  s.168]  

Süyümbike için evlat acısının yanında bir de düşmanı olan Şah Gali ile evlenmek de varmış. Bunu yapan da hiç şüphesiz Korkunç İvan’ın kendisiydi. Bu durum karşısında Süyümbike’nin babası Yusuf Mirza Moskova'ya elçi göndererek Rus Knezi’nden kızını ve torununu istemişse de İvan kendisine Süyümbike’nin kendi rızasıyla Şah Gali ile evlendiğini ileri sürerek talebi reddetmiştir.[Karamzin, c.III. s.25b] İşin aslı hiçbir zaman böyle olmamıştır Tam aksine Süyümbike, Şah Gali ile cebri bir evlilik yapmıştır. Tabiki Süyümbike’nin Şah Gali ile olan zoraki evlilikten hazzı yoktu ve araları da hiçbir zaman iyi olmamıştır. Tarihi kaynaklar Siyün Bike’nin eşi olan Safa Giray Han'ın özlemi, hasreti ile 1557 yılında 38 yaşındayken vefat ettiğini yazmaktadır. Süyümbike’nin nerede ve nasıl öldüğü hakkında birçok görüş vardır. Hatta nerede gömüldüğü bile mâlûm değildir. Bazı kaynaklarda 4. İvan'ın kışkırtmasıyla Şah Gali’nin Süyümbike’nin burnunu kestiği ve öldürdüğü yazılıdır. Bu kitap gerçekten de Türk milletine adeta bir ibret niteliğindedir.  Evet, görüyoruz ki bir olanı birlik olanı kimse yıkamaz, bedbaht edemez. Lakin halkın veya milletin içinde olan fitneci kesim veya hainler oldukça ve bunların önü kesilmedikçe yaydan çıkan okun geri dönmemesi gibi doğacak faciaların önüne geçilemez. Tarih bir tekerrür meselesidir.   

Geçmişten bugüne Rusya'nın ve benzeri diğer devletlerin coğrafyamızdaki emelleri malumdur.  Bilhassa bu emellerini yapılandırmadaki yöntemleri de barizdir. Mesela Rusya'nın “böl, parçala, yut”  acımasızlığı,   mesela yine Rusların asimile- Ruslaştırma -politikası. Ancak tüm bunlara rağmen sağlam karakterdeki kadın Süyümbikelerin, kahraman Safa Girayların varlığı, aziz milletimizi yıldırmayıp ayakta tutacak güçtedir. Vesselâm…

KAYNAKÇA:

Rızaeddin Fahreddin, Altın Ordu ve Kazan Hanları. Hikmet Doğan, Siyün Bike,  Türk Edebiyatı Vakfı Yayınları, 1978.

 

Bu yazı toplam 3488 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları

İMSAKGÜNEŞÖĞLEİKİNDİAKŞAMYATSI
04:2205:4411:4514:5817:3418:49

Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Eğitimle Diriliş | Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlara aittir. Kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.