Gençler Şule Yüksel Şenler ve Başörtüsü Mücadelesi'ni Konuştu

Gençler Şule Yüksel Şenler ve Başörtüsü Mücadelesi'ni Konuştu

Diriliş Kitap Kahve’de Genç Diriliş Kız Ekibinin hazırladığı “Şule Yüksel Şenler ve Başörtüsü Mücadelesi” konulu panel düzenlendi.

Panele, konuşmacı olarak TP. Kahta Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencisi Reyyan Sultan Karaman ve Kahta Anadolu Lisesi öğrencisi Dilan Karakaş katıldı. TP. Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencisi Sena Taşkın tarafından ise yönetildi.

Panel, yöneticinin selamlama konuşması ile başladı. Yönetici Sena Taşkın giriş konuşmasında panel konusunun ana teması olan “tesettür” kavramına dikkat çekti. Bu bağlamda şunları söyledi. “Başörtüsü Müslüman kadının önce yüreğini örter... Sonra gözlerini, sonra dilini sonra da bedenini... Örtünün amacı sahip olduğun güzelliğini saklamaktır. Değerli olan hazineler her zaman gizlenir. " 

Daha sonra ilk konuşmayı yapmak için Reyyan Sultan Karaman söz aldı. Karaman sunumunda Şule Yüksel Şenler’in kim olduğu, hayatından almamız gereken örnekler ve zorluklara karşı sabrı başlıkları altında şunları söyledi:" Şule Yüksel Şenler 29 Mayıs 1938 tarihinde Kayseri'de doğdu. Aslen Kıbrıslıdır. Öğrenimini ortaokul birinci sınıfta bıraktı. 21 yaşında ise gazetecilik yapmaya başladı. Abisi sayesinde Risale-i Nur ile tanışarak hayatının dönüm noktasını yaşadı. Ve İslamla tanıştı. Genç kızları örtünmeye teşvik etmek için “Şule baş” tarzı olarak bilinen örtünme şeklini tasarladı. Dönemin cumhurbaşkanına yazdığı bir mektuptan sekiz ay hapis cezası ile tutuklandı. Daha sonra "İslam'da Kadının Yeri ve Mükellefiyetleri” başlığı altında ilk konferansını Samsun'da gerçekleştirdi. Şule Yüksel Şenler, düşüncelerini roman yazarak da halka ulaştırmayı başardı. “Huzur Sokağı” adlı eseri bugüne kadar bir milyondan fazla satış rakamına ulaşarak adeta milyonların sesi oldu. 30’lu yaşlarına gelen Şenler davasından geri kalmamak için evlenmek istemedi; ama sonunda İslami oyunlarda rol alan bir tiyatro oyuncusuyla evlendi. Daha sonra eşinden şiddete uğradığını söyleyerek boşandı. Bir çok eser veren Şenleri şu anda sağlık sorunları yaşamaktadır."

Daha sonra ise ikinci konuşmacı olarak Dilan Karakaş, sunumunu gerçekleştirmek için söz aldı. Karakaş, sunumunda Kur’an'da örtünün önemi ve mahiyetinden bahsetti. Karakaş devamında şunları söyledi. "Hepimizin de bildiği gibi İslam'ın hükümleri Allah’ın sonsuz ilim ve hikmetinin bir yansımasıdır. Hükümlerimiz heva ve heveslerimize göre olmamalıdır. Kadınlar ve erkeklerin kılık kıyafetlerinin sınırlarını ancak onları yaratan Allah çizer ve onun elçisi talimatı verir. Bugün en uygar kabul edilen ülkelerde erkeklerin özgür iradeyle giyinmeyi açılmaya tercih ettikleri göz önünde bulunmaktadır. Demek ki açıklık bir özgürlük değildir. Kadınların erkeklerden çok daha fazla kapanmaya ve çok daha fazla layık olduğunu görmemek için kör olmak gerekir." Karakaş, konuşmasına cilbabın, alimler tarafından dört farklı yorumuyla devam etti:

1-Cilbab,bütün vücudu örten uzun gömlek veya entaridir. 

2-Giysi üzerine giyilen geniş elbisedir. 

3-Baş,boyun ve çevresinin alttır 

4-Üst tarafı göbeğe kadar örten verida denilen örtüdür. 

"Müslüman kadın el, yüz ve ayak hariç bütün vücudunu örtmek mecburiyetindedir. 

Toplumun adetlerine göre giyinmek dinimiz açısından uygundur fakat İslam'daki kurallar göre dinimiz kapanmayı emretmiştir. Kadın ise el, yüz ve ayak hariç vücudunun tamamını kapatması farzdır. Fakat örtünme şeklini serbest bırakmıştır. "

Panel, yönetici Sena Taşkın'ın okuduğu şu dizelerle son buldu.

"Kim demiş Avrupa insanı medeni!

Ne edep var ne haya çırılçıplak bedeni!!

Eğer medeniyet dediğin açıp saçmaksa bedeni;

Desenize hayvanlar bizden daha medeni ..."