GÖRÜNMEYEN ÜNİVERSİTE KİTABINA DAİR / Köşe Yazısı - Cevdet BALLI

4.04.2016 13:51:49
Cevdet BALLI

Cevdet BALLI

 GÖRÜNMEYEN ÜNİVERSİTE KİTABINA DAİR

Teknolojinin insan hayatında yarattığı tahribat ve bunun fıtratı bozan yönleri dikkate değerdir. Müslüman'ın irfani boyutunu güçlendirecek, manevi değerleri yaşamasına yardımcı olacak mektepler, sohbetler şüphesiz günümüzde daha bir anlam ifade etmekte, elzem görünmektedir.

 

M Zahit Kotku hazretleri bu boyutu ile derinlemesine üzerinde durulması gereken  bir zar, bir okuldur.

 

Ersiz Nazif Gürdoğan modern hayatın olumsuzlukları ile birlikte Kotku hazretlerinin sohbetlerini , bakış açısını Görünmeyen Üniversite adıyla kitaplaştırdı.Biz de daha çok dikkatimizi çeken boyutlarını not haline getirdik.İşte bu notlarımız:

 

·         İnsanların bedensel ve zihinsel güçlerinin bir sınırı olmasına rağmen arzu ve isteklerinin belirli bir sınırı yoktur.

·         Eski,eski olduğu için atılmaz, faydasız olduğu için atılır. Yeni de yeni olduğu için alınmaz. Faydalı olduğu için alınır.

·         Dönüşümün öncüleri, korku ve düşman üretenler değil, ümit ve güven verenlerdir.

·         Dünyayı dönüştürmede kan kardeşliği değil düşünce kardeşliği önemlidir.

·         Gösteriş tüketiminin baş tacı edildiği  toplumlarda, dünya ile ahiret arasında uyum değil, çatışma vardır. Dünya ahiretin tarlası olma özelliğini yitirince, ikisi birbirinden bağımsız hale gelir.

·         Ortam ve şartlar ne kadar olumsuz olursa olsun, umutsuzluğa kapılmayanlar büyük rüyalar görürler.

·         Acıların derinliklerine dalmayanlar, denizlerin derinliklerine dalmayanlar gibi inci elde edemezler.

·         Büyük cihad cephede savaşmak değil, insanın iç dünyasında kendi kendisi  ile hesaplaşmasıdır.

·         Derin bir güvensizlik ve umutsuzluk duygusuna kapılmış insanlardan oluşan kitleler, yapay olarak büyütülen ihtiyaçları karşılamak için, sonu gelmez bir kazanma ve gösteriş yarışına itilmiş durumdalar. Adeta bir savaşa dönüşmüş ve süreklilik kazanmış bu yarış içinde, kişilerin yalnızlıkları zamanla katlanarak artıyor. Akan hayat  içinde insanların büyük bir çoğunluğu, bütünüyle  edilgen bir konuma  düşmüştür. Dostluk, kardeşlik ve başkalarına hiçbir karşılık beklemeden yardım etme gayreti anlamını yitirmiştir. Gösteriş ve daha çok kazanma yarışı içinde, insanlar özgürlüklerini ve kişiliklerini bir bir yitiriyorlar

·         Arzularının sınırlamasını bilmeyen insan eninde sonunda dünyanın tutsağı olur.

·         İslam'ın ölçü ve değerleri içinde tutkuları kar gibi erimeyenin elinde İslam kar gibi erir.

·         Hased, kibir, riya, hırs, gazap, şehvet, gaflet, şöhret, kin gibi şeylerden uzak olmak kalp temizliğinin alametlerindendir.

·         Ölüm tutum ve davranışları yönlendiren ve biçimlendiren önemli bir parametredir.

·         Peygamberi sevme ve bağlanma, Onun hayatının bütün ayrıntılarını bilmekle mümkündür.

·         Kanserden, vebadan ve koleradan nasıl korkup kaçıyorsak günahlardan da öyle korkup kaçmamız lazım.

·         Çünkü insan okudukça, bilgisini genişlettikçe kendisine bir varlık, bir benlik gelir. Tabiatıyla bunun sonucu olarak da- benim- demeye başlar. İnsan makam mevki olarak yükseldikçe benliği de o ölçüde yükselir. Kişinin bu halini görebilmesi ve ona göre tedbir alması da en büyük hünerdir.

·         Toplumun ekonomik ve kültürel dokusunu değiştirecek olanlar; sınırsız denebilecek bir bağlanma ile tutkularından arınmayı başarabilen insanlardır.

·         İşte yalnızca bilimsel ve teknolojik devrime dayanan batı insanının çıkmazı; Gök yüzünde dolaşabiliyor, okyanusların en derin yerlerine iniyor, ancak başkalarını da özeterek, gök yüzündeki yıldızlar gibi dostçasına birlikte yaşamasını bilmiyor.

·         Teknolojik düzey ilerledikçe, beklenenin tersine çalışma saati genelde azalıyor gibi görünse de daha çok tüketme baskısıyla insanlar çok daha hızlı ve birden ve çok işlerde çalışmak zorunda kalıyorlar.

·         Satışların daha hızlı artması için, enflasyon, taksitli satışlar ve tüketici kredileriyle, kitlelerin satın alma gücü suni bir biçimde büyütülüyor.

·         Ekonominin amacı; gerçek ihtiyaçları karşılamaktan daha çok, suni ihtiyaçlar üretmeye dönüştü. Tüketim ekonomisine paralel olarak,  ‘‘ Bir kere kullan sonra at’’ diye özetlenebilecek yeni bir kültür doğdu. Bu kültür içinde insan ile birlikte çevre, ruh ve bilgi akıl almaz boyutlarda kirletiliyor

·         Malezya'dan Fas’a kadar bütün Müslümanlar Batılılar gibi giyinmeye, Batılılar gibi yemeğe, Batılılar gibi tatil yapmaya, Batılılar gibi eğlenmeye ve Batılılar gibi yaşmaya öyle istekli görünüyorlar ki, sonunda Batılılar üretmeseler bile, Batılılar gibi tüketmeyi eksiksiz başarıyorlar. Müslümanlar Batılılar gibi yaşadıkları için, kaçınılmaz olarak da her alanda Batılılar gibi düşünmeye başlıyorlar.

·         Kola, Marlboro, Nescafe ve benzeri ürünlerine karşı çıkılamayan bir kültürün; bilimine, teknolojisine ve değerlerine karşı çıkmak çok zordur.

·         Müslüman sevdiklerinden dağıtmadıkça, gerçek olgunluğa ulaşamaz. Olgunluğa  ermenin en etkin yolu, karşılık beklemeden dağıtmasını öğrenmektir.

                                                                                  

 

Bu yazı toplam 2936 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları

İMSAKGÜNEŞÖĞLEİKİNDİAKŞAMYATSI
04:2205:4411:4514:5817:3418:49

Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Eğitimle Diriliş | Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlara aittir. Kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.