SEBAT VE KARARLILIK
Sebat, kavram olarak, bir işte azim ve kararlılık gösterme, sebatkârlık; anlaşmaya, verdiği söze sadakat gösterme anlamında kullanılmaktadır.
Kararlılık ise karar verdiği şeyde çeşitli alternatiflere kapalı bulunmak, arkasına düşüp talep ettiği hususlarda sebat etmek ve üzerine aldığı sorumlulukları ciddi bir mesuliyet şuuru ile yerine getirmek, istikrar olarak tanımlanabilir.
İnsan, iradesinin aklının yönetiminde olması ile insandır. Aklın yönetiminde olmayan bir iradenin insani vasıfları uygulayabilmesinden, fıtri olanı sahiplenebilmesinden bahsetmek mümkün değildir. Mümkün değildir; çünkü sebat etme ve kararlılık ancak aklın iradesi ile var olur, anlam kazanır
İrade, insanın tabii vasfı olmakla birlikte, iradenin ölçüsü, boyutu insani yücelişin yüksek seviyeye ulaşmasının belirleyici faktörüdür. Goethe‘nin vurgusuyla, iradeli insan (veya iradesini kullanan insan ), dünyayı kendi isteğine göre değiştirir.
“Biz, tabii nimetlerden, akıl ve zekâdan, yeraltı kaynaklarından yararlandığımız takdirde yenilmez bir iradeden istifade etmiş oluruz. Zira insan ancak kesin irade sayesinde onlardan yeterli ölçüde yararlanabilir.”
Sebat, iradeyi güçlendirme özelliğinden dolayı iradenin vazgeçilmez azığı mesabesindedir.
Başarının elde edilmesinde sebat ve kararlılığın etkisi barizdir. Dikkat ve teşhisten ve işin kar ve zararını belirleyip aklın beğenisini kazandıktan sonra muhkem ve kesin bir kararlılıkla hedefi takip etmeli ve bilmeliyiz ki, her iş zorluk ve problemleri nispetinde, güçlü ve köklü bir kararlılığa, sebata ihtiyaç duyar.
Başarının sırrı ve zorlukları gideren, güçlü bir iradeyi ortaya koyan sebat ve kararlılıktır.
Hafızın dediği gibi,
Der reh-ı menzıl-i Leyla ki hater hest besi
Şert-ı evvel-ı kadem anest ki Mecnun başi
Leyla’nın evinin yolunda çok tehlike vardır
İlk adımın şartı Mecnun olmaktır.
Sebat, mevcut zor şartlara karşı sahip olunan değerleri yaşama ve savunmada gayret, tahammül, direnme gücü anlamlarında da kullanılabilir. Bünyesinde bir dinamizmi, gayreti ihtiva eder. Pasif olma, tepki göstermeme anlamlarına asla gelmez. Bu minvalde bekleme, mücadelede devamlı olma, gayret, genel çerçevesinden çıkılmadığı, asıl hedeften şaşılmadığı zaman bir anlam taşır. Dinamik özelliğinden koparıldığı, istikametin mihverinden çıkıldığında ortaya çıkan durumu sebat olarak tarif etmek mümkün değildir.
Sebat, sürekli reddedilişlerin ve engellerin günlük hayatın bir parçası olduğu hemen her alanda gerekli olan zihinsel direncin, karşı koyuşun bir ifadesidir.
Yaptığı işte, bulunduğu istikamette sebatı arttıran etkenlerden biri kısa ve uzun vadeli somut hedefler oluşturulmasıdır. Açıkça tanımlanmış bir hedefin olması, yapacağınız işte başarılı olacağınıza dair güven problemi olsa bile, sebatkâr olmak, başarılı olma ile ilgili güven probleminin izale olmasına katkıda bulunacaktır.
“Ağaç, dikildiği yerde durursa gelişir, meyve verir. Fakat bir yerden çıkarılıp başka yere, oradan çıkarılıp bir başka yere dikilirse kurur. İnsan da öyledir. İşinde sebat ederse işinin ehli olur, çevresinde tanınır ve yararlı hizmetler yapar.”
Buna bağlı olarak istikamet üzere sebatın altını çizmek gerekir. Büyük ideallerin büyük fedakârlıklar, gayretler gerektireceği aşikârdır. Kısa yoldan, fedakârlıkla yoğrulmayan çabalardan elde edilecek aldatıcı başarıların cazibesine kapılmak, nefsin egemenliğine boyun eğmiş hırs, istikametten sapmanın yanında, başarıya ulaşmada da olumsuz etkide bulunacaktır.
Fıtri olarak aceleci yaratılan insanın istikametinden sapma riski her zaman mevcuttur. İnsanlık tarihi sebatsızlıktan dolayı amacın araca kurban edildiği örneklerle doludur. Bu anlamda sebat, hayatı ve şartları görmezden gelmek değil, her halükarda kendi istikamet ve ideallerini sürdürebilme cehdi içinde olmak demektir.
Sebat, vazgeçilmez bir kimlik ve kişilik mücadelesidir.
"Sebat zorlu fakat soylu bir tavırdır.”
