YUSUF OLANIN NASİBİ
Nasib, malumunuz çoğu kere olumlu olanla birlikte anılır. Payına düşen gerçekliğe-kaderine rıza göstermek…
Yürünen yolun tabiatında olan sorunlara, yükün gereklerini aksatmadan yerine getirdikten sonra, “dışarı” nın ördüğü duvarlara karşı sebatkâr olabilmek...
Yolu şaşırmadan, yol arkadaşlarının zikzaklarına takılmadan, yolculuğa devam edebilmektir.
…
Kuyu İçin
Tekabül ettiği karşılık ile kuyu, Yusuf olmaya talib olanların en önemli sermayesidir.
Kuyu, kul nezdinde, görünüşte bir çözüm arayışına tekabül etse de, nihayetinde karşı tarafın acizliğinin, zayıflığının, kölesi olduğu nefsi emmarenin yansımasından başka bir şey değildir.
Kuyu, Mahmut Derviş’in vurgusu ile “kurdun merhametine bile rahmet okunan”, hırsın kişileri ne duruma düşürebileceğinin tasviridir aynı zamanda.
Kuyu ile Yusuf bir kaderin ayrılmaz ikilisi, mecz olmuş halidir.
Kuyu Yusuf ile Yusuf kuyu ile teşbih olunur.
Yusuf’u hatırlatan her kuyu, asli misyonuna göre hareket edebilen bir canlı mesabesindedir.
Yeniden dirilişin, tıkalı yolun karanlıklarında aydınlığı müjdeleyen yeni bir menzilin göstergesi, bir işaret taşıdır kuyu.
Kuyu, aynı zamanda Yusuf olmanın, istikamet üzere olmanın da bir nişanesidir.
Bir “arayış” tır kuyu...
Meçhule değil, hedefe kilitlenenlerin zorunlu uğrak yeri ya da sığınağı…
Kuyu, kadim sevdaların, bilenmiş yüreklerin dilini harekete geçiren bir anahtardır.
Kuyu, çölün ortasında dahi vaha tutkusunu yitirmemektir. Bu tutkuyu, çöl yorgunluğunun esen yeli görebilmektir.
Ufkun ötesini düşleyen bir bilinci kuşanabilmektir.
…
Yusuf İçin
Yusuf, fedakârlıktan zafer devşirmenin deniz feneridir.
İki kelimeden ibaret bir destan, bir yol haritası, bir göz aydınlığıdır Yusuf.
Yusuf, farklı olmanın acısını küçüklükten itibaren iliklerine kadar yaşayan bir irfanın sembolüdür.
Bir hikmet pınarıdır.
Yusuf olmanın nasibidir kuyu. Yusuf’un kaderi...
En düzeyli bir mektebin “sıbyan” ı…
…
Dua
Rabbim, Yusuf’un yolunun müntesibi olmayı nasip etsin.
Kuyu Bilinci ile hareket etme basireti versin.