SİLAH İCAT OLDU MERTLİK BOZULDU TEKNOLOJİ GELİŞTİ İNSANLIK BOZULDU
Günümüzde evinde televizyon olmayan çok az aile vardır; hatta evinde televizyon olmayan aile sayısı bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar azdır. Evinde bilgisayarı olan aile sayısı ise evinde bilgisayarı olmayan aile sayısından fazladır. Teknoloji ile ilişkimizi, 15-20 yıl önceki aile ilişkilerimiz, akrabalık ilişkilerimiz, dostluklarımız, muhabbetlerimiz açısından kıyaslamak için bir değerlendirelim.
Teknolojinin gelişmesi ve teknolojinin hayatımıza çok hızlı bir şekilde girmesiyle birlikte birçok değerimizi –maalesef- kaybetmeye başladık. Muhabbet kavramı neredeyse yok olmak üzere. Bir arkadaşımızla konuşmamızı yarım saatten fazla sürdüremiyoruz. Telefona bakıp “Yeni bir gelişmeyi kaçırdım mı?”, “Mesaj atan olmuş mu?”, “Arayan var mı?”, “Acaba facebook, twitter vb. paylaşım sitelerinde herhangi bir paylaşım olmuş mu?” gibi meraklarımız doğmaya başladı. Gerçek âlemimizi sanal ortama sığdırmaya, oraya taşımaya başladık. Gerçek âlemimizden bu şekilde gittikçe uzaklaşmaya başladık. Bunun sonucunda arkadaşımızla güzel bir sohbette bulunamamış oluyoruz. İçimizdeki mutlulukları, sıkıntıları arkadaşımızla güzelce paylaşamamış oluyoruz. Doğal olarak sıkıntılarımızı içimizde hapsettik.
Teknolojiye daldıkça dostluğumuzu, muhabbetimizi kaybetmeye başlıyoruz. Muhabbet etmesini bilmeyen bir nesil yetişmekte maalesef. Sanal âlemde bulunmak, mesajlaşmak, telefonda vakit geçirmek ile yetinen bir nesil ortaya çıkmakta. Oysa tokalaşmak, yüz yüze konuşmak, duyguları direkt olarak görmek, hissetmek, bambaşka bir şey. Karşılıklı gülmek, üzülmek, hissetmek bambaşka bir şey. Bu duygulardan mahrum yetişen bir nesil maalesef sıkıntılar yaşamakta ve teknolojinin zararlarından kurtulamamakta. Örneğin güven duygusu teknoloji ile birlikte tahrip edilmektedir. Mesajlaşmak şimdiki gençler arasında olmazsa olmaz bir aktivite haline gelmiş durumda. Mesajlaşmayı dizilerde, filmlerde olduğu gibi hayatına yansıtmaya çalışan gençler, dizilerdeki mesajlaşırken yalan söylemeyi bilinçaltına maalesef yerleştirmekte. Uzakta olan bir arkadaşıyla mesajlaşırken, nasıl olsa beni görmüyor gibi bir düşünceyle yalan söylemeyi normal görebilmektedir. Bu şekilde güvensizlik duygusu gençler arasında gittikçe artmaktadır. Bu kadar basit bir teknolojik gelişimin hayatımızdaki en büyük duygularımızdan bir tanesini böylesine harap etmesi maalesef büyük bir uçurumun kenarında olduğumuzun işaretidir. Bu ve benzeri birçok duygumuz maalesef teknolojiyi yanlış kullandığımızdan dolayı yok olmaya yüz tutmaktadır.
İnternet ve bilgisayar oyunlarının ölçüsüz ve sınırsız kullanıldığında zararları saymakla bitmez. Ebeveynler maalesef çocuklarının internet ve bilgisayar oyunlarıyla ne kadar içli dışlı olduklarını fark edememekteler. Ve bunun sonucunda çocuklarının gittikçe sanal aleme dalıp yalnızlaştıklarını, yüz yüze ilişki kurmakta zorlandıkları, sosyal gelişimlerinin önemli ölçüde gerilediği, saldırganlık davranışlarının arttığı gibi özelliklerini de fark edememekteler. Çocuklarının internet kafelere gittiğinden haberdar olmayan ebeveynler, çocuklarının evde, okulda, sokakta şiddet içerikli davranışlar sergilemesine anlam verememektedirler. Devlet tarafından maalesef yeterince denetlenemeyen ve her okul yakınında nerdeyse bir iki tane bulunan internet kafelerde, hangi tür oyunlar oynandığı, ne tür sitelerin erişime açık olduğu konusunda habersiz olan ebeveynler, çocuklarının ahlaki, sosyal, duygusal olarak bozulmalarını anlamakta geç kalmaktalar.
Televizyon en çok zarar veren teknolojik alet olarak birinci sırada yer almaktadır. Televizyonu yanlış kullanma veya gereğinden fazla kullanma onu birinci sıraya taşımaktadır. Her akşam bir diziyi takip etme alışkanlığı köylerdeki ailelerden tutun ilçedeki, ildeki tüm ailelerin ortak özelliği olmuştur. Saatlerce televizyon izleme alışkanlığı muhabbetimizin sonunu getirmiş durumdadır. Ve maalesef tüm meslek gruplarının TV-dizi izleme alışkanlığının aynı olması durumun vahametini göstermektedir. Saatlerce bıkmadan yorulmadan TV izlemek insanların gerçek hayatlarından uzaklaşmasına sebep olmaktadır.
EBEVEYNLERE ÖNERİLER
- Hem kendinizin hem çocuğunuzun televizyonda ne seyredeceği konusunda ortak kararlar almaya çalışıp, ailenize zarar verecek programları, dizileri, filmleri izlememeye gayret gösterin.
- Çocuğunuzla birlikte mutlaka vakit geçirmeye özen göstererek çocuğunuzun ruhsal boşluklarını sanal ortamda gidermesini azaltmış olursunuz.
- Çocuğunuzu şiddet içeren oyunlardan uzak tutmaya çalışın.
- Televizyon, bilgisayar, tablet, cep telefonu gibi aletleri çocuğunuzun “uslu” durması için kullanmayın. Günümüzde birçok annenin yaptığı en büyük hatalardan biri de bu durumdur.
- Yasaklarla sorunu çözmeye çalışmayın, daha cazip ortamlar, teklifler sunmaya çalışın. Çocuğunuzla oyun oynamak, vakit geçirmek, yürüyüşe çıkmak, spor yapmak çocuğunuzun teknolojinin zararlarından daha sağlıklı bir şekilde uzaklaşmasını sağlayabilir.
Emrah KAR
