YENİ MUHAFAZAKAR KESİMDEKİ SEKÜLERLEŞME EĞİLİMLERİ / Köşe Yazısı - Bilge ÇAĞLAN

Bilge ÇAĞLAN
YENİ MUHAFAZAKAR KESİMDEKİ SEKÜLERLEŞME EĞİLİMLERİ
Türkiye’de 1980’li yıllardan sonra yaşanan dönüşümler, kültürel, sosyo-ekonomik, siyasal alana yönelik köklü değişimleri de beraberinde getirmiştir.80 öncesi döneme bakıldığında Türk modernleşme sürecinde din daima netameli bir konu olmuştur. Modernleşmeye yönelik olarak ortaya çıkan eleştiriler gericiliğin ve geleneksel dönem özleminin birer yansıması olarak değerlendirilip reddedilmiştir. Cumhuriyet ideolojisinin hakim paradigması ,dinin sadece yurttaşlarının vicdanlarında yer alabileceği,toplumsal hayatta kendini ifade edemeyeceği düşüncesi etrafında şekillenmiştir. 1931-36 yıllarında Cumhuriyet Halk Partisi genel sekreteri bu düşüncesini şöyle ifade etmiştir:’’Türkiye’de din telakkisinin hududu, yurttaş vücudunun cildini aşamaz’’.
O dönemden bu yana vatandaşlara dayatılan resmi laiklik anlayışı bu ezber üzerinden ilerlemiştir.Dindarların dini ritüelleri yaşamalarına , yaşayış biçimlerinin önüne birçok engel çıkarılmıştır.Burada asıl hedef çağdaş uygarlık düzeyini yakalamaktır.Bu hedef de modernliğin bir parçasıdır ve yalnızca batılılaşmayla bu hedefe ulaşılabilineceği düşünülmüştür.Modernliğin en büyük teminatlarından sayılan laiklik düşüncesi sonucunda arzulanan şey dinin siyasal alanda da bir referans olmaktan çıkarılması dikotomisidir.Bir yandan da sekülerleşme ile dini toplumsal hayattan uzaklaştırma arzusu söz konusudur.Toplum dinsel aidiyetlerden uzaklaştırılmak istenilmiştir.Türk modernleşme süreci farklılaşma ve çoğulculuk düşüncesinin tersine ‘’ideal yurttaş ‘’ anlayışı doğrultusunda ilerlemiş ve bu tanımın dışında kalan herkesi manipüle etmeye çalışmıştır.Bu süreç 80’li yıllara kadar sancılı bir şekilde devam etmiştir..Bu yıllardan sonra parti dönüşümleri ve küreselleşmenin etkisiyle başlayan yeni bir süreç günümüzde giderek hız kazanmaktadır.Bu gelişmelere paralele olarak dindar kesimde de köklü değişim ve yer yer çelişkili dönüşüm dönemleri yaşanmaktadır.
Muhafazakar kesim ekonomik gücü de elde ederek yıllarca görünmez olduğu kamusal alanda yeni yeni görünür olmaya başlamış; fakat ne yazık ki serbest piyasa ekonomisi dindar kesimi de kapitalist sistemle karşı karıya getirmiştir. Yaşanan bu ekonomik rahatlama ve sermayenin farklı toplumsal sınıfların elinde bulunması, kendine özgü yeni gündelik yaşam pratiği ve tüketim anlayışıyla yeni bir orta sınıfın çıkmasına sebebiyet vermiştir. Zamanla bu yeni orta sınıf kapitalizmin meşrulaştığı, popüler kültürü özümseyen bir kitle haline dönüştü. Oysa İslâm ve kapitalizm, gerek ontolojik gerek epistemolojik gerekse etik öncelikleri açısından farklı toplumsal sistemlerdi. Peki bu dönüşüm nasıl gerçekleşti? İslâm ve kapitalizmle ilişkili olarak, İslâmi ekonomi, İslâmi tüketim, İslâmi sermaye, İslâmi moda, İslâmi tatil gibi birçok tanımlama ile gündeme gelen, “İslâmi” olanın kamusal alanda görünürlüğünün artması ile dindar Müslümanların modernleşme süreci hız kazanmakta, hatta modern bir fenomen olan İslâmcılığın yeni kanallar bulup devam edebilmesi ve dönüşüp yeni formlar kazanması mümkün olmakta, sekülerleşme ve İslâmileşme birlikte tecrübe edilmektedir. İslâmi hayat tarzları modernleşmekte ve bu süreçte İslâmi aidiyetler ve kimlikler de dönüşmektedir. Dindar bireyler, modernliği söylem düzeyinde sürekli olarak eleştirmekte, ama bireysel davranış ve toplumsal pratik düzeyinde ikisi arasındaki etkileşim her geçen gün daha da derinleşmekte ve karmaşıklaşan bir görüntü ortaya çıkmaktadır. Örtünme ve moda dikotomisi buna verilecek ilk örneklerdendir. Kamusal alanda yıllarca görünmez olan başörtülü kadınlar, yeni iktidar dönemiyle birlikte ellerinden alınan hakları yeniden kazanmış ve görünür olmuşlardır. Daha önceleri üniversite kapılarından geri çevrilen ya da çeşitli tahakkümlere maruz kalan başörtülüler artık sadece üniversitelere değil, devlet dairelerine de başörtülü bir şekilde girmişlerdir. Özgürlüklerini kazanan İslâmi kesimde geleneksel dindarlığın geri plana bırakılması eğilimleri görülmüştür. Bunun temel sebebi dindar yeni orta sınıfın tüketim kültürüne entegre olması esasına dayanır. Tüketim kültürüne entegre olmamızın nedenler ise modernite, globalleşen dünya, popüler kültür ve sosyal medya mecralarıdır. Yeni orta sınıfın dini ritüelleri yaşayış biçimleri ile inanış biçimleri arasında büyük bir çelişki ortaya çıktığı gözlemlenmektedir. Örneğin Kur’an’da emredildiği şekliyle bir örtünme biçiminden ziyade modaya uygunluk esasına dayalı yeni kültürel kodlar inşa edilmekte. Böylelikle değişim ve dönüşüm dönemlerinden önce her türlü baskı ve tahakküme maruz kalan dindarlar, günümüzde ‘’marka’’ takıntısı olan bireylere dönüşmüşlerdir.Kapitalist sistemin gereği olan modaya uygunluk, trend olanı benimseme, alışveriş kültürüne entegre olma hali ne yazık ki yeni orta sınıfta görülmektedir. Oysa kapitalizm ve İslami düşünce birbirinin zıttıdır. Çünkü İslamiyet bireyselleşme arzusu içinde olmamış daima ümmet olma düşüncesiyle toplumsal bir alana işaret etmiştir;fakat kapitalizme mesafeli bir duruş sergileyemeyen yeni muhafazakar sınıf modern dünyada Müslüman olma haliyle dindar olma hali arasında gelgitler içerisindedir. Buradan hareketle dindarların bu dönüşümünü ilmi bilgiye yeterince değer vermemeleriyle açıklamak mümkündür. Daha az okuyan, daha çok sosyal medyayla hemhal olan, sürekli tüketme arzusu içinde olan, boş vakitlerinde alışverişle ilgilenen bireyler bir yandan da Efendimiz(s.a.v) ve sahabeler dönemindeki yaşayış biçimini düşünüp kendine çekidüzen verme gayretinde olsalar da bir yerden sonra popüler kültürü özümsemeye devam etmişlerdir.Modern dönemde görünür olma çabaları dindarları tüketici bireylere dönüştürmüştür.Zamanla modern yaşamla bütünleşen özellikle dindar başörtülü orta sınıf kadınlar başörtüsüyle birlikte giyimde modern, şık ve zevk sahibi insanların kendi tarzını oluşturması gerektiğini vurgulayarak, modern tesettürün, gizlenme yerine görünür ve fark edilir olma boyutlarını ön plana çıkarmaktadır.Fakat modern tesettür söylemi başlı başına problematik bir söylemdir.Burada dinin tüketimle bir arada vurgulanmasını meşrulaştırma çabası söz konusudur.’’Hem modern hem şık hem de dini kuralları çiğnemeden’’ ortak bir tarzın vurgulanabileceğini savunan dindar orta kesim, görünür olma halinin sınıfsal ve toplumsal bir gereklilik olduğu düşüncesini benimsemektedir.Yeni orta sınıfın kendini tanımlayış biçimi artık tüketim üzerinden gitmektedir.Bu bağlamda yeni muhafazakar kesmin benimsediği islâmi yaşam tarzı,kapitalist tüketim ve üretim ilişkileriyle birlikte dünyevi olana yönelmeyi meşru kılar.Böylece İslâmi aidiyet ve kimliklerde dönüşümler yaşanmaktadır.
bilge.caglann@gmail.com BİLGE ÇAĞLAN –İTÜCÜ SOSYOLOJİ
Kaynakça
Subaşı, Necdet. Din sosyolojisi. İstanbul: Dem yayınları2014
Özbolat. Abdullah. Tüketim bağlamında dindarların dönüşümü: 2014.
Göle. Modern Mahrem. İstanbul: Metis Yayınları: 1992.
Bu yazı toplam 3362 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
- MODERN EĞİTİMLE DEĞİŞEN DİNDARLIK1 Mayıs 2016 Pazar 08:32
- YENİ MUHAFAZAKAR KESİMDEKİ SEKÜLERLEŞME EĞİLİMLERİ13 Mayıs 2015 Çarşamba 16:21
- Cevdet BALLIİnsan-ı Kamil ve Özellikleri
- Emrah KAROkul Bize Ne Öğretir?
- Bilal AKGÜL Yusuf Olanın Nasibi
- Zeynep DURDUKOCASünneti Anlamada Yöntem*
- Ömer MAÇİNRuhun Maslahatları ya da Ruh Sağlığının Korunması
- Zeynep TEPEÇağdaş İslam Düşüncesi Eserlerinden Biri “Kur'an Okulu”
- İsmet TANRIVERDİİslami Düşüncede Sorunlar ve Yeni Arayışlar
- Sümeyye PAMUKHamidullah Hoca ile İslam Müesseselerine Giriş
- Asiye BALLITesettür Ediyoruz
- Esma BOZKURTİzutsu’da Kur’an Kavramlarını Anlama Yöntemi
- Muhsine KOÇİmam Gazali ve Dalaletten Hidayete
- Salih ESKİTAŞAyağa Kalk -Yola Revan Ol
- Hülya AKCEBEBismil Vedud
- Hasan UYARFeridüddin-i Attar
- İsmail IŞIKAdil Şahitler Olmak - Adaletli Olmak da İbadettir
- Osman DAĞCabir bin Hayyan’ın İlmi Kişiliği ve Çalışmaları
- Nevzat GÜZEL2023 Eğitim Vizyon Belgesine Genel Bakış
- Yusuf YAVUZYILMAZCumhuriyet Modernleşmesi, Toplumsal Değişim ve Dil
- Ahmet BELLİBAŞCebrail’in Kanadından Yüreğimize Doğan İlhamlar
- Ahmet ÖZBEKİlim ve Akıl Zenginlik Getirir (mi)?
- Mehmet Suat DİLEKMü’minin Yitik Malı; İrfan
- Melek BELLİBAŞFıtrat Üzere Çocuk Eğitimi
- Ziya TEPEİkbal ‘in Hayatı ve Düşüncesinde Maneviyat
- BAŞYAZIMedeniyetlerin Var Olma Süreci ve İrfan Eğitimi
- Fuat YILANCIŞARK'IN DEHASI BATI'NIN AVİCENNA'SI: İBNİ SİNA
- Esma BULUTSüyümbike/Süyün Bike
- Habip ASLANAhmedi Hânî ’Nin Şaheseri
- Ayşe YETKİNASRIMIZIN ASİYE’Sİ: ZEYNEB EL GAZALİ
- Hacı OCAKANI
- Ümmü Gülsüm ORZANBabasının Annesi Hz. Fatıma
- Mehmet ORMANSırat’ta Bir Genç Araf’ta Kalır Mı?
- M.Nurullah DEMİRÇocuk Eğitiminde Doğru Bildiğimiz Yanlışlar
- Ömer DEMİRİmam Hatip ve İlahiyatların Misyonu
- İrfan ÇELENKAmerika Birleşik Devletlerinin Eğitim Sistemi
- Mehmet Ali ÇETİNAlmanya da Eğitim Sistemi
- Mehmet EKENBilge Kral ve Eğitim
- Rukiye ÇINARTutarlılık, Adalet Ve Saygı Eğitiminde Anne Baba Davranışları
- İsmail ÖNERMEDENİYET HAVZALARIMIZIN SON DÖNEM BUNALIMLARI
- Asım KABAKİMAM HATİPLER BİZİM NEYİMİZ OLUYOR?
- İsmail ULUÇAYİSMAİL R. FARUKİ’NİN “TEVHİD” KİTABI ÜZERİNE
- Ali YILDIZİLİMDE NİYET VE İLME SAYGI
- Hekim ALANTalimü’l Müteallim Kitabı Çerçevesinde İlim Öğrenmenin Faziletleri
- Aslan Nihat ÖZBEYBİR AYDINLA AYDINLANMA
- Ömer LEKESİZÖmer Lekesiz:Okumadan Muaf Olmak
- Hayrettin KARAMANİmam Hatip Okullarının İkmali İçin
- Yusuf KAPLANZihniyet Devrimi ve Maarif Devrimi Olmadan Aslâ!
- Enver YILANLIİHVANI MÜSLİMİN HAREKETİ ÜZERİNE
- Bilge ÇAĞLANMODERN EĞİTİMLE DEĞİŞEN DİNDARLIK
- Hadi HANRAHMETLİYİ NASIL BİLİRSİNİZ?
- Yalçın ÇETİNKAYASAZ VE SÖZ MECLİSİ
- Kemal SAYARKalb-i Selim
- Gökhan ÖZCANPARDON!
- Zehra Ç. TÜRKMENPEYGAMBER ÖRNEKLİĞİNDE İSLAM’DA ÇOCUK EĞİTİMİ
- Rasim ÖZDENÖRENZAMANINI KOLLAYAN SABIR
- Ali ŞERİATİÇölün Çehresi, Ilgın ve Söğüt
- Erol GÖKA‘İRADE’ DERKEN…
- Akif EMRETEMEL METİNLERDEN YOKSUN ÜNİVERSİTE
- Mevlüt UYANIKYeni Bir İslam Medeniyeti Tasavvuru İçin Hoca Ahmed Yesevi Ve Yönteminin Önemi
- Lütfü BAŞLİRİSÂLE-İ NÛR'DA TEVHİD EĞİTİMİ
- Selahaddin EŞ ÇAKIRGİLMURSİ; MÜSLÜMANLARIN YÜZAKI
- İ. HALİL TÜNÇMENYİTİRDİĞİMİZ MEDENİYETİN İZİNDE BİR EĞİTİM SİSTEMİNE DOĞRU
İMSAK | GÜNEŞ | ÖĞLE | İKİNDİ | AKŞAM | YATSI |
04:22 | 05:44 | 11:45 | 14:58 | 17:34 | 18:49 |