Medeniyetlerin Hafızası ve Mirkasım Usmanov / Köşe Yazısı - Osman DAĞ

9.04.2017 13:03:52
Osman DAĞ

Osman DAĞ

 Medeniyetlerin Hafızası ve Mirkasım Usmanov

Kültür ve medeniyet kolay elde edilen bir ürün değildir. Bazen bir kültürün oluşumu için yüzyılların geçmesi gerekir. Medeniyetlerin gelişmesi için öncekilerin tecrübesinden yararlanmak olmazsa olmazdır. Aynı zamanda en ucuz öğrenme yöntemidir.

Kültür, medeniyet, bir milleti millet yapan değerlerdir. Bir milletin nevi şahsına münhasırdır. İngilizler için anlatılır. İngilizler Hindistan’ı kaybettiklerinde büyük bir mülk kaybettiğini söylerler. Eğer İngilizler Shakespeare (Şekspir)’i kaybetmiş olsalardı İngiliz diye bir millet olmayacaktı. Bizim için de böyle değil midir?  Mesnevi kaç tane Konya eder? Ya da Mevlana’dan sonra kaç tane Mevlana yetişmiş? Kaç tane Mesnevi yazılmış? Yunus’un “Divan”ına ne demeli? Değer olarak ne kadar paha biçilmeli? Sahi satın alınabilir mi? Asla, ne paha biçilebilir ne de satın alınabilir. Bu eserler bizi biz yapan değerleri barındırır.

Geçmişimizden haberdar olmamız kendimizi tanımıza vesile olur. Özgüven kazanmamızı da sağlar. Peki, bu değerleri korumamız az mı önemli? Elbette ki bu değerlerin önemi kadar korunması da bir o kadar önem arz etmektedir.

Kazan Tatarlarından Mirkasım Usmanov, Kazan bölgesinde kaybolmakta olan hazineyi tekrar gün yüzüne çıkarmıştır. Hafızanın yenilenmesini sağlamıştır. Mirkasım Usmanov’u ve yaptığı çalışmaları yakından tanıyalım. Mirkasım Usmanov, 31 Mayıs 1934 tarihinde Kulca (günümüzde Sincan Uygur özerk bölgesinde) şehrinde doğdu.

Yaşadığı çevrede birçok lehçe konuşuluyordu. Bundan dolayı bu lehçelere vakıf oldu. (Özbek, Kırgız, Uygur, Kazak gibi). İlk eğitiminde Kiril alfabesi yanında Arap harflerini de öğrendi. Arap harfleri ile Tatarca’yı öğrenmesi eski kitapları, kütüphaneleri inceleyebilme imkânı vermiştir.  1958’de Kazan’a yerleşmiştir. Burada üniversite eğitimini almış, aynı üniversitede hocalık ve idarecilik yapmıştır. Üniversitede kendi halkının ve doğu tarihini okumaya başlar. Önce filolojiye kaydolur, bitirmeden tarih bölümüne kaydolur.

1964-89 yılları arasında 25 yıl boyunca Mirkasım Usmanov, arkeografik araştırma gezilerine katılır. Öğrencileri ile birlikte Kostroma, Moskova, İrkutsk, Orenburg, Astrahan gibi birçok bölgede 850’den fazla Tatar köyünü ziyaret eder. Doğu dillerinde yazılmış 9 binden fazla el yazma 1500’den fazla basılı nadir kitap toplar. Bu el yazmaları VII-XX. yüzyılları arasına aittir.

Milletlerin hafızası tarihtir. Tarihin de en önemli bölümü kitaptır. Usmanov’un yaptığı aslında kaybolmakta olan hafızayı tekrar canlandırmaktır. Bu el yazmaları içinde neler yok ki? İslam hukuku tarihi, astronomi, matematik, filoloji, coğrafya, edebiyat, folklor vs ile ilgilidir. Yaptığı çalışmayı ‘ El Yazmaların Peşinden, Arkeografın Notları’ adlı eserde yayınlar. Bulduğu eserlerin tekrar yayınlanmasına önayak olur.

Mirkasım Usmanov’un özelliklerinden bir tanesi de bilim adamlılığı özelliğidir. Sistematik bir şekilde çalışması ve elde ettiğini başkasının istifadesine sunması… Yaptığı önemli çalışmalardan bir tanesi de Rızaeddin bin Fahreddin’in eserlerini bulup inceleme ve yayınlama. Bu çalışma tek başına Usmanov ‘un isminin ebedileşmesine yeter.

Gün yüzüne çıkardığı eserlerden bir tanesi de 13. yy Bulgar bilim adamı Taceddin ibni Yunus el Bulgari’nin farmakolojiye dair et-Tiryakül Kebir eseridir. Tatar düşünür, yazar, edebiyatçı, din adamlarının isimlerini bulması eserlerini yayınlaması kayıp hazineyi bulmak gibi bir şeydir. Elli yıllık bilimsel faaliyetinde kendisi beş yüzden fazla çalışma yapması onun kararlılığını ve çalışkanlığını gösterir.

Önemli projelerinden birisi Tatar Tarihi, diğeri Tatar Tarih ve Medeniyeti eserleridir. Altın Orda (Ordu) Tarihi yine önemli çalışma alanlarından biridir.

Vakıf çalışmaları gönüllülük esasına göre yapılır. Bu yüzden vakıflar diğer kurumlara göre daha verimli çalışırlar. Usmanov ’da Ciyen Vakfı’nı kurarak Tatar dil ve kültürünün gelişmesi ve canlandırılması için çalışmıştır. Birçok önemli eserin yayınlanmasını sağlamıştır. “Şahıslarımız” adlı yayın dizisi ile meşhur; fakat unutulmuş Tatar kökenli aydınların hayat hikâyelerini yazmıştır. Hüseyin Feizhanov, Şihabeddin Mercani, Rızaeddin bin Fahreddin, Hadi Atlasi, Cemal Velidi, Ayaz İshaki gibi aydınların hayat hikâyeleri yayınlanmıştır. Her kitap biyografi kitabı olmaktan çok o dönemin kültürü, medeniyeti tarihi vesikalarla anlatmıştır. Biyografiler önemli mi? Âlimler zor yetişirler. Âlimlerin hayatı önemli olsa gerek. Hayatından örnek alacağımız birçok yön vardır. İslam beldelerinde kaybolmuş veya kaybolma tehlikesi yaşayan birçok bilge vardır. Hazine mesabesinde olan bu âlimleri, eserlerini arayıp bulmak gerek. 

11 Ekim 2010 hakka yürüdü. Allah rahmet eylesin diyoruz.

 

 

Bu yazı toplam 1919 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları

İMSAKGÜNEŞÖĞLEİKİNDİAKŞAMYATSI
04:2205:4411:4514:5817:3418:49

Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Eğitimle Diriliş | Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlara aittir. Kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.